Olimpiyatlarda neden madalya alamıyoruz? - Abbas Güçlü

Olimpiyatlarda neden madalya alamıyoruz?
Düşündünüz mü hiç neden yıldız sporcular, başarılı genç sanatçılar yetiştiremiyoruz...
Yıldız takımlar spor, sanat atölyelerinde öğrenci bulamıyorlar.
Niye?..
Çünkü çocuklarımız, gençlerimiz, neredeyse hepsi dershanelerde...
Peki sonuç?
Sıfır alan yüz binlerce öğrenci ve Avrupa bilgi birikimi sıralamalarında sonunculuk...

Çinli anne mantığı
İyi öğrenci, iyi sporcu, iyi sanatçı yetiştirmek, lafla değil emekle, disiplinde, inançla olur. Ama maalesef bunların hiçbirisi bizde yok.
Daha da komiği, “Düne kadar eğitim yoktu, bugün eğitim var“ diyenler bile, maalesef bugünkü kara tablonun farkında değiller!..
Farkında olsalar böyle konuşmazlardı.
Farkında olsalar olimpiyatlara başvurmazlardı...
Çin, ticarette ve siyasette olduğu gibi olimpiyatlarda da fırtınalar estiriyor. Madalyaların neredeyse tamamına yakınını silip süpürüyor. Lafla mı?
Kesinlikle hayır...
Birkaç ay önce Amerika’da en çok satan kitaplar listesinin başında gelen Çinli Anne kitabının bir özetini yazmıştım. Dur durak bilmeden çocuklarını nasıl yetiştirdiğini ve nasıl başarıya ulaştırdığını konu alıyordu...
Olimpiyatlara hazırlanan Çinli sporculara yönelik haberleri okuyunca hiş şaşırmadım.
Demek ki daha çocukluktan itibaren işi çok sıkı tutmadan olimpiyat şampiyonu olunmuyor...

O irade bizde var mı?
Olimpiyat yapma irademiz var mı yok mu o bile sorgulanır. Ama eğer olimpiyatlarda madalya alma konusunda isteğimiz, irademiz ve kararlılığımız varsa, çocuklarımızı şu saçma sapan sınav yarışından kurtarmamız gerekiyor.
Sadece olimpiyatlar için mi? Kesinlikle hayır. Sporla, sanatla, eğitimle, bilimle yoğrulmuş sağlıklı nesiller yetiştirmek için, ciddi hem de çok ciddi bir irade söz konusu. Ama ara ki bulasınız...
Yıldız takımları sporcu, sanat atölyeleri de öğrenci bulamıyor ama bu açık, okullarda kapatılıyor diye düşünenler varsa, fazla iyimserler derim...
Çünkü sanat ve spor derslerinin sayısı yok denecek kadar az. Ayrıca bu derslerin hakkıyla yapıldığını söylemek de aymazlık olur. Ya spor salonları ve sanat atölyeleri yok ya da bu derslere asıl branşı resim, müzik, beden eğitimi olmayan öğretmenler giriyor.
Sınavlara hiçbir etkisi olmadığı için de hiç kimse tarafından ciddiye alınmıyorlar...
Ve içinde bulunduğumuz bu vahim durum, ne Milli Eğitim ne Kültür ne de Gençlik ve Spor bakanlarının umurunda.
Keşke günün birinde bir bakan gelse de bu konulara kafa yorsa!. Ama nerdee...

Eğitim politikamız var mı?
Eğitim, bilim, sanat, spor, kısacası bir insan gücü yetiştirme politikamız var mı?
Var diyen varsa, kesinlikle ya yalan söylüyordur ya da Türkiye’de yaşamıyordur.
Her şey ortada, bırakın devlet politikasını, iktidarların bile söz konusu alanlarda elle tutulur bir yol haritası yok.
Son 10 yılda 4 Milli Eğitim, bir o kadar da Kültür ve Spor Bakanı değişti. Ve her gelen, bir öncekinin yaptıklarını çöpe atıp, her şeye sil baştan yeniden başladı. Her defasında enkaz edebiyatı yaptı. Şimdi böyle bir ortamda, nasıl olimpiyat şampiyonu sporcular yetişecek, nasıl Nobel’e aday bilim insanları ortaya çıkacak ve en önemlisi de dünyaya damgasını vuran sanatçılar nasıl boy gösterecek?..
Ne olur, hiç kimse öküzün altında buzağı aramasın ve ne olur dün şöyleydi, şimdi böyle diye rakamlarla icraatın içinden yapmasın.
Sonuçlar ortada. Ekonomik büyüklükte tamam ilk 10’a, 20’ye giriyoruz ya da gireceğiz. Bu güzel de, kişi başına düşen milli gelirimiz, araştırmacı, sanatçı, sporcu sayımız ne kadar, asıl önemli olan o!..

Peki ne yapılabilir?
Her şeyden önce, böyle bir sorunumuzun var olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Onu bunu suçlayarak ya da mazeret üreterek bir yere varamayız.
Ortada kapkara olmasa da çok parlak olmayan bir tablo var ve değiştirilmesi gerekiyor. Peki nasıl değişir sorusunun cevabı da rahatlıkla bulunur.
Başarıya giden yol bellidir ve herkes ne yapıyorsa onu yapmamız gerekir.
Bizde eksik olan, sadece ve sadece irade. Yani bu konuda lafın ötesine geçip, bunu kendine iş edinip, sonuca odaklanacak politikaların ve kişilerin bulunmaması...
Bu açığımızı kapattığımızda, canı gönülden inanıyoruz ki, bizi kimse tutamaz. Yeter ki o ortamı ve motivasyonu sağlayalım...
Özetin özeti: Laf olimpiyatları olsa herhalde herkese nal toplatırız ama icraata gelince nal toplayan maalesef hep biz oluyoruz...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget