Son zamanlarda kendini gösteren ve çok sayıda kişinin ölümüne neden bağırsak bakterisi ''EHEC''te, et, et ürünleri ve ham süt bulaşmada en tehlikeli yiyecekler olarak gösteriliyor.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, son aylarda ölümlere yol açan ''Ehec'' in bir virüs değil bağırsak bakterisi olduğunu söyledi.
Sıcak kanlı hayvanların bağırsağında milyarlarca eşerişia koli bakterisi bulunduğunu ve bunların büyük çoğunluğunun zararsız bakteriler iken bazılarının insanlarda hastalık yaptığını belirten Akdur, EHEC'in de bunlardan biri olduğunu ve insanlarda ağır hastalığa yol açabildiğini ifade etti.
Akdur, EHEC'in Entero Hemorajik Eşerişia Koli kelimelerinin baş harflerinden yararlanılarak üretilmiş bir kısaltma olduğunu dile getirdi.
Mayıs ayında başlayan ve halen devam eden ve Almanya'da salgın olarak görülmeye başlanmasıyla güncelliğini koruyan EHEC'in bazı basın organlarında ''virüs'' olarak adlandırıldığını, ancak ''bakteri'' olduğunu vurgulayan Akdur, EHEC'in sıcak kanlıların özellikle de büyükbaş ve diğer kesimlik hayvanların bağırsağında bulunan bir bakteri olduğunu söyledi. Akdur, hayvanlarda bulunduğu zaman hastalık oluşturmadığını, yalnızca insanlarda kalın bağırsak iltihabına neden olduğunu belirterek, ''Kalın bağırsakları tutması nedeniyle kişide dizanteriye benzeyen bir tablo ile yani yüksek ateş, karında kramplar ve ağrı, kanlı ishal ve bazen kusma ile seyreden bir hastalık yapıyor'' diye konuştu.
''Böbrek yetmezliğine yol açabilir''
Bakteriden salgılanan zehrin, kuvvetli bir kırmızı kan hücresi parçalayıcı olduğunu ifade eden Akdur, şöyle devam etti:
''Bu nedenle, hastalık sırasında yalnızca bağırsak iltihabı ve kanaması olmuyor. Aynı zamanda bakterinin salgıladığı toksin kana karışarak kırmızı hücrelerde yıkıma neden oluyor ve kan yıkım ürünleri böbreklerden atılıyor. Bazı hastalarda kan yıkımı çok ağır seyrediyor ve yıkım ürünlerinin fazlalığı nedeniyle böbreklerde yetmezliğe ve arkasından da kanda üre seviyesinin yükselmesi durumu ortaya çıkıyor. Tıpta Hemolitik Üremik Sendrome (HUS) denilen bu durumun gelişmesi halinde hastanın yaşamını kaybetme tehlikesi artıyor.
DSÖ Avrupa Bölge Ofisi'nin 20 Haziran 2011 tarih ve 19 Sayılı bildirimine göre Kuzey Almanya merkezli son salgında toplam 3 bin 604 EHEC enfeksiyonu görülmüş. Bunun 852'inde Hemolitik Üremik Sendrome (HUS) gelişmiş ve bunlardan da 28'i ölmüştür. Geriye kalan 2 bin 752 EHEC vakasından ise 12'si yaşamını kaybetmiştir. Böylece Kuzey Almanya merkezli son salgında toplam ölüm sayısı 40'dır.
Hastalık genellikle çocuklarda ve yaşlı hastalarda ağır komplikasyonlu seyrediyor. Almanya merkezli son salgın daha çok 18 yaş üstünü ve kadınları tutmuştur. Enfeksiyonun kuluçka süresi yani bakteriyi aldıktan sonra belirtilerin görülmesi için geçen ortalama süre 3-5 gün kadardır. Ağır klinik tablo gelişmeyen hastaların tamamı 10 gün zarfında iyileşiyor.''
Bulaşmada etkili olan besinler
Bakterinin, bağırsak orijinli olduğu için, insanlara bulaşmanın özellikle insan ya da hayvan dışkısı ile bulaşan yiyeceklerin yenmesi ile olduğuna dikkati çeken Akdur, ''En tehlikeli yiyecekler et ve et ürünleri ile ham süttür. Özellikle çiğ etle yapılan veya iyi pişmemiş etlerden yapılan yiyecekler çok tehlikelidir. Ayrıca insan ve hayvan dışkısının gübre olarak kullanıldığı yerlerde üretilen çiğ sebze ve meyve ile bulaşma da söz konusu olabilir'' dedi.
Hastalık yeni değil
Akdur'un verdiği bilgiye göre, bakteri 1982 yılında Amerika'da ve daha sonrada 1996 yılında Japonya'da salgın yaptı. Yani, yeni tanımlanan bir hastalık değil.
Başlangıçta Almanya yetkilileri hastalığın İspanya özellikle de İspanya'dan ithal edilen salatalık ve domatesten bulaştığını açıkladı. Bunun yanlış olduğu anlaşıldı. Yanlış olduğu bir yana DSÖ'nün 20 haziran tarihli bildirimine göre, 16 ülkede toplam 3 bin 604 vaka görülmüş olup, bunun 3 bin 494'ü Almanya'da geriye kalan 110'nun diğer ülkelerde, bunlardan da yalnızca iki tanesi İspanya'da görüldü. Diğer ülkelerde görülen vakaların büyük çoğunluğunda Almanya özellikle Kuzey Almanya ziyareti bulunuyor.
Almanya yetkililerince enfeksiyonun kaynağı olarak gösterilen sebze filizleri, EHEC enfeksiyonu için bir ''kaynak'' değil ''aracı'' olarak gösteriliyor. Önemli olanın, bakterinin bu filizlere nereden (su, gübre, eller) bulaştığının bulunması olduğu vurgulanıyor.
''Antibiyotik ve ishal kesici ilaçlar kullanılmamalı"
EHEC'den korunma yolları şöyle:
''-Hastalığa yakalananların, yani karın ağrısı ve kanlı ishali olanların, gecikmeden hastanelerin intaniye kliniklerine başvurması gerekiyor. Kesinlikle kendi kendine tedavi yöntemlerine başvurmamaları, özellikle antibiyotik ve ishal kesici ilaçlar kullanmamaları isteniyor. Bu ilaçlar, hastalığın ağırlaşmasına neden oluyor.
Çiğ et ve ürünleri ile yapılan yiyeceklerden uzak durulması isteniyor. Bakteri 70 derecenin üzerindeki sıcaklıkta tahrip oluyor. Bu nedenle özellikle et ve et ürünleri, özellikle kıymadan hazırlanan köfte türü yiyecekler iyi pişirilmeli ve köfte hamburger ve benzeri yiyecekleri pişirme sırasında en ortadaki kısımda sıcaklık 72 dereceyi geçmeli. Bu nedenle de fast food türü beslenme yerlerinde çalışan personelin, el temizliği ve et ürünlerini iyi pişirmesi önem taşıyor.
-Tuvalet sonrası her tür gıdaya hazırlamadan önce bir kez daha ellerin mutlaka ve dikkatlice yıkanması gerekiyor.
-Çiğ süt tüketilmemesi ve sokak satıcılarından alınan sütlerin iyice kaynatılmadan kullanılmaması önem taşıyor.
-Kaynağı belli olmayan kirli sular ile sulanan veya gübre olarak ham hayvan veya insan dışkısı kullanılan sebze meyvelerin tüketilmemeleri isteniyor. Çiğ tüketilen her türlü sebze ve meyvelerin çok iyi yıkanması gerekiyor. Meyve ve sebzelere sirke eklenmesi yarardan çok zarar taşıyor.
-EHEC'den korunmada DSÖ'nün beş altın kural olarak isimlendirdiği, el temizliği, gıda malzemelerini güvenli kaynaklardan alma ve güvenli su kullanma, gıdaların buzdolabında saklaması, iyi pişirme, pişmiş ve çiğ yiyeceklerin birbiri ile temas etmemesi gerekiyor.
Yorum Gönder