‘Namert’in düşündürdükleri... - Mustafa Mutlu Köşe Yazısı


Soyadı “Mert” olan bir kadın meslektaşımızı hedefine almış Başbakan...Seçim meydanında bağırıyor:

“Mert değil, namertsin sen!”

Üç gün ...nce de, “Ben bu kadar edepsiz, ahlaksız, alçak değilim” diyerek Kemal Kılıçdaroğlu’na giydirmişti!



***


Bu sözler bu ülkenin Başbakanı tarafından bu kadar rahatça söylenebiliyorsa... O zaman neden bize “gak” dediğimizde tazminat, “guk” dediğimizde kodes sopası gösteriliyor?

Madem öyle biz neden, “kalemimizden ters bir şey çıkacak da başımız belaya girecek” diye diken üzerinde yaşıyoruz?

Kendimizi kontrol edeceğiz diye o kadar çok frene basıyoruz ki, durmadan balataları sıyırıyoruz!

Biz sıradan insanlar; yalancıya, “yalancı” diyemeyiz örneğin, hırsıza da “hırsız!”

“Şerefsiz”i, “onursuz”u, “ahlaksız”ı zaten kullanmayız da...

“Rüşvetçi” de yasak!

“Edepsiz”in, “terbiyesiz”in yanına bile yaklaşamayız...

“Alçak”, lügatımızda yok, sevmeyiz!

“Alidibo’cu” desek, tazminat tarifesi 100 bin liradan başlar!

“Kalleş”, “hain”, “soyguncu”; içeri attırır adamı...

Hödüğe “hödük” demek, Silivri’de gün saydırır...

“İkiyüzlü”, “küstah”, “utanmaz” ev bark sattırır!

Bir tek “İ” harfi bile; başına bela olmadı mı Emin Çölaşan’ın?



***


Yasaktır bize bu sözcükler...

Doğrudan küfür olmasalar da “aşağılama” içerirler çünkü...

Ve biz her gün, hem de birkaç konuda yazmak zorunda olanlar; kılı kırk yararız bu yüzden...

Santim şaşsak yolumuzdan, ayvayı yeriz...

Celpler, ifadeler, adliyeler, avukatlar, savcılar, maaşımızdan kesilmesi doğal hale gelen tazminatlar, geceleri kâbusumuz olan zindanlar, demir parmaklıklar girer hayatımıza...

Ama...

Aslında doğru olan da bu sözcüklerin hiç kullanılmamasıdır.

Derdini, küfre, hakarete ve aşağılamaya başvurmadan da anlatabilmelidir insan...

Damgalamadan, lanetlemeden; gerçekleri ortaya koyabilmelidir.

İşte bu yüzdendir ki; bu sütunda yukarıdaki sözcüklerin hiçbirini göremezsiniz...

“Sert eleştiri” düsturumuzdur ama... Okur karşısında sokak çocukluğu yapmayı saygısızlık kabul ederiz!

Yoksa... Laf aramızda...

Hani; aslında biz de iyi küfrederiz!



***


Yasaktır bize bu sözcükler...

Ama ne hikmetse sadece bize!

Bunlardan biri kazayla kalemimizden ya da ağzımızdan kaçtığında bize dünyayı zindan eden siyasetçiler, miting meydanlarında ne “alçak” bırakırlar, ne “kalleş” ne de “namert!”

Onlar “ileri demokrasimizin ayrıcalık sahibi vatandaşları”dır çünkü...

Bunca kabalığa, dışlayıcılığa, ayrımcılığa ve küfre karşın oy toplamaya devam ettikleri bir ülkede...

Ne kadar sövseler azdır!



*****


BEBEK’TEYİM!

Beşiktaş Belediyesi ve Bebekliler Derneği tarafından birlikte düzenlenen Bebek Şenlikleri kapsamında, bugün saat 15.00’te Bebek Parkı’nda “rica etsem saçımı okşar mısınız”ı imzalayacağım.

Bu; ilk kitabımın İstanbul’daki son imza günü!

Birbirimizin yüzünü bile görmeden kurduğumuz dostluğu, “göz göze”liğe dönüştürmek için, zamanı uygun olan okurlarımı bekliyorum.



*****


Günün Sorusu

Başbakan’ın “Ucube” diye nitelendirdiği “İnsanlık Anıtı”nı apar topar yıktıran Kars’ın AKP’li Belediye Başkanı, aslında ne kadar çok “heykel dostu” olduğunu göstermek için, kente “kaşar” heykeli yaptırmaya karar vermiş... Sorum kendisine:

Acaba bu kararınızla, ‘Kaşarın yanında insanlığın lafı mı olur’ demek istiyorsunuz?



*****


Seçim rüşveti gibi...

Seçim yaklaştı; yıllardır çözümlenmeyen sorunlar şıp diye halledilir oldu...

Önce 30 bin yeni öğretmenin ataması yapıldı; dün de sözleşmeli memurların kadroya alınmasına ilişkin düzenleme Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Tamam; bunların hepsi iyi, güzel işler de...

Seçime bir hafta kala yapılması, “devlet kesesinden seçim yatırımı” sayılmaz mı?

Madem bu sorunların çözümü bu kadar kolaydı; o zaman bunca yıldır iktidarda olanlar, acaba bugüne kadar neden öğretmenlere ve sözleşmeli personele ot yoldurdu?



***


Bana göre hükümetin bu “son dakika iyilikleri”nin, devlete ait taşıtların seçim gezilerinde kullanılmasından hiçbir farkı yok...

Ama bana göre...

İleri demokrasiyiz ya; bu ülkede kimsenin böyle şeyleri dert edineceğini sanmıyorum!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget