Önümüzdeki on yıllarda dünyamızı daha yaşanabilir bir hale getirmek ve gelecek nesillerin bizlere emaneti olan “yerküreyi” korumak için hem tehditler, hem de fırsatlar vardır. Dünya Liderlerinin bunları görüp, şimdiden önlem almaları gerekmektedir;
Tehditler;
*Demokrasi mutlaka korunmalı ve geliştirilmelidir. Demokrasi, sivil halkı etkinleştirmek ve bilgiye erişimi sağlamak açısından çok önemlidir.
*Ekonomik Eşitsizlik (zengin-yoksul ülkeler arasındaki milli gelir farkları), Sosyal Eşitsizlikler (Açlık-Sağlık-Eğitim), Cinsiyet Ayrımcılığı ciddi tehditlerdir.
*Petrol ve Otomotiv endüstrilerinin lobi faaliyetleri, alternatif enerji kaynaklarının kullanımını ve gelişimini engellemektedir.
*Modern ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının eksikliği; İklim değişikliğini tetikleyecek ve kirli enerji kullanan hane halklarının sağlıklarını olumsuz etkileyecektir…
Fırsatlar;
*Önümüzdeki 10 yıl, özellikle enerji kaynak kullanımı ve verimlilik konularında bir “teknolojik yenilik çağı” nın gelişine sahne olacaktır.
*Bu teknolojilerin çoğu kaynak verimliliğini arttırarak, sera gazı emisyonlarını azaltarak, ya da su, enerji ve gıda gibi temel hizmetlere erişimi kolaylaştırılarak sürdürülebilir büyümeye katkıda bulunabilir. Bu konuda toplumsal bilinçlenme ve farkındalığın yaratılması için eğitim sistemiyle entegrasyonunun sağlanması gereklidir.
*Güneş Enerjisi 2050 yılında, 10 milyara ulaşması beklenen dünya nüfusunun enerji ihtiyacını karşılamak için en temiz ve limitsiz bir kaynaktır. Örneğin, Ortadoğu-Kuzey Afrika bölgesindeki güneş enerjisi kaynağı,enerji talebinin alacağı değerden 100 kat fazladır. Güneşten, insanoğlunun her gün fosil yakıtlar kullanarak harcadığı enerjinin 700 kat fazlasını alan “Çöller” enerji üretiminde kilit bir role sahip olacaklardır.(Arap Baharı adıyla bölgeye demokrasi(!) getirmek isteyen emperyalist devletlerin gerçek niyetleri belli olmuyor mu?)
*Afrika-Avrupa- Asya kıtaları arasında, Yüksek Gerilimli Doğru Akım(HVDC) şebekeleri kurularak, denizaşırı güneş enerjisinin, yüksek rezerve sahip bölgelerden yüksek tüketim yapılan coğrafik bölgelere daha verimli transfer edilmesi sağlanabilir. Bu üç ana kıta arasında “Enerji Otoyolları”nın inşası devam etmektedir. Bu otoyollar, güneş enerjisi yanında rüzgar ve jeotermal gibi insanoğlunun enerji problemini çözecek diğer kaynakların da transferini sağlayacaktır…
Tehditler ve fırsatlardan sonra Sayın Yüce’nin önerilerine beraberce bakalım;
*Öncelikli enerji erişim teknolojilerini belirlemek- Düşük emisyona yol açan ve çevreye duyarlı ideal bir stratejinin belirlenmesi- Uygun politika araçlarının belirlenmesi-Engellerin kaldırılması ve fon sağlanması gibi görevleri üstlenecek olan, “Uluslar arası Enerji Erişim Girişimi”nin kurulması desteklenmelidir.
*Dünya Bankası ve Uluslararası Finans Grubu işlevini bir arada görecek küresel bir enerji bankasının kurulması desteklenmelidir. Bu banka, enerji kaynakları ile dünyada artan talep arasındaki bağlantının kurulmasını desteklemelidir. Enerji piyasasını düzenlemek, yapılacak yatırımlar için koordinasyonu sağlamak ve aracılık etmek, Jeotermal-güneş-rüzgar enerjisi üretimini teşvik etmek,
“Yeşil Enerji” ve “Enerji Verimliliği” teknolojileri alanındaki yenilikleri desteklemek görevleri arasında olmalıdır.
*Banka iki temel işlevi üstlenmelidir;
-Birincisi, yenilebilir enerji alanında Ar-Ge çalışmalarının küresel ölçekte sürdürülmesini sağlamak için finansal destek vermek,
-İkincisi, küresel ölçekte yenilenebilir enerji üretim ve dağıtımının finansmanını sağlamak olmalıdır.
Sonuç olarak;
2030 yılında dünya nüfusunun en az 1,3 milyar kişi daha artacağı, gıda’da %50, su’da %40, enerji’de %35 oranında bir açığın oluşacağı bugünden biliniyor ise, daha ne bekliyoruz?..
2030’larda, açlık ve susuzluktan komşu ülkelere 100 milyonlarca insanın zoraki göçlerini engellemek için çıkacak savaşları mı?…
Başbakan Erdoğan’ın böylesi ciddi olaylarla ilgili olarak ne bilgisi ne de hazırlığı var !… Onun gündeminde; Tiyatroları belediye zabıtalarına yönettirmek, üç çocuğu beşe çıkarmak, türbanı ilkokullara sokmak, cemaat ve tarikatların devleti işgal etmelerini seyretmek var. Tarih bu yılları “kayıp yıllar” olarak yazacak. Allah herkese akıl-fikir versin…
Sağlık ve başarı dileklerimle 24 Nisan 2012
Yorum Gönder