Mezhep Savaşları Kaos Yaratır - Hikmet Çetinkaya

Ortadoğu’da yaşananlar, Şam’dan Ankara’ya ağır suçlama, Başbakan Erdoğan’ın Çin’den Esad’a “Suriye bizi zorlamasın” yanıtı...
Sanki savaş rüzgârları esiyor...
ABD, İngiltere, Fransa ve öteki Avrupa ülkeleri susarken, Türkiye’nin Suriye’ye karşı bu sert çıkışını nasıl değerlendireceğiz?
Kofi Annan’ın verdiği iki günlük süre bugün dolarken, Suriye’de silahların susup susmayacağı henüz belli değil.
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Moskova’da yaptığı açıklamada Türkiye’yi ağır bir dille suçlarken Annan planı doğrultusunda bazı bölgelerden tanklarını çektiklerini söyledi ve şöyle dedi:
“Türkiye isyancıların silah kaçırmasına ve Türkiye’ye sığınmasına yardımcı oluyor.”
***
Durum böylesine karışık...
Gelen haberlere bakılırsa Suriye’de Esad’ın en az iki yıl direneceği söyleniyor.
Suriye’de durum Mısır, Tunus ve Libya’dan çok farklı...
Rusya, Çin ve İran hâlâ Esad’ı destekliyor.
Suriye’de ateşkesin gerçekleşmesi için bölgede barış olması gerekiyor.
Bunu Şam yönetimi istiyor...
İngiltere ve Fransa’dan yapılan açıklamalar, siyasi gözlemcilerin yorumu, Suriye’nin tanklarını kimi bölgelerden çekmediği yolunda.
Fransa, Esad’ın barış planını uygulamadığını öne sürerken, İngiltere de aynı görüşü ortaya attı:
“Esad rejimi barış planını uygulamayıp zaman kazanacak!”
Suriye’de “muhalif” olarak adlandırılan gruplar tek değil.
Elbette en etkin olanlar Müslüman Kardeşler ama onlarca muhalif grup var Suriye’de.
Hükümet karşıtı eylemciler Humus ve Halep’in kuzeyindeki bir bölgede havan topuyla ateşi sürdürüyor.
***
Bu olup bitenler karşısında Ankara’nın Suriye konusuna balıklama dalışına, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar gibi şeriatçı ülkelerle işbirliği yapıp “demokrasi ve özgürlük” kavramlarını kullanmasına aklım ermiyor.
Suriye’de diktatörlük olduğunu biliyoruz...
Tamam!
Suriye bir İran, Sudan, Katar, Suudi Arabistan, Bahreyn değil...
AKP hükümeti ekonomik krizin kapıda olduğunu biliyor, küçücük bir ülke olan Brunei Sultanı’nı Türkiye’de yatırım yapması için “krallar gibi karşılamaktan” hoşnut oluyor.
Birileri bizi Suriye’yle savaşa itiyor komşumuz olduğu için.
Kendileri ise seyretmekle yetiniyor...
Erdoğan, bir yıl önceki kardeşi Esad’a gözdağı veriyor:
“Oraya geliriz ha!”
Ankara Şam’a, Şam Ankara’ya sert mesajlar verirken iki komşu ülke arasında gerginlik artıyor.
Elbette sömürgeci ve emperyalist güçler medya aracılığıyla Türkiye’ye gaz verip şöyle diyecekler:
“Sen NATO’nun en güçlü ordususun, yürü aslanım yürü!”
Bana kalırsa Türkiye böyle bir savaşın yükünü kaldıramaz.
Sosyal, ekonomik yapımız ve ordunun durumu nasıl?
Bir de Türkiye’de Alevilerin ve Kürtlerin sorunları ortadayken, bu olayların sonunda başımıza neler gelir!
***
Ortadoğu halkları elbette demokrasi ve özgürlük istiyor.
Doğru!
Sanayi devrimini yapmamış, krallarla, sultanlarla, Baas rejimleriyle yönetilen toplumlarda dinsel öğeler ağır basar.
Bir bakarsınız karşınıza şeriatla yönetilen bir rejim çıkar!
Suriye’de Esad’ın durumu Mısır, Tunus ve Libya’dan çok farklıdır. Çünkü halkın büyük çoğunluğu onu seviyor.
Benim korkum Suriye’de çıkacak bir iç savaşın Türkiye’ye sıçraması...
Suriye sorununun savaşla değil barışla çözülmesini bu nedenle istiyorum.
Bölgede siyasal İslamın yapılanması ne demokrasi getirir Ortadoğu’ya ne de özgürlük!
Hele hele mezhep savaşlarının sonuçları öyle bir “kaos ortamı” yaratır ki içinden çıkamazsınız...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget