Başbuğ’un oğlu Murat Başbuğ’un “Babam ölümden döndü. Bunu Osman Pamukoğlu’na sorabilirsiniz” dedi. SÖZCÜ’nün bu sorusunu Pamukoğlu şöyle cevaplandırdı:
“19 Mart 1995’de başlayan ve 43 devam eden ‘Çelik- 1 Harekatı’, Kuzey Irak’a yapılan en büyük harekattı. Bölge Komutanı ve Hakkari Dağ-Komando Tugayı olarak görev yapıyordum. Harekat, Hakkari ve Şırnak hattındaki kampları kapsıyordu. Plan gereği biz Hakurk ve Basyan kampına hareket ediyorduk. O dönem Tümgeneral rütbesinde bulunan İlker Başbuğ da Asayiş Kolordu Komutan Yardımcısı’ydı. Çukurca’dan Zap kampına dönük harekatı yönetiyordu.
Hepimiz gidip-geldik
İşte, o harekat sırasında, bir çok komutan gibi İlker Başbuğ da ölüm çizgisindeydi. Hemen hemen hepimizin başına gelen olay onun da başına geldi. Emir astsubayının dikkati sayesinde ölümden kurtuldu. Başka yerlerde de benzer olaylar yaşamış olabilir. Bunlar biz de normal karşılanır.
Olay yeri benim bölgem olduğu için haberi duyunca bir saat sonra Çukurca’ya geldim. Bu durumlara hepimiz çok alışık olduğumuz için gülerek konuştuk. Yani yadırganacak bir durum yoktu. Öyle zamanlar oldu ki aynı günde 32 çatışmaya girdik. Ölüm-kalım çizgisini derece derece yaşadık. Bunlar, dağlarda muharebenin doğal neticesidir.
Terör sözcüğünü ucuzlatıyor
Terör, Fransızca bir sözcüktür. Yüksek derecede şiddet, eylem, kundaklama, bombalama, suikastı içeriyor. Komutan için terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlamasında bulunulması, terör sözcüğünü ucuzlatıyor. Bunun yerinde ve doğru kullanılması lazım. ‘Silahlı terör örgütü kurmak yönetmek’ dediğiniz an saydığım terör faaliyetlerinin yapılması gerekir.
Kendisini de sokar
Bakarsınız dönem değişir, mevcut hükümet ve parti için de yönetimde bulunduğu dönemle ilgili aynı sözler kullanılabilir. Silah olmadan, suikast yapmadan, kundaklama . bombalama yapmadan bunlar kullanılırsa yarın kendisini de sokar ve birgün AKP’lilere ‘gel bakalım’ der. Bugün, protesto yürüyüşü yapan öğrenci de, terör örgütüyle suçlanıyor.
İşte terör örgüte orada
İnsanlar hakkında ‘terör örgütü kurucusu, yöneticisi’ diye soruşturma, dava açılabilir ve buna hoşgörüyle de bakanlar olabilir. Ancak, olmayan bir şeye hoşgörüyle bakanların da aynı şeyler ilerde başına gelebilir. O yüzden terörün tanımı son derece önemli. Terör örgütü arıyorlmarsa, ülktede 30 yıldır PKK terör örgütü var. Önce bunun işini bitirsinler. Sapla-saman karıştırılmasın. Bir iş yapayım derken toplumun huzurunu, güvenini bozmaya da kimsenin hakkı olamaz. Bu durum hukuka olan güven duygularını harap ediyor.”
Saygı Öztürk/SÖZCÜ
Yorum Gönder