Ergenekon tutuklularından CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal annesini kaybetmiş.
Mehmet Haberal, özgür bir yurttaş olsaydı anne acısı, gazetelerde haber yerine bir “ölüm ilanı” ile öğrenilecekti. Oysa 94 yaşındaki Medine Hanım’ın ölümünü dünkü birçok gazetenin ilk sayfalarına taşıyan neden, Dr. Haberal’ın Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğu savı ile 17 Nisan 2009 yılından bu yana, önce gözaltına alınmış olması; ardından da İstanbul 14. Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak Silivri “Zulümhanesi”ne gönderilmesidir.
Ülkemizin en önemli cerrahlarından olan ve o tarihten bu yana özgürlüğünden yoksun kalan Haberal, uluslararası tıp literatürlerinde en iyi karaciğer, böbrek naklini yapan operatör olarak da tanınıyor.
Diyelim ki sizler bu yazıyı okurken Ankara’da kendilerini giderek insan üstü güçlerle donanmış, hatta ilah gibi görenler insafa gelip Haberal’ın tutukluluğunun kaldırılması işaretini vermiş olsunlar.
Ünlü cerrahın üç yıldır neşter tutmayan eli, o eski becerisine nasıl kavuşacaktır?
Daha önce babasını yitirmiş olan Silivri tutuklusuna, annesini, hastalığı sırasında ziyaret edebilme olanağının sağlanması için Deniz Baykal’ın Başbakan Erdoğan’a yaptığı başvuruda kopardığı “olur” izninin nasıl Meclis bürokrasisinin dosyaları arasında gizlendiği de yeni ortaya çıktı.
Ve çıkmasıyla birlikte iktidar partisinin Meclis grup başkanvekillerinden Nurettin Canikli, işin yasal yönünü istenirse 24 saat içinde yerine getirecek olan çoğunluk grubunun kucağındaki ateş topunu CHP’li milletvekillerine, özellikle de Akif Hamzaçebi’ye atarak vicdan azabından kurtulabileceğini sandı.
Oysa ileride o yasa çıkarsa başka bazı tutuklu ve hükümlülerin yararlanabileceği olanaklar Dr. Haberal için ne yazık ki çoktan tarih olmuştu.
Mehmet Haberal, Medine Hanım’ın ancak sonsuzluğa uğurlanışı sırasında, o da bir binbaşı komutasındaki 22 erin gözetimi altında evlatlık görevini kısmen yerine getirebilecektir.
İlginçtir.
Darbe suçlaması ile 2009 Eylülü’nden bu yana demir parmaklıklar arkasında kalan, kalp hastası Haberal, dün getirildiği Zonguldak’ta gazetecilere yaptığı açıklamada, kendisini bu duruma düşürmüş olan tertiplerden dolayı hiç kimseye kin beslemediğini ortaya koyan sözler söylemiştir:
12 Eylül darbesinin zulmüne uğrayanlar için kaleme alınmış olan ünlü “Aydınlar Dilekçesi”ne imza attığını, darbecilerin o dönemin politikacılarının önüne diktiği siyasi yasakların kaldırılması için çalıştığını anımsatan Haberal, “ama asla politikacı olmak da istemediğini” söylüyor. Bu yüzden de Ecevit kendisini Cumhurbaşkanlığı’na aday göstermek istediğinde de olur vermemiş.
Dünkü sohbetinde “Adalet yok ise o ülkede gelecek tehlikededir” diyen Ergenekon davasının ucu açık tutuklusuna, bu sözlerinden ötürü yeni bir soruşturma açmak isteyenler olursa kendisini nasıl savunacaktır Dr. Mehmet Haberal?
“Bu sözler bir genellemedir. Ben bugünkü Türkiye için söylemedim” diyecek olsa, bizim kudretlilerin yanıtı hazırdır:
“Hocam sen kimlerle dans ettiğini sanıyorsun? O sözlerin hedefinde hangi ülke olduğunu bizlerden daha iyi mi bileceksin?”
***
Haberal gibi bir Silivri tutuklusu için 22 silahlı nöbetçi ve bir binbaşı yetmez! Zonguldak’daki tugay alarma geçirilmeli ve kendisinin Karadeniz’e atlayarak Bulgaristan’a yüzerek kaçma ihtimaline karşı önlemler de alınmalıdır!
Yorum Gönder