CHP’de hesaplaşma mukadder, lakin gündem belli değil.
Baykal ve Önder Sav’ın kurultayın toplanması için gereken imzaların alınması bağlamında güç birliği yaptığı dillerde, ancak gerekçeleri meçhul.
Kulisteki iddialara göre Baykal liderlik yarışı olmasın, yeni vitrin oluşturulsun derken, Önder Sav tam tersine Kılıçdaroğlu gitsin noktasındaymış!
Görüldüğü gibi CHP’deki hadise ya da arayış fikri olmaktan çok kişisel çekişmeleri çağrıştırıyor.
Öyle olmasa da şu gün için görüntü
budur.
Üzülerek ifade edeyim, bu tablo CHP’yi yeniden eski hizip dönemine döndürür.
Dahası, parti büyümez, kan kaybetmeye devam eder.
En dramatik olanı, CHP’den Turhan Feyzioğlu’nun Güven Partisi misali bir parça kopar ki bu, CHP’yi en azından imaj olarak zora sokar.
Buradan hareketle söyliyeceğimiz CHP’nin üstünde kara bulutların gezindiğidir.
Taraflar bugünkü gibi birbirine restler çekmeye devam ederse, zaafiyet kaçınılmazdır.
Olması gereken, Kılıçdaroğlu-Baykal ve Önder Sav’ın biraraya gelip yeni bir vitrin oluşturmasıdır.
Bunun öncülüğünü de bizzat Kemal Bey yapmalıdır.
Aksi olur kılıçlar çekilirse, her durumda CHP yara alacaktır.
Peki Kılıçdaroğlu-Baykal-Sav zirvesinde bazı kelleler gidebilir mi?
Hayır, böyle bir görüntü liderin karizmasını çizer ve Kemal Bey’i kamuoyu nezdinde küçük düşürür.
Buradan hareketle de Kemal Bey’e çok yakın olan Gürsel Tekin özellikle muhafaza edilmelidir.
Ayrıca Gürsel Tekin yakın geçmişte Baykal-Sav yönetiminin İstanbul İl Başkanıydı; dolayısı ile onunla fikri en ayrışmaları akla dahi
getirilemez.
Buna ilaveten, Tekin 12 Haziran seçiminde CHP için en çok çırpınan ve katkı sunan isimdir.
Ama adaylar yanlış belirlendi demeyin!
Herkes bilir ki, partilerde adayları liderler belirler; CHP’de de böyle olmuştur. Bugün Gürsel Tekin’in hedefe oturtulması Kılıçdaroğlu’na gücüm yetmiyor bari yakın çevresinden bir kelle alıp surda bir gedik açayım demekten başka anlam taşımaz.
Kuşkusuz bu satırlarım var olan vitrin aynen kalsın anlamına da gelmiyor, zira seçimde alınan sonuç başarısızlıktır.
Nitekim herkes biliyor ki, mevcut vitrin Kılıçdaroğu-Önder Sav kavgasının sonucu, yani şartların ürünüydü.
Mesela Kemal Derviş Ekolünün militanı olan ve Cuma Namazının kaza edilemeyeceğini bile bilmeyen Hurşit Güneş gibiler yönetimden hemen alaşağı edilmeli; zira Kocaeli’de oturan bir CHP’li hemşehrimden dinledim, bu Hurşit seçim sürecinde, “Ben profesörüm, kahvelerde konuşmam” bile diyebilen ve propaganda çalışmalarına katılmayan bir seçkincidir ki böyleleri CHP’ye asla artı yazmaz.
Kuşkusuz yeni vitrinle beraber Kılıçdaroğlu da özeleştiri yapıp bazı yanlışlarında ısrarlı olmamalıdır; ki bu noktada Baykal ve Sav’ın deneyimlerinden yararlanabilir. Mesela Kürt konusu bunlardan biridir ve bu sorun Kemal Bey’in zannettiği gibi daha fazla demokrasi söylemi ile çözülmez; zira bu kalkışma emperyalizmin projesidir... Ayrıca etnik kalkışmalarda demokrasi çare olsaydı, Belçika’da Valonlarla Flamanlar birbirini gırtlaklıyor olmazdı. Aynı şekilde Atatürkçü olmak CHP’yi çağın gerisine değil ötesine taşır, zira Mustafa Kemal aydınlanma rehberidir.
Değerli ağabeyim Behiç Kılıç’ın vefatıyla yıkıldım. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve camiamıza başsağlığı diliyorum.
YAPILMASI GEREKENLER
Merkez sağ nasıl dirilir?
1) Eski bildik siyaset esnafı olan malum kadroların dışındakiler tarafından milliyetçi-muhafazakâr imajlı ve ekonomi ile dış politika öncelikli bir entelektüel platformu oluşturulur.
2) Bu platforma mesaj verebilecek bir isim seçilir ve harekete geçilir.
3) Partileşmede acele edilmemelidir.
4) Bu hareketin kurmay heyeti televizyonlara çıkmalı, gazetelere mülakatlar vermeli, dahası bütün Anadolu’da konferanslar düzenlemeli.
5) Hareket bir süre sonra önderini seçmeli.
6) Seçilecek lider ya da önderin cezbedici özellikleri olmalı.
7) Mutlaka yeni biri olmalı.
8) Lâfla değil, gerçekten milliyetçi-muhafazakâr olmalı.
9) Ekonomiye hakimiyeti özelliği ile toplumda kabul görmeli.
10) Risk alabilmeli, cesur olmalı, meydan okuyabilmeli.
11) Mutlaka yeni medya araçları edinilmeli, yani hareketin kendi medyası olmalı.
12) Platform ya da hareketin adı duyulduktan sonra partileşilmeli.
13) Partileşme seçime yakın bir zaman diliminde olmalı.
14) Topluma bu ekip ülkeyi yönetebilir mesajını iyi vermeli, yani güven tesis
etmeli.
15) Seçim sathı mailinde bazı bilinen isimleri aralarına almalı.
16) Bir başka muhtemel seçenek, orta vadede parlamentoda merkez sağın grup kurup partileşmesidir; lakin bu modelin tutma şansı birincisi kadar olamaz. Dışarıda geliştirilecek hareketin Meclis’teki ile sentezi ise çok çok dikkatle yapılırsa katkı sağlar.
17) Kısa vadede böyle bir teşebbüs ihtimal dahilinde değildir; ancak idealist bir grup akademisyen vakıf ya strateji merkezi zemininde harekete geçerse, başlangıçta finansman sıkıntısı çekseler de orta vadede bunu aşarlar ve AKP’ye karşı rasyonel bir seçenek olup model oluştururlar.
13) Dini gruplar ve ekonomik örgütlerle sıkı ilişkilere girilmeli
Yorum Gönder