Yıldızları fethedeyim derken Suriye çukuruna düşmek!

Ahmet Davutoğlu’nun durumu aynen yazımın başlığında yansıttığım gibidir!
Evet, “Stratejik Derinlik” kitabının yazarı olan Hariciye Vekilimiz, yıldızlar fatihi olayım derken hemen önündeki Suriye çukuruna düştü ve şimdi oradan çıkamıyor!
Tabii Davutoğlu’nun o çukura düşmesi kişisel değil, görevi gereği Türkiye’yi çukura düşürdü!
Ne imiş efendim Osmanlı’yı yeniden ihya edeceklermiş!
Ne imiş efendim Türkiye Ön Asya ile Ortadoğu’nun yegâne belirleyicisi olacakmış!
Ne imiş efendim gün gelecek Kudüs tamamen İslam’ın olacak ve orada sabah namazlarını eda edeceklermiş!
Ne imiş efendim komşularla sıfır sorun politikaları izlenip oralara rejim ihraçları yapılacakmış!
Peki, bu nasıl olacakmış!
ABD ile stratejik işbirliği ile gerçekleşecekmiş!
CIA ve Mossad’la kader birliği yapılarak olacakmış!
Avrupa Birliği ile kol kola girilerek yapılacakmış!
Ahmet Davutoğlu ile siyasi patronunun bu bakış ya da halini tasvir etmek için neler söylenebilir diye düşündüm:
En makul olarak hayal kurmayı seçebildim!
İyi ama hayal kurmanın bile rasyonel bir zemininin olması gerekmiyor mu?
Medeniyetler Çatışması çağında Haçlı ve Siyonizm’le ittifak yaparak ve onların desteği ile Müslüman bir imparatorluğu yeniden inşa etmeyi 13 yaşındaki çocuklar bile uçuk bulacağına göre Davutoğlu ile Başbakanımızın son tutumları nasıl izah edilmeli!
Türkiye’nin Suriye politikası ya da politikasızlığı emin olun diploması tarihimizin en çok yüz kızartan sayfası olacaktır!
Sadece Suriye değil, işte Irak politikamız da Maliki’nin son beyanı ile facia noktasında olduğu kanıtlanmıştır.
Keza İran ve Rusya ile de ciddi bir güven buhranı söz konusudur ki göreceksiniz bunun somut yansımaları olacak!
İyi ama Türkiye’nin itibarını yere seren bu korkunç savrulma neden?
Yıldızları fetih için mi?
Uykudan uyan Sayın Davutoğlu, dış politika fantezi ve ütopyalarla değil reel olgularla yapılır! 
Demirel çok hasta!
28 Şubat bağlamında önüne gelen Sayın Demirel’e vuruyor!
Güniz Sokak sakininden ise cevap yok!
Cevabı olmadığı için mi?
Yazmayacaktım ama sevenleri dua etsin diye yazacağım Sayın Demirel birkaç gündür ciddi olarak hasta!
Aldığı bir virüs bağışıklık sistemini tehdit ediyor!
İki haftadır kimse ile görüştürülmüyor ve yoğun tedavisi devam ediyor!
Doktorları panik olmasın diye durumu saklıyor ama Allah korusun hayati tehlike sınırında olduğunu öğrendim!
Demirel bu ülkenin bana göre mağdur ve mazlumların şahıdır!
En solundan en sağına kesimler tarafından bütün hayatı boyunca gagalanmıştır!
Sayın Demirel’in hasta yatağında ettiği şu söz beni fevkalade duygulandırmıştır: “Ölüm hak, esas olan iman ile göçmektir lakin Nazmiye Hanımı bu haliyle bırakıp göçmek bana hüzün verir!”
Sayın Cumhurbaşkanımıza Cenab-ı Hak’tan şifalar diliyorum!
Aydın Doğan’la Başbakan mutabakatının perde arkası!
- Aydın Doğan Başbakan’a verdiği sözlerin büyük kısmını yerine getirdi, mesela Milliyet ile Vatan’ı elden çıkardı ve Hürriyet kadrosunu büyük ölçüde revize etti.
- Keza Kanal D ile CNN-Türk de Başbakan’ın istediği çizgiye geldi!
- Bütün bunların karşılığı olarak Aydın Doğan’a kesilen büyük vergi cezalarının bir kısmı çeşitle metotlarla aşağılara çekildi bir kısmı da affedildi.
- Varılan mutabakat sonucu bir ara medya’dan çıkmayı düşünen Aydın Doğan’ın medya’da kalacağı kesinleşti.
- Dahası, Erdoğan medya dışındaki işlerini tasfiye ederken AKP zirveleri ile anlaşması sonucu Doğan Gurubunun medya dışı işlerde de örneğin enerjide büyüyeceğini açıkladı!
Türkiye’de sözde İslamcı münevverlerin tasviri
- İsrail - ABD ve AB ile yoldaş olmayı adeta imanın şartı gibi görmek!
- İran’a karşıtlığa ulviyet atfetmek!
- Alevilikle Şiiliği sapkınlık olarak değerlendirmek!
- İslam’ı ve Sünniliği ideoloji haline getirip Emperyalizmin kullanımına sunmak!
- Masonluk ve Bilderbergcileri geçmişin aksine tehlikeli görmemek, tersine onlarla organik ilişkilere girmek!
- İslam’ı Hıristiyanlık ve Musevilikle harmanlamaya çalışmak!
- Şanlı Muhammed Aleyhisselamı haşa aşmaya çalışmak!
- Demokrasiyi sadece TSK’ya hasımlık olarak tanımlamak!
- Vatan kavramını seccadenin serilebildiği yer olarak değerlendirmek!
- Türk ve Türk Milleti kavramından tiksinmek!
- İnancımızı para, statü ve itibar için kullanmak!
- Kendilerini haşa Allahın ve dinimizin yeryüzündeki acenteleri gibi görmek ve din adına hüküm verme haklarının bulunduğuna inanmak!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget