Şimdi tek gözünüzü kısın…
Alt dudağınızı ısırın…
Sağ elinizi yumruk yapın…
Neye benzediniz bilmiyorum…
Ama böylece, 28 Şubat günlerindeki Başbakan ve arkadaşlarının“pozisyonunu” almış oldunuz….
*
Öyle dedi çünkü:
“Yumruğumuzu sıkar, dudağımızı ısırır beklerdik…”
*
Bunda kin, intikam, nefret var mı?..
Yok…
Sevgi, hoşgörü, barış var…
Dudak ısırılı, yumruk sıkılı çünkü…
Belli ki sevecen…
(!)
*
Biz anlıyoruz aslında…
30 yıl, 20 yıl, 15 yıl sonra neden darbelerin hesabının şimdi sorulduğunun yanıtını hepimiz çok iyi biliyoruz…
Ya da bu insan yakmalarının…
Biz “Cadı” olduk çünkü…
*
Sıkılmış yumruk inip kalkarken, ısırılmış dudak açıkça söyledi zaten:
“Bu işi cadı avına çevirmek yanlış” dedikten hemen sonra, cadı avını yapacaklara hedeflerini gösterdi:
“Cadı avına çevirmek yanlış ama… Nereye kadar gidiyorsa oraya kadar gitmeli… İş dünyası, medya, sivil toplum, rektörler…”
Emir verildi…
“Cadılar” belirlendi…
Hadi o zaman…
Cadı avına…
*
Nasıl olsa Cumhuriyetin kendini savunma refleksleri çökertildi…
Dün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlandı misal; askeri bando stadyumda Can Bonomo’nun şarkısını çaldı…
İngilizce…
“Gemimi umarım yaparım… Seni uçuracağım… Diyorum ki na na na…”
Cumhuriyet şarkısını söylemek, ne yapsın Japon çocuğa düştü:
“Dağ başını duman almış…”
*
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı değildi sanki…
Hüzünlüydü…
Endişe, kuşku, korku, tedirginlik vardı…
“Cadı avı” dolanıp durdu zihinlerde…
Bu bayram da bir bakıma “Cadılar Bayramı’dır” çünkü…
Yorum Gönder