Halk Hareketi Birliği Partisi’nin başkanı olan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy 2007’den bu yana özellikle bir “çift”ten çekip duruyor!
2007 seçiminde karşısına Sosyalist Parti’den dört çocuk annesi sıkı bir “Katolik” olan Segolene Royal çıkmıştı. “Çıplak model” Carla Bruni ile ikinci evliliğini yapan Sarkozy o seçimi kazanarak cumhurbaşkanı oldu. Bu kez pazar günkü seçimde karşısında Royal’ın eşi olmayan, ancak çocuklarının babası François Hollande’ı buldu.
Royal ile Hollande, “burjuva işi” dedikleri için evlenmeyip “özel yaşam” kurmuşlardı. Bu olgunun bir Fransız TV dizisine yansıması, bizde de “Bir Kadın – Bir Erkek” olarak Türkçeye uyarlandı.
Başkanlık koltuğunda oturan Sarkozy, 1958’den bu yana ilk kez ilk elemeyi kazanamayan aday oldu. Hollande yüzde 28.6, Sarkozy 21.7 oranında oy aldı. On aday içinde üçüncülüğü alan aşırı sağcı Jean-Marie Le Pen’in “bankalarda iki partinin egemenliğini çalışanlar için kırmak” söylemi ile yola çıkan kızı Marine yüzde 19 oyla, babasının rekorunu da kırarak seçimin en büyük sürprizini yaptı.
Hollande ise “1 milyon Avro’dan fazla kazananlardan daha çok vergi alma, asgari ücreti arttırma, 60 bin ek öğretmen atama, bazı alanlarda emeklilik yaşını 62’den 60’a indirme” sözünü vermişti.
Kuşkusuz seçimlerin en ilginç olayı bir “sutyenin” simge olarak kullanılmasıydı. Fransa’da bir kadın iç çamaşırı fabrikasının kapatılıp Tunus’a taşınmasına karar verilmişti. İşsiz kalacak kadın çalışanlar, üç renkli Fransız bayrağı görünümlü, dantelli, çadır büyüklüğünde bir “sutyeni” sahnelediler.
Sutyen, ekonomide izlenen yanlış siyasayı, özellikle tekstil alanındaki fabrikaların kapatılarak çeşitli Afrika ülkelerine taşınmasını kınıyordu. Son on yılda bu yolla 750 bin kişi işsiz kalmıştı. Türkiye’de ve Fas’ta üretim yapan Renault otomobil fabrikası da sutyenin hedefindeydi.
Seçmenlerin bir “komşu kızı” gibi gördükleri Le Pen’in ücret ve emeklilik aylıkları artışı vaatleri onu 3. sıraya taşıdı. Komünistlerin desteklediği solcu aday Jean-Luc Melenchon yüzde 12 ile dördüncü oldu.
6 Mayıs’taki ikinci oylamaya her ikisi de 57 yaşında olan Hollande ve Sarkozy katılacak. Melenchon, seçmenlerinden Hollande’a oy vermelerini istedi. Le Pen’in kimi destekleyeceği henüz açıklanmadı. Geleneksel olarak iki rakip TV kameraları önünde kozlarını paylaşacak.
Eski Uluslararası Para Fonu Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Hollande yerine aday olacaktı. ABD’deki “seks sorunu” ile başı belaya girince çekilmek zorunda kaldı. Kısa bir süre önce evlenen Hollande ise şimdiye değin hiç bakanlık yapmadığı için, devlet yönetimine uyumu konusunda bazı seçmenlerin kafasında sorular yaratıyor.
180 bin Türk seçmenin Ermeni tasarısına karşı çıkan ve beşinci yüksek oyu toplayan merkez sağdaki François Bayrou ile Hollande’ı destekledikleri sanılıyor.
Osmanlı döneminde Selanik çıkışlı Macar aile göçmeni Sarkozy seçimi yitirirse 1981’de Valeri Giscard d’Estaing’dan bu yana ilk kez 2. dönem seçilemeyen bir cumhurbaşkanı olarak tarihe geçecek. Ipsos kurumunun kamuoyu araştırmasına göre seçimi yüzde 54 ile Hollande kazanacak.
Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olan her iki aday da “Bu seçimin yalnız Fransa halkının değil, tüm Avrupa’nın geleceğini de etkileyeceğini” öne sürdü. İkisi de yabancı göçmenlere karşı önlemler öneriyor. Haziranda milletvekili seçimi yapılacak.
Hollande’ın, Ermeni tasarısında Sarkozy’nin inadına karşı çıkmakla birlikte Türkiye’yi iyi pazar gördüğü için bozulan ekonomik ilişkileri düzeltmeden yana olduğu anlaşılıyor.
Fransız Büyükelçisi Laurent Bili (53) çok şanssız bir dönemde Ankara’da görev yapıyor. Büyükelçi atanacağı belli olunca, yabancılara Türkçe öğreten kurum TÖMER’de ders almak için Trabzon’a gelmişti.
Bu kimliğini gizleyip Arap öğrencilerle yurtta kalan Bili, sıkı bir Trabzonspor yandaşı olmakla kalmamış iki çocuğuna da Aurelian Volkan ve Florian Tayfun adlarını vererek Türk dostu olduğunu göstermişti. Şimdi büyükelçi görevini “sağduyu” ile “duygusallık” arasında yanlış yerde, yanlış zamanda yapmaya çalışacak!
Türkiye’ye Suriye Yardımı!
Suriye’de iç huzursuzluğun boyutları, ateşkese karşın sürüyor. BM Temsilcisi Robert Serry, 13 ayda 9 bin 734 kişinin öldüğünü açıkladı. Bir başka deyişle ölen her dört kişiden üçü sivil, biri asker... Komşumuzda 300 bin kişi yerlerinden oldu. 24 bin Suriyeli Türkiye’ye, 22 bini Lübnan’a, 15 bini Ürdün’e ve 2 bin 500’ü de Irak’a sığındı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Bugüne kadar milli kapasitemizle çalıştık. Ancak sorunun tırmanması, ayrıca olası artış da göz önüne alarak, BM Genel Yazmanı ve Göçmenler Yüksek Komiseri ile görüşmeler yaptım. Bundan sonra uluslararası yardımlar almaya başlayacağız” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı ise sığınanlar için şimdiye değin Kızılhaç dahil, BM örgütlerine 33 milyon dolar (yaklaşık 60 milyon lira) yardım yapıldığını açıkladı. Ancak mangalda kül bırakmayan AB ülkeleri ile Arap hanedanlarından yardım konusunda henüz herhangi bir açıklama gelmedi!
Temel’in somut dünyasından!
Fransız Büyükelçisi Laurent Bili, Trabzon’u neden seçtiğini kendi ülkesi ile bağlantı kurarak şöyle anlatmıştı:
“Karadeniz’in ‘Laz’ıyım. Biz Brötanlar da Karadeniz insanı gibi çabuk hiddetleniriz, duygularımız taşkın olur. Hakkımızda fıkralar söylenir. O yüzden Trabzon’a ve Trabzonlulara kanım ısındı!”
Bizdeki Temel fıkralarının çoğu yabancı kökenlidir. Amerika’da, orada yaşayan Polonyalılar için anlatılır. İskandinavya’da Norveçlilere, İngiltere’de İskoçlara Temel rolü uygun görülmüştür. Bu ülkelerde üretilen soyut fıkralar onlardan Türkçeye ya da bizden onlara taşınır.
Ancak pazar günü gazetelere Rize’de soyut fıkra değil, somut bir olay yansıdı. Rize İkizdere’de Mustafa Çilo (70) arsasına yeni ev yapmaya karar verdi. Ne var ki köyün telefon kabloları arsadan geçiyordu. Kasım ayında Türk Telekom’a verdiği dilekçeyle kabloların yerinin değiştirilmesini istedi.
İnşaata başladı. Gelen giden olmayınca kabloları evin içinde bırakacak biçimde evin çatısını da örttü. Çilo’nun yakınmasını yeni öğrendiğini söyleyen yerel Telekom yöneticileri kabloların yerinin değiştirileceğini açıkladı.
Yorum Gönder