Vaziyete hâkimiz! - Melih Aşık Köşe Yazısı
“367’yi bulursak referanduma gitmeyi gereksiz bulurum. O zaman siz kendinize güvenmiyorsunuz demektir. Bizi oraya millet getirdiğine göre bir de referanduma niye götürelim.”
Tayyip Erdoğan bu sözleri birkaç gün önce TGRT Haber’deki programda söyledi... Kimse de sözün önünü arkasını merak etmedi...
Erdoğan’ın “Referanduma gitmeyi gereksiz bulurum” sözlerinden eğer gerekli bulursa gidebilirmiş, o gerekli bulmazsa referanduma gidilmezmiş anlamı çıkıyor.
Oysa durum farklı..
Anayasa’nın 175’inci maddesine göre TBMM’den geçen anayasa değişikliklerini referanduma götürme yetkisi sadece cumhurbaşkanının...
Anayasa değişikliği Meclis’ten 367’nin altında oyla geçerse zorunlu olarak referanduma gönderiliyor. Eğer 367’nin üzerinde geçerse referanduma gidilip gidilmeyeceğine yine cumhurbaşkanı karar veriyor...
Uzun sözün kısası, Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanını kendi memuru sayarak konuşuyor...
AKP’nin bir kararına hayır diyebileceğini ihtimal dışında tutuyor.
Anayasaya saygı adına bir nezaket sergilemeyi de gereksiz buluyor.
Durum budur...
Abdullah Gül, “Bazı tutuklular gazeteci
diye geçiniyor” demiş.
Onu bilmeyiz ama bazı AKP’lilerin “tarafsız Cumhurbaşkanı” diye geçindiği kesin!
Fahrettin Fidan
* * *
Evren’in ifadesi evde “yemek dâhil”
2,5 saat sürmüş.
Tüm ülkeyi ayağa kaldıran referandum bunun için mi yapılmıştı?
Gülhan Elmas
İşte o ifade!
Savcı, Kenan Evren’e neler sordu? Ne yanıtlar aldı? Şimdi herkesin tek merakı bu. Herkes ifadenin peşinden koşadursun arkadaşımız Fahrettin Fidan, ifadeyi eliyle koymuş gibi buldu. İşte o ifade.
Savcı: Sayın Cumhurbaşkanım darbe yaptığınız için pişman mısınız?
- Hiç pişman değilim, kardeş kanı dursun diye yaptım, bugün olsa yine yaparım netekim...
- Yani siz akan kardeş kanı dursun diye yönetime el koydunuz?
- Aynen öyle. Bugün olsun gene koyarım. Ne yani, biz koymasaydık da başkaları mı koysaydı.
- İyi ama Meclis’i çalışmaktan alıkoymuşsunuz.
- Yahu nasıl alıkoyalım ki? Biz harekâtı gece yarısı yaptık. O saatte Meclis mi var? Hoş, gündüz yapsaydık gene fark etmezdi ya...
- Peki efendim, gelelim darbe sonrasına... Meclis’i feshettiniz, partileri kapattınız...
- Ne yani, asmayıp da beslese... Şey, karıştırdım. Kapatmayıp da milletin arasına nifak sokmalarına müsaade mi etseydik?
- Peki gerekirse bir defa daha aynı şeyi yapar mısınız?
- Haşa. Asla ve kat’a. Herkesin ne hali varsa görsün. Bu milleti hep ben mi kurtaracam. Rahmetli Atatürk bile bir defa kurtardı. Ben niçün iki defa kurtarayım ki? Ayrıca kurtarsam ne olacak? Meydanlardan, bulvarlardan sildikleri adımı tekrar geri mi verecekler?
- Verirlerse?
- Verseler de istemem artık. Onların olsun. Netekim geçenlerde bir belediye reisi geldi, adınızı yeni açtığımız modern tuvalete vereyim, dedi. Verme istemem, dedim. Vereyim dedi, verme istemem dedim. Baktım keçi gibi israr ediyor. Korumaları çağırdım, asın bunu... Şey, alın bunu dedim. Kovdum keratayı.
Yassak
Yüksek Seçim Kurulu Ulusal Kanal’da 21.00-23.30 saatleri arasında yayınlanan “Türkiye’nin Seçimi” programının 3 gece durdurulmasına karar verdi. Gerekçe:
“Genel olarak İşçi Partisi mensupları tarafından oluşturulan Cumhuriyetçi Güçbirliği (CGB) adlı siyasi yapılanmaya açıkça destek vermek... Uzun uzun CGB’ye ilişkin toplantı, açılış, milletvekili aday tanıtımı gibi haberlere yer vermek... Tartışma söyleşi ve yorum niteliğindeki programlarda da sıklıkla CGB adlı siyasi yapılanmayı desteklemek...”
Onlarca kanal gözü kapalı AKP propagandası yaparken sadece Ulusal Kanal’ın suçlu bulunması YGS’nin tarafsızlığının en güzel göstergesi olsa gerek...
İzmir’de bazı evli kadın seçmenlerin kızlık soyadları kullanılarak ayrı seçmen kâğıdı düzenlenmiş.
Başbakan’dan esinlenip soralım: Kadın mı, kız mı, hangisi kullanacak oyu?
Haldun Ertem
İstikrar
AKP afişlerinde fiyakalı bir slogan:
“İstikrar sürsün Türkiye büyüsün”
Hangi istikrar? Pazar günü Radikal 2’de SBF’li akademisyen Armağan Öztürk hatırlatıyordu:
“Öncelikle istikrar korkunç bir gelir dağılımı adaletsizliği üzerine kurulu.. İstikrar kavramı, bireyler ve sınıflar arasında gittikçe derinleşen eşitsizliği gizleyen ideolojik bir perde...”
Hangi istikrar? Adaletsizlik, eşitsizlik, işsizlik, yolsuzlukta istikrar kastediliyor ise slogan şöyle olmalı:
“İstikrar sürsün vatandaş sürünsün.”
Payas
Hatay’ın Dörtyol ilçesine bağlı Payas Beldesi’nde Mimar Sinan tarafından yapılan Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’nin restorasyonu başladı. Külliye’de bir de butik otel bulunacak.
Osmanlı döneminde hac yolcularının dinlendiği Payas Külliyesinin karşısında Payas kalesi var. Nedir kalenin özelliği? Vatan Şairi Namık Kemal’in de bu kalenin zindanlarında yatmış olması...
Televizyonlarda röportaj için Başbakan’ın karşısına oturan gazetecilere bir okurun tavsiyesi: Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Sümbül Ağa’yı iyi izleyin. Onun ölçüsünde saygı gösterin. Yoksa riske girersiniz...
Yorum Gönder