28 Şubat 1997 postmodern askesi darbesi neyi amaçlıyordu?
Dönemin Genelkurmay II. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir’in deyişiyle demokrasiye “balans ayarı” yapılmıştı .
Bu ayar ne içindi?
Çok açık söylüyorum:
“Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi’ni tarihin çöplüğüne atmak!”
Milli Görüş çizgisini “Milli Nizam Partisi” dönemiyle sürdüren, antiemperyalist, anti Batıcı bir siyasal çizgi izleyen Erbakan’ın siyasal mücadelesi, aynı zamanda dinsel temellere dayanıyordu.
***
Erbakan’ın Türk siyasal yaşamında bence önemli bir yeri var. Hoşgörü sahibiydi, “devletçi” ekonomik kalkınma modelini benimsemişti.
Özellikle Nurcularla arası hiçbir zaman iyi olmamıştır. Fethullah Gülen’le ise yıldızı barışmamıştır...
Dün sabah saatlerinde aralarında emekli Orgeneral Çevik Bir olmak üzere, bazı generallerin, Batı Çalışma Grubu’nda çalışan emekli albayların gözaltına alınma kararını öğrenince bunlar geldi aklıma.
28 Şubat 1997...
Sincan’da tankların yürümesi, demokrasiye balans ayarı, REFAHYOL hükümetinin düşürülmesi...
***
Daha önceleri çok yazdım yineleyeyim:
“Kim ne derse desin 28 Şubat ABD ve AB destekli postmodern bir darbedir... Burada amaç Necmettin Erbakan’ın partisini tarihin çöplüğüne atıp, ‘Ilımlı İslam’ çizgisinde bir siyasi partiye zemin hazırlamak.”
Gerekçe olarak “demokrasiye balans ayarı yapmak” olarak gösterilse bile, salt Erbakan’ı değil, Tansu Çiller’i de siyasette saf dışı etmek.
Elbet bunun kılıfı da hazırdı:
“İrticai faaliyet!”
Benim beklentim 28 Şubat soruşturmasının kimi siyasi güç odaklarının “habis” çıkarlarına, kör öç alma duygularına yenik düşmemesi.
Umarım bu dava hukuka ve insan haklarına göre yapılır, yargılamada eşitlik ilkesi göz ardı edilmez...
Gereksiz yere kimse mağdur edilmez, Ergenekon’da ve diğer davalarda olduğu gibi elmalarla armutlar aynı torbaya konulmaz.
Cadı avı başlatılmaz!
***
Sorumlular yargılanır, suçlular cezalandırılır, suçsuzlar aklanır, bundan da ülkemiz ve demokrasimiz kazanır.
Kimse rövanşist davranmamalı bu nedenle...
Demokrasi bir yaşam biçimidir.
Ben bu yüzden tüm askeri darbelere karşıyım...
TBMM’de, ülkemizdeki tüm askeri darbelerle ilgili olarak bir araştırma komisyonu kuruluyor.
Bu komisyon, her durumda demokrasinin yapısına aykırı darbe ve darbe girişimlerini gerektiği gibi araştırırsa kazanan halkımız olur.
TSK de diğer kurumlarımız gibi başımızın tacıdır, bugünün dünyasında ordusu güçlü olmayan bir devlet, ekonomisi iyi bile olsa güçsüz kalır.
Burada yapılması gereken askerin gereken sınırlar ve görevler içinde kalmasıdır.
***
Böyle olursa kimse durumdan görev çıkaramaz!
Demokrasimiz ve özgürlükler gelişir.
Kaygım, siyasal erkin tüm bunları göstermelik yapması...
500 üniversiteli genç 100 civarında gazeteci hapiste... Faili meçhul cinayetler aydınlatılmadı.
Benim kaygım bunlar...
Demokrasinin binlerce tanımı ve ölçüsü var!
Demokrasi bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü, insan hakları, temel hak ve özgürlüklere dayalı sistem demektir!
***
28 Şubat’ta kimi arkadaşlarımız işlerinden oldu, sahte belgelerle...
Bugün AKP iktidarı ise medyadaki muhalif seslerin ağızlarını salt tıkamıyor, işten attırıyor, 28 Şubat’çılara taş çıkarırcasına.
Medya patronları tırsmış!
Candaşlar, yandaşlar, dindaşlar vergilerimizle yaşayan TRT’yi arpalık haline getirmiş.
Evet 28 Şubat’çılar yargılanmalı, seçimle gelen seçimle gitmeli...
AKP iktidarı demokratik alanlarda “temizlik yaptığını” söylüyor ama nedense özgür basın istemiyor!
Demokrasi ve özgürlükleri geliştirmiyor.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Yorum Gönder