Sultanlar henüz ayırdına varmadı ama, çağın “kralları” artık yurttaştan çekiniyor…
“Mutlak güç” yer değiştirdi.
“Mutlak güç” sahibi bugüne bugün artık “kral” değil vatandaş…
“Takla at ta göreyim bakayım!” diyen güç sahibine şirin görünmek adına değil takla atmaya kalkışmak; krallara takla attırıyor günümüzün güç sahibi yurttaşları…
İspanya Kralı’na İspanyol vatandaşlarının son kertede yaptırmış olduğu şey bu:
74 yaşındaki Kral Juan Carlos, tacını tahtını korumak adına gözünü kırpmadan İspanya vatandaşları karşısında takla atmış oldu.
36 yıldır tahtta bulunan yaşlı kral, küçük çocuk gibi; “Valla billa bir daha yapmam!” diye tövbe üstüne tövbe etmek zorunda kaldı.
Kalça kemiği ameliyatı ardından koltuk değnekleriyle ayakta zor duran İspanya Kralı nekahat dönemini henüz atlatmadan, TV kameraları karşısına çıkıp başını öne eğdi ve “Üzgünüm” dedi: “Bir hata yaptım. Bir daha olmayacak!”
Bununla da yetinmedi…
“İspanyol yurttaşlarına” haber etmeden çıktığı bir haftalık Afrika tatilini telafi etmek adına derhal “en kısa zamanda görevine döneceğine” dair teminat verdi…
‘Tahtı bırak baskısı!’
Devlet geleneği güçlü olan İspanya’da “devletin itibarı” ile özdeşleştirilen ve demokrasiye geçiş yıllarının kahramanı olarak bilinen kralı böyle süt dökmüş kediye döndüren olay nedir?
Afrika’da sevgili ile çıkılan bir safari tatili…
Kralın evlilik dışı ilişkisi / ilişkileri, İspanyol yurttaşlarını “ahlaki anlamda” igilendirmiyor.
Sıradan İspanyolu rahatsız eden konu; kamuoyundan “gizli tutulan” tatilin, ağır ekonomik kriz şartlarına denk gelmesi…
İspanyol aileleri ay sonunu güçlükle getirirken, yaşını başını almış Juan Carlos’un vur patlasın Afrika savanalarında aslan-fil avına çıkması; devlet başkanı adına “densizlik” ve “şuursuzluk” olarak görülüyor.
Üstüne üstlük 40 bin Avro tutarındaki tatil masraflarının Muhammet E. Kayalı adındaki bir Arap işadamı tarafından ödenmesi, “yakışıksızlıktan” maada “yoz” bulunuyor.
Hayvanseverleri isyan ettiren “fil avı” serüvenine “Suudi Arabistan kralının” temsilcisi sıfatıyla İspanya’da bulunan esrarengiz bir Arap işadamının gölgesi düşünce; “krallık” kurum olarak mercek altına alınıyor ve genç demokrasi tarihinde ilk kez krala “git!” baskısı yapılıyor.
Öyle ki, demokrasiye geçişten bu yana Juan Carlos’a destek çıkan “El Pais” gibi yayın organlarında dahi bu baskının izleri görülüyor.
Gazetenin en sevilen köşe yazarlarından Maruja Torres örneğin; “İspanyollar adına bizler de savananın öksüzleri ve dullarından özür diliyoruz” diye başladığı yazısını; “Avcılık neolitik çağlarda kalmalı idiyse, monarşi de günümüzde artık sona ermeli. Bizler bunun için elimizden geleni yapacağız. Topallayarak yürüyen, hafif yanık yüzlü bir yaşlıya rastlarsanız, kendinizi koruyun! Ölümcül ve silahlıdır!” sözleriyle bitiriyor.
Güçlenen yurttaş ‘şeffaflık’ istiyor
“Yaşlı kral ölümcül ve silahlı!” diye aleni biçimde artık alay konusu olan Juan Carlos’u; “Cumhuriyet” için Madrid’de muhabirlik yaptığım ’80’li yıllarda tanımıştım. Boylu boslu, genç, güleryüzlü kral; o dönem Avrupa aristokrasisinin en sevilen, takdir edilen üyesiydi.
Franco tarafından bulunduğu konuma getirilmiş olsa da demokrasiye geçiş yıllarının fırtınalı güzergâhında tercihini her fırsatta demokratik güçlerden yana yapmış; “şeytanla” bir tutulan “komünistlerle” bile yapıcı siyasi diyaloglar içine girmişti.
1930’lardaki iç savaştan beri ülkenin kronik sorunu sayılan Bask ayrılıkçılığına karşı kral ayrıca “ülkenin bölünmez bütünlüğünün” sembolü görülmekte; İspanya halklarını birleştiren “güç mercii” olarak el üstünde tutulmaktaydı.
Demokrasiye geçişte “geri adım” atılabileceği kuşkularının yaygın olduğu o kırılganlık yıllarında, “tartışma dışı tutulan” kralın itibarını korumak için.. gazeteciler arasında adı konmamış bir “centilmen anlaşması” vardı.
“Centilmen anlaşması” uyarınca; kralın sarsaklıkları, dişi sineği kaçırmayan çapkınlıkları, kapalı kapılar ardında yaygın biçimde konuşulsa da.. yazılmazdı.
Bugün İspanya Kralı üzerinde yapılan bu “omerta / suskunluk anlaşması” bozulmuş durumda.
“İnternet” çağı, artık pamuklar ardında korunup kollanan güvenlikli “itibar operasyonlarına” izin vermiyor.
İspanya Kralı TV kameraları karşısında, “Affedin! Bir daha tekerrür etmeyecek!” derken özde “Hiçbir gizlim saklım olmayacak!” vaadi vermiş oluyor.
İspanyol gazeteleri de kralın vaadini, hükümdara ait her bilgiyi, sansürsüz didik didik yayımlamak suretiyle sınıyorlar.
Juan Carlos’un serveti…
Hastalıkları... Geçirdiği ameliyatlar…
Yolsuzluk gerekçesiyle suçlanan ve yargı önüne çıkarılan damadına ilişkin iddialar.. en küçük ayrıntısına dek.. medyada irdeleniyor.
Dedim ya…
Bundan böyle tebaa ve halk yerine artık ayrıcalıklarını korumak isteyen krallar “takla” atıyor.
Yorum Gönder