Şu sıralar ülkenin önde giden sorunu nedir?
Yanıtınız; Kürt, Dersim, CHP, Cumhuriyetin temellerine konulan siyasal dinamit, ülkenin bölünmesi
olasılığı, 1000 gündür tutuklu milletvekili, işsizlik, enflasyon ise tarihsel yanılgı içindesiniz demektir.
Bakın neden: Çünkü, amiral gemisi namıyla ünlü Hürriyet’in dört kaptanından üçü Enis Berberoğlu, Ahmet Hakan, Sedat Ergin.
Dördüncü kaptan Ertuğrul Özkök’e göre Türkiye’nin sorunu sıralayıverdiğimiz sorunlar değil.
Günlerdir ısrarla yazdığına göre:
Ne şu ne bu; sorunumuz frak!
Ülkemizin has sorununun frak ve fraklı gazeteciler olduğunu kanıtlamak istercesine, günlerdir yarım sayfaya yakın yazılar döktürüyor.
Frakı sorunlaştırmaya; Kraliçe Elizabeth’in saraydaki akşam yemeğine çağrılan gazetecilerden hangisine frakın cuk oturduğunu yazmakla başladı.
CHP’den milletvekili seçilip parti disiplinine gireli beri ülke sorunlarıyla ilgili görüş beyan etmek yerine frakı yeğleyen eski başyazar Oktay Ekşi’nin görüşlerine yer verdi sütunlarında. Dün de frak karesine girmeyen gazeteciler ile devam etti.
Medya çevrelerinde Ekşi’nin eski genel yönetmenine vereceği okkalı ve tabii çok fraklı yanıt bekleniyor.
Fakat Özkök’ün hakkını Özkök’e verelim. Gözünü budaktan sakınmayan bir yazar olduğunu kabul edelim. Zira:
Kim ama kim; İngiltere Kraliçesi’nin Bayan Hayrünnisa’nın topuğu 15 santimetre ayakkabısına eleştiren gözlerle bakmasına fena halde içerleyebilir…
Kim ama kim; hatta yandaş yalakalar dışında; Özkök gibi, Hayrünnisa Hanım’ın Londra’da endamına uygun giysileri “harika taşıdığını” özenle vurgulayabilir.
Kim ama kim; Çankaya’nın takdirlerine aday; cesur, açık kalpli yazılarından dolayı kendisine yönelecek olası eleştirilere aldırmadan Kraliçe’yi eleştirebilir.
Özkök’ten başka kim ama kim? Ülke sorunlarını bir yana bırakıp günlerce frakı sorunlaştırabilir?
***
Ülkemiz olmazların olduğu, olması gerekenlerin olmadığı bir süreçten geçiyor.
Başbakan ameliyat oldu. Kalınbağırsakta kanser arandı.
Hastane kapısında nöbet tutan gazetecilere el altından haber verildi.
Laboratuvar incelemesi: “Kanser yok!”
Ama ne Başbakanlık’tan ne de hastaneden “resmi” bir açıklama var!
Anlaşılan Başbakan, kanser olasılığı nedeniyle ameliyat edildiğinin açıklanmasını istemiyor.
Siyasetçilerimiz nedense hastalığı saklamaya, duyulmamasına özen gösteriyor.
1997 seçimlerinden önce Başbakan Ecevit’in ağır işleyen bir hastalığı olduğunu yazdım. Var veya yok diye açıklayacağı yerde, yalanlarken yazdıklarımı, söylemediğini bırakmadı.
Oysa seçimi kazanması olası bir liderin kamuoyundaki olası söylentileri önlemek için gerçek neyse açıklaması gerektiğine inanarak hastalığından söz etmiştim yazıda. Daha sonraki yıllarda gerçek ortaya çıktı. Ecevit ağır işleyen hastalıkla uğraştı ve…
Şimdi de RTE, ameliyata neden olan rahatsızlığının ne olduğunu açıklamaktan kaçınıyor.
Oysa bağırsaktan alınan parçanın labaratuvar incelemesi sonucu kanser olmadığının saptadığını açıklamanın Başbakan’ın siyasal yaşamına zarar verici ne yanı olabilir?
Gel de anlat dosta düşmana, tabii anlatabilirsen, olurların olmadığı bir ülkede yaşadığımızı!
Cüneyt Arcayürek/Cumhuriyet
Yorum Gönder