Başbakan’ın annesi öldü (Allah Rahmet eylesin) koskoca şirketler, holdingler, bankalar, büyüklü küçüklü işadamları, büyük medya patronları, vakıflar, hastaneler, üniversiteler, ticaret odaları, sanayi odaları, işadamı dernekleri ve birlikleri, akla gelebilecek ne kadar büyük şirket varsa hemen hepsi; iki gün üst üste bazı bilinen gazetelere tam sayfa, yarım sayfa, çeyrek sayfa “başsağlığı ilanları” vererek ağladılar.
Bunun bir açıklaması olmalı.
Bir tanıdığın vefatı olur.
İnsan üzülür, ağlar.
Ölen annenin kendisini veya oğlunu, gelinini, torununu, kardeşlerini, yakınlarını tanıyorsa cenaze evine koşar, başsağlığı diler. İnsan etten-kemikten-duygudan bir yaratık. Kendini tutamayabilir, cenaze evinde “ölüm acısını” paylaştığını göstermek için sessiz sesiz köşeye çekilir ağlar.
Peki şirketler ağlar mı?
Hiç holdingler dövünür mü?
Ağlayan şirket nerde görüldü?
Sayfa sayfa ölüm ilanı verdiler. Ağladılar. Bu holdingler, bankalar, şirketler, onların sahipleri; “Başbakan’ın annesinin ölüm acısını paylaşmak” üzerinden gazetelerde paralı ilanlar vererek “ne kadar üzüldük, yaslara boğulduk” reklamı yapmış oldular.
Xxx
Ölen kişinin sahibi; oğlu, kızı, kocası, yakınları; “ölüm ilanı” verirler. Bütün dünyada var ancak bizde olduğu gibi tam sayfalara yayılacak kadar abartılı değildir. Gazetelerde; “vefat ilanları” başlığı altında küçük ilan büyüklüğünde “ölümü duymayanlara haber verme” amacıyla yayınlanır. Abartılmaz, “reklama ve kulperestliğe” dönüştürülmez,
Bunu ölü yakınları yapar.
Sadece tanıdığı törene çağırır.
Hepsi budur.
Bizde holdingler, şirketler, işadamları “Başbakanın annesinin vefatını” ölü evine para sızdırmaya giden “ıskatçı yüzsüzlüğüne” çevirdiler.
Bilir misiniz ıskatçı kimdir?
Vefat duyulduktan sonra ölü evine koşuşturlar ve ölen kişinin göreceği bir şekilde kendilerini yerden yere atarak, ağlamaya, dövünmeye, rahmetlinin kendilerini ne kadar sevdiğini söylemeye başlarlar. İçlerinde daha ileri gidip sözüm ona ölüm acısından kendilerine ustura atanlar bile olur. Iskatçı ne kadar çok dövünürse ölü sahibinden o kadar çok para koparır.
Xxx
Holdinglerin, şirketlerin, büyüklü küçüklü patronların Başbakan’ın merhum annesi için gazetelerde paralı ilanlar vermesi “ıskatçı dövünmesini” hatırlatan “ölüm reklamlarına” dönüştü.
Reklamlar iki türdü.
Biri “Sayın Tenzile Erdoğan Hanımefendi’nin vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz” diyen başsağlığı ilanında(aslında paralı ilanı verenin reklamında) sadece şirketin adı yazılıydı. Öbüründe hem şirketin adı ve hem de yönetim kurulu başkanın adı birlikte konulmuştu.
Başbakan’a beni gör diyorlardı.
Ben falanca işadamı!
Bak ne kadar üzülüyorum.
Hem şirketim ağlıyor.
Hem ben ağlıyorum.
Yarın Başbakan olarak senin önüne benim şirketin bir arsası için imar izni ya da devlet bankasından iyi şartlarda kredi isteği veya devletten bir kişiye özgü rant aktarma talebi gelirse unutma “başsağlığı ilanını tam sayfa verenlerin içinde olduğumu” unutma!
Xxx
Başkanın gözüne girme!
Kulperestlik sayılır.
Başbakanın annesinin ölümü çok kötü istismar edildi. Parası olanlar üzüntülerini gazete ile reklam ettiler ve ilerde “devlet ulufesi dağıtımında unutulmaları riskine karşı” önlem aldılar. Gazetelere ilan verecek kadar parası olmayanlar Başbakan’ın acısını paylaşmıyor durumuna düşürüldüler.
Merak ettiğim bir nokta var.
Gazetelere ödenen bu reklam paraları; “şirketin, bankanın holdingin ilerde gelir yaratacak giderinden sayılıp” vergi matrahında düşülüyor mu?
Mezarlık dilenciliğine girer.
Necati Doğru/SÖZCÜ
Yorum Gönder