Biz gazeteciyiz müsaadenizle biraz izin! - Necati Doğru

Biz gazeteciyiz müsaadenizle biraz izin!
Bizim SÖZCÜ’nün Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz ile konuştum. Bayrama kadar izin düşüncesinde anlaştık.
“Okurlar merak eder.
Birkaç satır yazı yaz.
İzne çıkacağını duyur” dedi.
İşte bugünkü “izne çıkıyorum” yazısına sığınarak “gazeteciliğin Türkiye’de  iktidardan beslemeli duvarı yıkışı” hakkında önemli bulduğum fakat gözden kaçırılan bir noktayı sizinle paylaşmak isterim.
Siz de mutlaka farkındasınız.
Bir yenilmişlik uç verdi.
Bir avunma, bir feryat!
İktidarın “Tek Adama” vidalanmış ve demokratik yoldan yıkılmaya mahkum mengenesinden şikayetçi olanlar var.
Ben de onlardan biriyim.
Yasamayı (Meclis’i), yürütmeyi (bakanları-hükümeti), yargıyı (hakim ve savcıları), medyayı (TV ve gazeteleri) tek elde toplayan, orduyu ABD ile pıstıran, muhalefeti dinle sindirmeye çalışan ve “sivil diktatörlük yapısına kapı aralayan ” bu gidişe karşı bir gazete yazarının elinden ne geliyorsa yapmaya ben de çalışıyorum.
Yazmaya devam edeceğim.

Fakat içimizde  bazıları; “iktidar herkesi o kadar korkuttu, yıldırdı, satın aldı ve baskı altına soktu ki, bu ülkede basın kalmadı, gazeteci kalmadı, gazete kalmadı” diye bir tükenmişlik feryadı sergiliyorlar.

Xxx

En son örneğini önceki gün okudum.
Bizim Gazete SÖZCÜ’de Nilgün Uysal, 59.5 yıllık gazete yazarı ve şimdi CHP Milletvekili Oktay Ekşi ile “bir söyleşi” yapmıştı. Oktay Ekşi, en son başyazarlığını yaptığı gazeteden iktidarın baskısı ile “istifa ettirildiğini” anlatıyor ve “bu ülkede gazete kalmadı…. Medya yok…” sonucuna varıyordu.
Aynı fikirde değilim.
Bu ülkede gazete var.
Gazetecilik de bitmedi.
İşte SÖZCÜ var.
Ve SÖZCÜ gibi birkaç gazete daha çıkıyor. Ve bu gazetelerde yüzlerce muhabir, yazar iktidarın ağır baskısına rağmen, onun yanlışlarını, adaletsizliklerini, eşitsizliklerini sergilemeye devam ediyorlar. Halk kararını verip iktidarı sandıkta indirinceye kadar da devam edecekler.

Xxx

Oktay Ekşi’nin “bitti… kalmadı…yok…” dediği patronlarının gazetecilik dışı; otelcilik, madencilik, inşaatçılık, bankacılık, tüp gazcılık, AVM’cilik, TOVER’cılık gibi işleri olduğu için iktidarlara (bu giderse gelecek olanlara) bağımlı gazeteciliktir.
İktidar patronu korkutuyor.
Senin gazeten beni eleştirirse…
Senin bankanı bitiririm.
Senin otelini ufalarım.
Senin tüp gazını foslatırım.
Maden şirketini çökertirim.
İnşaat firmanın ihalesini keserim.
TOVER’ının tozunu atarım.
Asıl işi “gazetecilik” olmayan ve gazete sahipliğini oteli, bankası, maden şirketi, tüp gaz şirketi, inşaat şirketi, Tover dikme şirketini iktidardan yemlemek için yemlik olarak kullanan gazetecilik bitti.

Xxx


İktidar odaklı gazetecilik öldü.
Okur odaklı gazetecilik dirildi.
SÖZCÜ gibi patronları “gazetecilikten başka bir işi” olmayan gazeteler, sadece okurlarına satılan gazete çıkarmanın becerisini gösterebildikleri için “iktidar baskısı ve korkusu” içinde değiller. SÖZCÜ, önce gün 285 bin satışa ulaştı ve SABAH gazetesini de geçmesine birkaç adım kaldı.
Sizden gizleyecek değilim.
Yazmak zorundayım.
Oktay Ekşi, bu gerçeği “gazetesinden atıldığı” halde anlayamadığı için “Türkiye’de medya yok…” diye ahkam savuruyor. SÖZCÜ medya değil mi, biz gazeteci değil miyiz?
Yine sizden gizleyecek değilim.
Oktay Ekşi, iktidarı eleştiren bir gazeteci olarak gazetesinden ayrılmak zorunda bırakıldığında gidip muhalefet partisi CHP’den milletvekili olmayacaktı. CHP’nin de çok büyük hatası Oktay Ekşi’ye milletvekilliği vermesidir. Çünkü, bir gazeteci iktidarı eleştiriyor ve sonra da gidip muhalefet partisinden milletvekili oluyorsa ona insanların “demek ki, sen gazetende muhalefet partisinin bir üyesi olarak iktidara hücum ettin, okuru aldattın, gazeteni alet ettin” demek hakkı doğar.
Türkiye’de iktidar beslemeli siyasetçi gazetecilik bitti. Okur odaklı bağımsız gazetecilik dirildi. Biz okuru patron sayan gazeteciyiz.
Müsaadenizle biraz izin.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget