Oh; çok şükür, Meclis açıldı, “ileri demokrasi”mizin tatili bitti…
İyi de Meclis tatildeyken onca kanunu kim çıkardı?
Hükümet…
Peki; demokrasilerde hükümet, Meclis’in yetkisini üzerine alıp, kanun çıkarabilir mi?
Demokrasilerde çıkaramaz…
Ama “ileri vitese takılmış demokrasiler”de çıkarabilir!
Bunun için önce Meclis’ten hükümete Kanun Hükmünde Kararname Çıkarma Yetkisi Veren Kanun çıkarılır…
Bunun ucu da “genel vekaletname” gibi açık bırakılır…
Böylece hükümet, Meclis’ten altı ayda çıkaramayacağı bir kanunu, KHK olarak bir günde Resmi Gazete’de yayımlatıp yürürlüğe sokar…
Gerçi Meclis’in yetkisini gasp etmiş olur ama…
Alan razı, veren razı olunca; sorun çıkmaz; KHK çıkar!
***
O KHK’larla Milli Eğitim’in tüm politikalarını yerle bir edebilir mesela hükümetler…
“Laikliği öğretme” görevini, Milli Eğitim Bakanlığı’nın üzerinden alabilirler… (Hem canım, zaten kişiler laik olmaz değil mi?)
Ekonomiyi hallaç pamuğu gibi atabilir, istediği vergiyi istediği kadar artırabilir, yandaşların cirit attığı sektörlere akıl almaz teşvikler getirebilir…
Olsun; ileri vitesli demokrasinin kuralıdır bu…
Eğer hükümetler biraz da bizimki gibi hünerliyse “ileri vites”le ülkeyi geriye götürmeyi bile başarabilirler…
İleriye takıyorsun, geriye gidiyor; mucize gibi bir şey yani…
***
Peki; tüm yetkiler hükümete verildiğine, Meclis’tekilerin de sabahlara kadar çalışıp yasa çıkarmakla falan uğraşmaya niyetleri olmadığına göre; ne yapacak dün açılan Meclis?
Anayasamızı ilerletecek!
Meclis Başkanı dünkü açış konuşmasında söyledi zaten, “En önemli görevimiz bu, millet bizden bunu bekliyor” diye…
Ben şahidiyim Başkan’ın; dün sokaklarda bir tane bile insan yoktu… Herkes televizyonun karşısına oturmuş, Meclis’ten anayasayı değiştirmesini bekliyordu!
Ne güzel, bütün partilerin temsilcileri Meclis kürsüsüne çıkıp nutuk atacak yine…
Onlar nutuk atarken, diğer partilerin milletvekilleri huzur ve barış havası bozulmasın, kavga gürültü çıkmasın diye lobiye çıkıp maç seyredecek… Oylama zamanı geldiğinde ise karşı tarafın ne dediğini bile bilmeden, avuçlarına yazılmış olan o tek kelimeye bakıp, “Evet” ya da “Hayır” diyecek…
***
İleri vitesle geriye gitmeyi başaran Meclis’imizin bu yıl bir görevi daha var; onu da dün Çiçek Başkan söyledi:
“Meclis İç Tüzüğü’nü değiştirmek…”
Ha işte; olay budur!
Koy tüzüğe bir madde, milletvekilleri bir tek “Evet” ya da “Hayır” demek için onca yolu aşıp, sabahlara kadar o soğuk binada çalışmak zorunda kalmasınlar mesela…
Hem devir “tıklama” devri değil mi; girsinler Meclis’in internet sitesine, oylarını sıcacık yataklarından çıkmadan bir “tık”la kullanabilsinler…
Bu kadarla kalmamalı İç Tüzük değişikliği ama…
Bir madde de mutlaka muhalefet milletvekillerinin komisyonlarda çalışmalarını yasaklamak için konulmalı… Ki; ortaya nahoş manzaralar çıkmasın, Meclis’in onuru ayaklar altına düşmesin…
Hatta o komisyonlar toptan lağvedilmeli!
***
İçim kıpır kıpır, yerimde duramıyorum sevinçten…
Benim de üç dört arkadaşım var artık Meclis’te… Bu ne demek?
Beleş vekil yemeği demek!
Nasıl olsa vekil yemeği sudan ucuz, hem işleri, güçleri de kalmadı; tüm yetki hükümette… Boş boş oturacaklarına ısmarlayıversinler bir yemek!
Bayılıyorum ileri demokrasiye…
*****
YÜZDE 14,35
Önce elektriğe yüzde 9,57 zam yapıldı; bir gün sonra da doğalgazın fiyatı yüzde 14,35 artırıldı.
Lütfen düşünün:
Son bir yılda bu ülkede kaç kişinin geliri yüzde 14,35 arttı?
Örneğin devlet; hangi çalışanının ya da emeklisinin maaşına yüzde 14,35 zam yaptı?
Hiç…
İyi de tekel konumunda olduğu doğalgaza bu kadar yüksek oranlı bir zammı nasıl yapıyor o zaman?
***
Dün de yazdım: Acaba muhalefet, anayasanın “sosyal devlet” olma gereğini, iktidara ne zaman hatırlatacak?
*****
Günün Sorusu
BDP’li vekiller dün Meclis’te milletvekili yemini ettiler… Sorum size:
Kaçının o yemini ederken samimi olduğunu düşünüyorsunuz?
*****
Acaba Guardian’ın yönetmeni PKK’lı teröristlere ne dedi?
PKK bu kez Londra’da dünyaca ünlü Guardian gazetesinin binasını basmış…
Ne istemişler biliyor musunuz?
Guardian’ın PKK’yla ilgili daha fazla haber yapmasını…
Gazetenin genel yayın yönetmeniyle görüştükten sonra da binadan ayrılmışlar…
Çok merak ediyorum; acaba Guardian’ın Genel Yayın Yönetmeni, PKK’lı teröristlere ne yanıt verdi ki ikna olup binadan gürültüsüz bir şekilde ayrılmasını sağladı?
Bu sorunun yanıtını bu gazetenin bundan sonraki yayınlarında göreceğimizden eminim…
***
Dışişleri Bakanı’na soruyorum:
Dün teröristlerin bastıkları ve dertlerini anlattıkları Guardian Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni ile bugüne kadar bakanlığınız herhangi bir temsilcisi görüşerek, yayınlarında objektif olmalarını talep etti mi?
Mustafa Mutlu/VATAN
Yorum Gönder