Avrupa’dan ses yok! - Hasan Pulur Köşe Yazısı
Şom ağızlılık yapmayalım ama, bugünlerde Avrupa’dan fazla ses çıkmıyor.
Evet, bazı kişiler ve kuruluşlar, Türkiye’deki basın ve düşünce özgürlüğüne karşı, tutum ve davranışlar için bir iki laf ediyorlarsa da aldırmayın.
Yani kısaca “ne çıkarları var?” diye sorup konuyu öyle değerlendirmek gerekir.
Onlar seçimi bekliyorlar, kendi isteklerine uygun ya da karşı bir sonuç çıkarsa, yine aynı tutumlarını sürdürecekler.
* * *
Kürt sorunu ve sözde Ermeni soykırımı…
Sırada onlar var; hele ikincisi…
Siz istediğiniz kadar “gelin tarihe bakalım, belgelere bakalım!” deyin, onlar hiç etkilenirler mi?
Nobelli yazarımız bile “Bir milyon Ermeniyi kestik” demişse, gerisi onlar için boş laf!
Ne zamandan beri mi?
500 küsur yıldan beri…
Şimdi diyeceksiniz ki, bu da nereden çıktı?
Tarihten…
* * *
1571 yılında, Osmanlı tahtında “Sarı Selim” vardır, sadrazam da yani başbakan da Sokullu Mehmet Paşa’dır, Fransa’nın Türkiye elçisi de Frabçois de Noay’dır.
Anılarında Osmanlı’yı, Türkleri, İstanbul’u anlatır.
O günlerde Fransa’da Saint Barthelemy yortusunda Protestanlara karşı Katolik katliamı yapıldı. Üstelik Protestan ileri gelenlerinin Paris’te, kralın sarayında ağırlanmaları olayın önemini daha da artırır.
* * *
O zaman “e-mail” yok, faks yok, cep telefonu yok, ama katliam kulaktan kulağa
İstanbul’a gelir, duyulur.
Sokullu, Fransız elçisine bu olayı sorar…
Elçi, katliamı kapatmak, küçültmek ister, ama bakar ki Sokullu her şeyi biliyor, anlatır:
“Bunlar da Hıristiyan dininden… Sayıları da onda bir… Hem de kralınızın misafiri olarak davet edildikleri sarayda geceleyin ve müdafaasızken öldürülmüşler. İşte sizin Papa’nın adaleti… Kralınızın annesi İtalyan değil mi? Sancağımızın dalgalandığı uçsuz bucaksız yerlerde, dünyadaki bütün dinlere bağlı çeşitli ırklar yaşıyor. Hepsi de inandıkları şeye serbestçe ibadet ediyorlar. İstanbul’da camilerin yanında kiliseler ve havralar bulunur. Türlü mezhepler ve tarikatlar vardır. Kimse kimseyi rahatsız etmez. Bunları memleketinize dönünce anlatacak mısınız? Hem bu cinayetleri yapanlar bizlerden başkalarıdır, hem de iftiraya ve isnada biz uğrarız.”
* * *
Aynen bugün gibi…
500 yıl öncesinin Avrupalısı ile bugünkü arasında ne fark var?
Osmanlı sadrazamının dediği gibi…
Yorum Gönder