Perşembe günü İznik Gölü kıyısına doğru çıktık yola. Hızlı feribottan inip Yalova’dan ayrılıp, Süpürgelik’i de geride bırakıp, Orhangazi’ye yönelirken, her zamanki gibi gölü gördük.
Ama göl her zamanki o göl değildi.
Çok değişik bir turkuvazdı, şimdiye dek görmediğim türden...
Mine ile aynı anda, aynı şeyi düşünmüşüz:
-Gölün içinden geçen fay hattı hareketlenmek üzere mi yoksa?
Türkiye’nin altı kaynıyor, her an yıkıcı sarsıntı konusunda uzmanlar uyarıyorlar.
Türkiye’nin üstü de kaynıyor...
Etnik, mezhepsel fay hatları konusunda uzmanlar uyarıyorlar. Kimse tınmıyor.
Klasik “bişşşiyyy olmaz abiii” refleksi, ya da reflekssizliği ile yetiniyor herkes.
Malatya Sürgü’deki olay mahkemeye göre, mala zarar vermeye yönelik bir eylem.
Malatya’da Sürgü’de, mezhepsel linç girişimi, Dalyan’da taşlı sopalı, molotofkokteylli etnik çatışma, Şemdinli’de düpedüz savaş.
Gelin görün ki, iktidarın tepkisizliği tüyler ürpertici Sürgü için yorumları korkunç:
- Münferit bir olay...
***
Daha önce mezhep çatışmasının yaşandığı, insanların diri diri yakıldığı bir ülkede ve bölgede, daha önce insanların inançları dolayısıyla gırtlaklarının kesildiği bir kentte, mezhep farklılığından patlak veren bir tartışma, çatışmaya dönüşüyorsa, münferit bir olay değildir.
Çatışmanın taraflarından biri olan davulcu “Bu İslamın davasıdır”, “Bu aile buradan gidecek!” deme cesaretini nereden buluyor?
Alevilerin sürekli horlandığı, dışlandığı, ötekileştirildiği bir ortam olmasa, kimse bu cüreti bulabilir mi?
Bu ortamı kimin yarattığının yanıtını bulduğunuzda, sorumluyu da bulursunuz.
Türkiye’de laiklik konusunda daha duyarlı iktidarlar zamanında bile kimi cüretkârların ortaya atıldığını bilenler, bu konularda hep temenni ile hareket ettiler.
“Ben Eyüp’te bira içtirmem” diyene arka çıkan iktidar döneminde, davulcunun cüreti nereden aldığı da sorulur mu?
Mısır’da laiklikten korkmayın, demek mesele değil. Gerçekten Türkiye’de laiklikten korkmuyorsan, laikliğin gerekliliğine inanıyorsan, gereğini de yapacaksın.
Bunun gereği de herkesin, inanç özgürlüğünü rahatça kullanması için alan temizliğini yapmak, yani müdahalelere veya müdahale girişimlerine engel olmak için zor kullanmak, yasal yaptırımlarla failleri cezalandırmaktır.
***
Laiklik yalnızca tüm inançlara eşit uzaklıkta olduğunu veya hepsine saygı gösterdiğini söylemek değildir. Ama aynı zamanda bunu yaşama geçirmektir.
Hatta o bile yetmez zaman zaman. Laiklik rejim inançlardan biri ya da öbürü, bir diğerinin veya diğerlerinin müdahalesiyle karşılaştığı zaman, derhal harekete geçip, güç kullanarak müdahaleyi men etmektir.
Aynı zamanda inandırıcı laik bir rejimde, yasamanın yürütmenin ve yargının tavrı bu özgürlükler konusunda o denli açık ve nettir ki, bu açıklık ve netlik caydırıcı bir etki yaparak, girişimleri daha doğmadan boğar.
Sürgü olayına bakın! Devletin tepkisinden ne kadar laik, ne kadar vicdan özgürlüğüne saygılı ve demokrat olduğunu anlayın!
Türkiye büyük sarsıntılara gebe, yerin altında fay hatları aktif, büyük depremin eli kulağında.
Türkiye büyük sarsıntılara gebe, yerin üstündeki mezhepsel etnik fay hatları aktif, büyük allak bullak oluşun eli kulağında.
Ve bütün bunlar karşısında iktidar umursamaz tavırla diyor ki;
- Bunlar münferit olaylar.
En büyük tehlike de işte tam burada.
Yorum Gönder