Tutuklanan komutanlar da "28 Şubat mağduruyuz" dedi - Saygı Öztürk

28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan emekli komutanların avukatları “tutukluluk kararlarına” itiraz etmeye başladı. Çevik Bir’in avukatı da. Dün tutukluluğa itiraz dilekçesini 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundu. Tüm itiraz dilekçelerinde, “28 Şubat sürecinin üzerinden 15 yıl geçtiğini, delilleri karartma ihtimallerinin olmadığını” dile getirdiler ve tutuksuz yargılanma isteğinde bulundular.

Tutuklananlar arasında en yüksek rütbeye sahip olan emekli Orgeneral Çevik Bir, dün avukatı Vahap Bozkurt’la görüştü ve tutuklamaya karşı verilecek itiraz dilekçesini okudu. Avukat, dilekçesinde şöyle dedi:

Aynı turnikeden geçiliyor
“İsnat edilen suçlamanın oluşabilmesi için maddi unsur olan ‘cebir ve şiddet’ unsuru şarttır. Müvekkilim Çevik Bir veya Türk Silahlı Kuvvetleri içinde her hangi bir personelin bu olayda cebir ve şiddet kullanması söz konusu olmamıştır. Müvekkilim, sabit ikametgah sahibi olan çok uzun süre devlet ve millete yurtiçinde, yurtdışında üstün hizmetler vermiş orgeneral rütbesinde bir askerdir Hiçbir surette kaçma tehlikesi veya delil karartma ihtimali bulunmamaktadır. Müvekkilimin tutuksuz olarak yargılanmasını talep ediyorum .”

Bazı dilekçelerde de Batı Çalışma Grubunun, Genelkurmay karargahının E-2 katında olduğunu, bu kata girişlerin bir koridordan yapıldığını, turnikeden geçişten sonra 3 çalışma yeri bulunduğunu, dolayısıyla BÇG’da çalışmayan kişilerin isimlerinin de 46 kişilik listede yer aldığına, dikkat çektiler.

“Hazar Denizinin ortasındaydım”
Tutuklanan emekli deniz subayı Serdar Çelebi ise “kaçma ihtimalinin olmadığını” hakkındaki yakalama kararı çıkarıldıktan sonra yaşadıklarıyla şöyle anlattı:

“Hakkımda yakalama kararı çıkarıldığını ve evimde arama yapıldığını Hazar denizinin ortasında gemideyken öğrendim. Yanlış bir şey yapmadığımın güvencesi içinde savunma hakkımı kullanmak için en kısa zamanda buraya gelmeye karar verdim. Şirketim de anlayış göstererek, daha yerime kaptan gelmeden ve helikopterle beni karaya çıkardı. Başka bir şehirden gelen pasaportum elime geçer geçmez en kısa zamanda Ankara'ya gelerek teslim oldum. Bu konuyu kaçma şüphemin bulunmamasına bir kanıt olarak söylüyorum.”

Serdar Çelebi tutuklanmıştı. Karara avukatı itirazda bulunan avukatı Halil Şahindost, Çelebi’nin 8 saatlik uçak yolculuğundan sonra Türkiye’ye gelip teslim olduğunu, kaçmasın söz konusu olamayacağına da Hazar denizi örneğini gösterdi.

“Belgeler Genelkurmay ve MGK’da var”
Tutuklanan emekli albay Ruşen Bozkurt’un avukatı Coşkun Özbudak da itiraz dilekçesinde şöyle dedi:
“İsnat edilen suçlamanın bütün belgeleri 15 yıl önceye dayanmakta olup Genelkurmay Başkanlığı ve gerekse Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ve ilgili birimlerde mevcuttur. Dolayısıyla delillerin karartılması ihtimali gibi bir tutuklama şüphesinin varlığı söz konusu değildir. Müvekkilimin adresi, sosyal statüsü de dikkate alındığında kaçma şüphesinin bulunmadığı da açıktır.”

“28 Şubat mağdurudur”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki kahramanlığı nedeniyle heykeli bulunan, Genelkurmay Başkanlığı Psikolojik Harekat Dairesi’nin kurucusu emekli kurmay albay Oğuz Kalelioğlu da tutuklanmıştı. Avukatı Prof.Dr. Mehmet Kocaoğlu da tutukluluğa itirazda bulundu. Avukat, itiraz gerekçesini şöyle açıkladı:
“Oğuz Kalelioğlu, sıradan bir subay değildir. Dini inançları tam olan bir kişidir. Bu kişi, general olması gereken bir kişi idi. Ancak inançlarından dolayı emekli edildi. Kendisi 28 şubat mağdurlarından birisidir. Yoğun iş temposu yüzünden 45 yaşına kadar evlenme imkanı bulamayan Kalelioğlu’nun çocukları da çok küçüktür. Tutuksuz yargılanmalıdır. Tutukluluk, ağır sonuçları olan bir tedbirdir.”

“Mağdurum, 7 yıl yurtdışına çıkamadım”
Tutuklanan emekli albay Cengiz Çetinkaya’nın, tutuksuz yargılanması için avukatı Müşteba Aydın başvurdu. Aydın, müvekkilinin durumu ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“Müvekkilim hakkında 10 Şubat 1998’de, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Genel Sekreter Tümgeneral Erol Özkasnak, Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Albay Hüsnü Dağ, bir halka oluşturdukları iddiasıyla hakkında askeri mahkeme tarafından dava açılmıştı. 27 Aralık 1999’da, mezhep belirtmenin suç olmayacağı gerekçesiyle beraat etti. ‘Bir halka oluşturdukları’ cümlesiyle ilgili hakkında yeniden dava açılmış ve 2004 yılına kadar devam etmiştir. Müvekkilim 7 yıl yurtdışına çıkamamış, büyük hak kayıplarına uğramıştır. Yani, müvekkilim de bir 28 şubat mağdurudur.”

“Ne davet edildim, ne de katıldım”
Tutuklanan emekli albay Alican Türk’ün avukatı Abdullah Bingöl de tutuklamaya itirazında, şöyle dedi:
“Emeklie albay Türk, Batı Çalışma Grubunun hiçbir toplantısına ya da brifingine davet edilmemiş ya da katılmamıştır. Giriş kartı listesinde adı yer almasına rağmen böyle bir giriş kartı almamış ve kullanmamıştır. İsnat edilen suçun gerçekleşmediği kanaatindeyiz. Bu nedenle tutuksuz yargılanmasını talep ediyorum.”

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget