Tünay Süer: Durun, düşünün bakalım...

Çanakkale’de Taksim Gezi Parkı protestolarına destek vermek amacıyla yapılan gösteriler sırasında yola sprey boyayla “Hükümet istifa”, “Faşizme ölüm”, “F… the police” yazdığı iddia edilen ilkokul öğrencisi B.T.İ.’ye kamu malına zarar” suçundan dava açılmış.
Radikal gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberine göre; savcı, çocuğa iki yıla kadar hapis cezası verilmesini aksi halde koruma kararıyla yuvaya alınmasını talep etmiş.(!)
Güler misiniz?
Ağlar mısınız?
Yoksa şaşar mısınız?
Vallahi sizleri bilemem ama ben hiç şaşırmadım.
AKP Hükümeti bu,
Devletin tüm güçlerini ele geçirmiş, her an her şeyi yaptırabilirler.
***
PKK otobüsleri yakıyor,
Asker kaçırıyor,
Aynı yaşta PKK yanlısı çocuklar polise, askerimize Molotof kokteyli atıyor,
Türkiye bölünme noktasına gelmiş,
Güneydoğu neredeyse PKK’ye terk edilmiş,
Adamlar polis gücü kurmuşlar, yol kesip hüviyet sorma, haraç almak dahil her şeyi yaparlarken, Bir yandan savaş naraları atarlarken,
Cumhuriyetin savcısının uğraştığı şeye bakınız.
On üç yaşındaki bir çocuk yola sprey boya ile yazmış!
Yazı ile kamu malına zarar vermiş.
Ne yazmış?
“Hükümet istifa”,
“Faşizme ölüm”,
“F… the police”
Çocuk çok büyük suç işlemiş.
İki yıl yetmez müebbet verin.
Yok, yok o da yetmez, bari idam deyin.
Ne iştir bu be! Ayıptır, yazıktır, günahtır.
Uğraşacak başka iş bulamadınız mı ya?
Yazık yüreklerinizde şefkatin zerresi bile kalmamış.
Ne mi yapmalı?
B.T.İ. ‘iye ceza vereceğinize onu anlamaya çalışın.
Neden acaba hükümetin istifasını istemiş?
Neden Faşizme ölüm demiş  veee neden F....the police yazmış?
***
Babası belki taşeron bir işçiydi işten çıkarıldı.
Öğretmendi yıllardır ataması yapılmadı.
Belki şerefli bir subaydı iftiralarla, sahte delillerle zindana atılmıştı.
O, belki de bir şehit çocuğu idi,
Kim bilir, belki de canından çok sevdiği babası bir Gaziydi. 
Güneydoğu’da bacağını kolunu kaybetmiş, tekerlekli iskemleye mahkûm olmuş bir askerdi.
Belki yoksul ama gururlu bir çocuktu,
AKP’nin dağıttığı bir torba erzaka, başbakanın oyuncaklarına tav olmamıştı.
Belki, Ramazan ayı boyunca camide 150 vakit cemaatle namaz kılıp Tablet bilgisayar, bisikletle ödüllendirilmeyi ret etmişti.
Belki başbakanın dediği gibi kindar ve dindar bir genç olmak istemiyordu.
Belki, okulunda her sabah söyledikleri andımızın kaldırılmasına bozulmuştu.
Haa; belki de sabah ekmek almaya giderken polis copu yemişti.
Belki, babası Türk, anası Kürt’tü, bunun tam tersi de olabilirdi.
Belki o yaşta anlamıştı, vatanı ve ailesini, arkadaşlarını bölmek istiyorlardı.
Belki de bunun içindi isyanları...
Bunlar böylece uzayıp gider.
Aklımıza gelen her şey olabilir değil mi?
O henüz 13 yaşında bir çocuk ama aydınlıkla karanlığı fark edebilir.
Bu çocuğa iki yıl hapis cezası vermek yerine onu küçük yaşında isyan ettiren büyük düşüncelerine saygı duymak, huzurunu sağlamak gerekir aslında.
Durun, düşünün bakalım birkaç dakika...
Onu isyana sürükleyen sizler ve sizlerin gerici düşüncelerinizdir. Önce suçu kendinizde arayın ve
kendinize sorun, “biz bu memleketi,  çocukları nasıl bu hale getirdik?”
TC.Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget