Bayram yahu! - Güngör Mengi

Ruhunu kavrayabilme koşulu ile 23 Nisan yalnız çocuklar için değil yetişkinler için de büyük bayramdır.
Anlayana.
Dün parlamentoda bayram özel gündemi bağlamında konuşan liderlere genel kurulun davranış biçimi bana tuhaf geldi, üzüldüm.
Milletvekilleri bile bu övünç, onur ve gurur gününün tadını çıkaramadılar, Bayramı hak ettiği şekilde kutlayamadılar.
Parti grupları sadece kendi liderlerini alkışladılar.
Oysa 23 Nisan nedeniyle söylenen güzel şeyler, rakip partiden de geliyor olsa alkışa değer sayılmalı; yanlış mı?
Çünkü 23 Nisan Meclisi, ulusal kurtuluş savaşını zafere götüren ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran meclistir. Hamuru “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi ile yoğurulmuş bir kahramanlığın mabedidir.
Bayramlar bile ortak heyecanların ilhamını vermiyorsa tehlike karşısında nasıl tek vücut olacağız?
Düşman gibi…
Evet Türkiye yoğun iç ve dış sorunlarla karşı karşıyadır bugün ama sistem arızalarına rağmen ümitsiz durumda değiliz.
Bundan tam 92 yıl önce çıkılan doğru yol her sorunun üstesinden gelme güç ve yeteneğini bize veriyor.
Güçlerimizi birleştirmemiz için mutlaka devletin çökmesi, ordularının dağıtılması, milletin fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmesi mi gerekiyor? Hayır!..
Mesela dünkü konuşmasında Başbakan Erdoğan “milli iradeye ve demokratik rejime kastedenlerin er veya geç Meclis’ten, milletten ve yargıdan gereken cevabı aldıklarını ve alacaklarını” söyledi.
Bu hesabın hukuk içinde sorulmadığı yolundaki itirazlar saklı kalmak şartıyla Başbakan’ın bu sözü muhalefet grupları tarafından da alkışlanamaz mıydı?
Aynı şekilde CHP lideri Kılıçdaroğlu, bu Meclis’in Kurtuluş Savaşı’nı bile hukuk içinde yürüttüğünü hatırlattıktan sonra tutuklu milletvekillerinin demokrasi ayıbı oluşturduğunu, bayramı gölgelediğini savundu.
Keza bu da alkışla desteklenecek bir uyarı sayılamaz mıydı?
İlham alsalar…
Zamanın siyasetçileri Atatürk’ün dehasını çözemiyor, attığı her adımın büyük hedefe ilerleyen yolu inşa ettiğini anlamıyor.
Atatürk ulusu ölüm-kalım savaşına razı ettiğinde ortada iki devlet, iki anayasa vardı.
Bir yandan savaşırken bir yandan da siyasi ve hukuki meşruiyet zemini yaratmanın zorluklarını yenmeye çalışıyordu.
Sultan-halifeyi kurtarma hedefine dönük açıklamaları, iddia edildiği gibi bir kandırmaca değil devleti koruma çabalarının ifadesiydi.
23 Nisan Meclisi ile bir yandan işgalci düşmanı kovarken bir yandan da ulusal egemenlikten aldığı güçle iki devleti tekleştirdi.
Milleti birbirlerine kırdırmadan ulus devleti kurdu ve onu sağlam bir geleceğin yoluna koydu.
Böyle bir mucizenin iç savaşsız gerçekleştiği başka bir örnek yoktur.
Atatürk’ü inkâr eden zavallıların tahriklerine kapılmak, onların aklına uymak hastalıktır. Bu hastalık Meclis’in kapısından girmemelidir.
Atatürk’ün birleştirici gücünü ziyan etmek ülkenin geleceğine, çocuklarımıza kötülüktür!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget