BİRBİRİNDEN bu kadar farklı iki olayın insanı hiç beklenmeyecek yoldan aynı insaf ve haklılık zemini üzerinde düşündürmesi pek az görülen bir rastlantıdır.
Olayların biri Uludere yanılgısı, öbürü de cumhurbaşkanlığı seçimi. Aralarında hiç benzerlik yok ama ikisi de hınç ve hırs kavramlarının sonuçlarını düşünmeye çekiyor insanı.
Uludere olayı gerçekten çok üzücü. En başta, olayın kurbanı olan insan sayısı bakımından. İnsanların kaçakçı oluşu ve sınır geçme suçu üzüntüyü hafifletmiyor. Ama en son teknolojinin sağladığı ve şaşmazlığına güvenilen bir bilginin ışığında askerliğin emrettiği ivedi bir operasyonun yanlışlığını ileri sürmek de kolay değil. Olayda bir sorumsuzluğun olup olmadığı, dolayısıyla bir suçtan söz edilip edilemeyeceği ancak şimdi sürdürülmekte olan, hakkında gizlilik kararı da alınmış kapsamlı soruşturma sonrasında belli olacak.
Zaten şu aşamada asıl düşündürücü olan bu değil.
Düşündürücü olan, olayın gerçek niteliği bilinmeksizin askere yönelik uluorta suçlamalardaki insafsızlıktır. Bazı yayın organlarındaki üsluba ve konuşmalardaki havaya bakılırsa, sanki işgalci düşman ordusuna karşı yıllardır birikmiş bir hınç alınmakta.
Devlet başkanının görev süresi konusuna gelince, o soruna ilişkin olarak hukuk bakımından söylenebilecek olanların hepsi, dünkü Cumhuriyet’in bu sayfasında yayımlandı: Yakındoğu Üniversitesi Anayasa Hukuku Profesörü Dr. Fazıl Sağlam’ın makalesiyle, bütün ayrıntılarıyla ve geçerli hukuk metinlerine uygun olarak.
Böyle bir ciddi hukuksal durum eskiden beri ortadayken Sayın Başbakan’ın birkaç hafta önce farklı bir tez savunması yanlış değil miydi? Şimdi toplanan Anayasa Komisyonu da o tezi savunursa ve öyle bir yasa çıkarılır ya da bunca zaman geçtikten sonra siyasal hırslar yönünde bir anayasa değişikliğine gidilirse, hukukla böyle oynamak da etkileri yıllarca sürecek büyük bir yanlış olmaz mı?
Devlet yaşamında terslikler ve yanlışlar yaşanabiliyor zaman zaman. Bazen hudutta, bazen zirvede. Önemli olan, tepkilerin insaflı ve haklı olup olmamasıdır. Orasını düşünmek de vatandaşların işi.
Mümtaz Soysal/Cumhuriyet
Yorum Gönder