Sevgili
Vekiller, AKP’nin kendisinin ve düzeninin Anayasaya aykırılığını,
yolsuzluklarını, tüm takiyyelerini, ihanetini görüp de mecliste oturmayı
hâlâ sürdürerek, bunlara meşruluk kazandırmak nasıl bir
yurtseverliktir?
Daha 2000'lerden beri bas bas bağırmıştık,
meclisi boşaltın diye. Her seçimde, bu barajdan nemalanmak halka
saygısızlıktır diye, gördüğümüz herkese söylemiştik de, milli piyango
bileti gibi, her defasında kendinize çıkacağını düşünmekten, saygılı
olmak hatırınıza bile gelmemişti. Bugün de aynı heves... Bugün yine bas
bas bağırıyoruz: meclisi boşaltın sevgili milletvekilleri! Hani, kılı
kıpırdayanınız var mı? Bırakın artık bu gaz alma işlerini.
Hepinize sorum şudur: Meclisi boşaltarak halka gittiğinizde, eriyip
kaybolacağınızı düşünüyorsanız; halkı ikna edecek bir programınızın
bulunmadığından, Sizleri anlamayacaklarından, Sizleri tercih etmeye
nedenlerinin bulunmadığından korkuyorsanız, şu anda mecliste
bulunmanızın bir meşruluğu yok demektir. Bunu en iyi Sizler biliyor
olacaksınız. Ama Halka döndüğünüzde Sizleri kucaklayıp, yücelteceğinden,
bu yolu Sizlerle birlikte yürüyerek, bu kötülükten kurtulmaya
çalışacağından eminseniz, mecliste kalmakla AKP'ye verdiğiniz bu desteği
nasıl açıklayacaksınız?
Kısaca: Halkın içinde bir yeriniz
yoksa, mecliste zaten hiç yeriniz yoktur. Halkın içinde bir yeriniz
varsa, artık halkın olmayan bu mecliste bir yerinizin olmaması gerekir.
Halinizden korkunuz geliyor aklıma!
Sevgili Vekiller, yerel
seçimlere, meclisi boşaltarak giriniz. Halkın iktidarını yerelde
kurarak, TBMM için gerçek gücünüzü gösteriniz. Bu Halkın Sizler kadar
hitabeti yoktur ama, Sizlerden daha idealisttir, daha iyi görür ve
anlar. Zaten onun yüksek değerlere bir inancı ve güvenci yoksa, Sizin
hiç mi hiç olamayacaktır. Ama Sizler de bu değerlere inanıp,
güveniyorsanız Halka uyunuz, Halka güveniniz, onu dinleyiniz, onun gibi
olunuz ve onun, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık ufkuna ulaşmasına
yardım ediniz.
Cemaat yuvalarında, yurt dışlarında oy aranmak;
Ülkenin, Cumhuriyetin o ya da bu düşmanına şirin görünmek yerine halkın
bağrından yüksek sesle, ülke toprağının en az beşte birinin nasıl
satıldığını haykırın. İşçinin sendikasızlaştırılmasının Cumhuriyet
tarihinde bugün nasıl en düşük düzeye indirildiğini, bunları kabul
edemeyeceğinizi söyleyin köşe bucak. Meydanlarda, işverene sendikasız
işçi çalıştırmasını yasaklayacağınızı, bunu bir anayasa hükmü olarak
getireceğinizi bildirin. Üretim ve emek ahlakının kapitalizmin sömürü
kurallarından nasıl üstün olduğunu her konuşmanızda ısrarla vurgulayın.
Bu Halkın Sevgilisi Atatürk'ün adını bile telaffuz edemeyenlere,
onların oy güruhuna Cumhuriyetin ve Demokrasinin asli değerlerini peşkeş
çekmeye asla girişmeyin. Burada kararlı olmak, tüm bunları satarak
iktidara gelmekten ölçülemeyecek kadar değerlidir.
Silinip
gideceğiniz güne kadar meclise çöreklenmek, sütunlarına sarılıp kalmak
bir onur değildir. İrtica tüm gücüyle, hilesiyle, tehdidiyle,
aldatmasıyla devletin ve halkın içinde kol geziyor, zehirliyor, kırıyor,
koparıyor, yıkıyor ve dağıtıyor.
Yurtseverliğinizden, Atatürk
sevginizden, Cumhuriyet ve Demokrasi değerlerine bağlılığınızdan kuşku
duymak istemiyoruz. Hiç bir yurttaş böyle düşünerek, çaresizliğe
kapılmak istemez.
Mecliste kalarak hiç bir felaketi
önleyemeyeceğiniz gibi, boşaltarak da hiç bir felakete yol açacak
değilsiniz. partinizin ve Sizin zarar göreceğinizi düşünüyorsanız - ki
bunun tersi olacaktır -, böyle bir özveriyi bu halk ve ülke sanırım,
çoktan hak ediyor.
Yerel seçimlere, meclisi boşaltarak katılınız. Yeni bir Cumhuriyet devrimi için gerçek başkaldırı, gerçek yol ve yöntem budur.
Önümüzdeki haftalarda bir yurttaş olarak Sizleri mecliste ziyarete
geleceğim. Basına böyle bir bildiri okuyacağım ve her birinize
"change.org" da imzaya açtığımız ve bugüne kadar bine yakın Yurttaş'ın
imzaladığı " 'Uygar Direniş' İçin Milletvekillerine ve Kamuoyuna İvedi
Bir Çağrı!" başlıklı dilekçeyi sunacağım. Bu çağrıya katılınız,
"Kurtuluş Kongresi Hareketi"mize katılınız!
Daha fazlası ne
yazık ki, elimizden gelmiyor. Ama biliniz ki, elimizden her ne
gelecekse, gözümüzü kırpmadan yapacağımızı bu Ülkenin, bu Cumhuriyetin
tüm dostları ve düşmanları çok iyi bilmeliler. Sizler de bilmelisiniz.
Umarım, her şey böylece daha açık anlatılmış oldu.
Hayrettin Ökçesiz/Cumhuriyet/Bilim Teknoloji
Yorum Gönder