Tabletli FATİH projesi, mademki çok önemli bir proje, başarıya ulaşması için yediden yetmişe hepimizin bu konuda kafa yorması ve elini taşın altına koyması gerekiyor.
Çünkü bu projenin başarılı olması Türkiye’yi farklı bir boyuta götürür. Başarısızlığı ise morallerimizi daha da bozmanın ötesinde bir işe yaramaz.
Eleştirenlere karşı çıkmak yerine MEB’in yaptığı gibi onları bilgilendirmek en doğru yol olacaktır. Kafalarda kuşku olduğu sürece, ne FATİH projesini ne de başka bir reform hareketini başarıya ulaştırmamız mümkün değil. Geriye dönüp baktığımızda sadece eğitimde bunun onlarca örneğini görmek mümkün. Örneğin kredili not geçme sistemi, örneğin basamaklı kur sistemi, örneğin SBS, örneğin bilişim sınıfları...
Amaç bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalı. Ama bu konuda bağcıların da yani MEB, tablet üreticilerinin ve yazılımcıların da samimi olmaları gerekiyor. Olaya ticari değil de, çağdaş Türkiye’nin geleceği olarak bakarlarsa her şey çok farklı olur.
Önce öğretmenlere verilsin
Fatih Projesi ve tablet kullanımının belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için pilot uygulamaya önce öğretmenlerden başlanmalıdır.
Öğrenciye dağıtılmadan en az bir ay önce onlara dağıtılıp, eğitim verilmeli ki, öğrenci kullanımla ilgili bir soru sorduğunda, öğretmen bocalamamalıdır. Yoksa bütün itibarı gider. Bu da onları ürkütür...
Bakan Dinçer, şipşakçı değil. Ama üzerinde zaman baskısı ve daha önce verilmiş sözler var. Umarız bu durum, ona yanlış yaptırmaz!..
Milli Eğitim Bakanlığı’nın tabletle ilgili bilgilendirmesine kaldığı yerden devam ediyoruz:
Tabletler sigorta ettirilecek
Diğer yandan garanti kapsamındaki servis ve bakım koşulları dışında oluşabilecek hasarlar ya da arızaların giderilmesi için kısmi kullanıcı katılımlı muafiyete dayalı sigorta modelleri üzerine çalışılmaktadır.
Sanal sınav olmayacak
Sınav anında tabletin bozulması veya sınav sırasında öğrencinin tabletinin olmaması hususu, tabletlerle sınav yapılacağı varsayılarak sorulmuştur.
Tablet bilgisayarlarla resmi geçerliği olan bir sınav yapılması düşünülmemektedir ancak öğrencinin eğitsel uygulamaları kullanım alışkanlığı ile ilgili gelişimini ölçen ve öğretmeni istatistiki bilgilendirmeye dayalı uygulamalar planlanmıştır.
Mazeret olmayacak
Basılı kitapların kullanımı devam edeceğinden elektronik ders araçlarının bozulması, kırılması veya çalınması durumunda öğrencinin ders çalışmasını engelleyecek bir durum yoktur.
Bilişim derslerine devam
Sistemin yaygınlık etkisi ve kullanım verimliliği açısından formatörler ve BÖTE (Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği) mezunları önemli bir güçtür. Profesyonellerin yanı sıra uzaktan ve yerinde eğitimlerle bu personele sistemin işletimi ile ilgili özel görevler verilecek, daha önce içeriklerin yetersizliği nedeni ile seçmeli hale düşürülen bilişim uygulamalarına yönelik dersler, tekrar etkin katılım için zorunlu hale getirilebilecektir.
Tasarım ve yaratıcılık
Bunun için müfredat ve içerik üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Öğrenciler de bundan sonra sadece klavye kullanmak üzere sisteme katılmayacak; web sitesi tasarımı dahil olmak üzere yaratıcılıklarını bilgi teknolojilerini kullanma yetenekleri ile birleştiren yeni bir programa geçilecektir.
Hedef dünya çapında gençler
FATİH Projesi hedefleri katmanlar halinde bir yapıda açıklanabilir. En üst katmanda 10 yıl içinde dünya çapında rekabetçiliği kuvvetli, üretken bir nesil ile ülkemizin geleceğini nitelikli insan kaynağı ile güvence altına alma hedefi vardır. Bunun altında anlamaya, algı yönetimine, verimliliğe, etkin zaman kullanımına, doğru yetenek, bilgi ve beceri sınıflandırmaya dayalı dinamik bir müfredat yönetimi vardır.
Profesyonel başarı
Bu yapının taşıyıcısı iyi bir iletişim sistemidir. Buradaki iyinin tanımında yüksek hız, az arıza, süreklilik garantisi için tedbirler dahil olmak üzere profesyonelce tanımlanmış sistem başarım standartları vardır. Tablet bilgisayarlar tüm bu bileşenlerin uç noktasındadırlar.
Vizyon projesi
Sonuç olarak; FATİH Projesi bir vizyon projesidir. Uzaktan eğitim, doğu-batı arasında sınıf eşleştirme, öğretmen paylaşımı, sanal ders araçları ile imkânların coğrafyadan ve zamandan bağımsız hale getirilmesi, etkileşim düzeyinin teknolojik imkânlar ile dinlemekten ziyade kalıcı öğrenmeye yönelik kullanılması bu vizyonun başlangıcıdır.
Özetin özeti: Zoru başarmayı seven bir milletiz. Bakalım bu defa da başarabilecek miyiz?..
Abbas Güçlü/Milliyet
Yorum Gönder