Hadi sahillerde BİT yarışı izleyelim!.. - Mehmet Faraç

MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak geçen yıl TBMM’ye bir önerge vermiş ve AKP iktidarı dönemindeki özelleştirmenin boyutlarını sormuştu...
Soru önergesini yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB), toplam 30 milyar 305 milyon 160 bin dolarlık özelleştirme yaptığını açıklamıştı!..
Yani ilk kez 1986 yılında başlayan ve 24 yılda 39 milyar 600 milyon 581 bin dolara ulaşan özelleştirmenin 30 milyar doları aşkın bölümü AKP döneminde yapılmış!..
Türk Telekom, Tüpraş, Tekel, Erdemir, Petkim ve diğer önemli tesisler yok pahasına elden çıkartılırken birileri bu yağma döneminde köşeyi dönmedi mi acaba?..
Atatürk’ün kurduğu tesisleri bile özelleştirme furyasında komik fiyatlarla elden çıkartan AKP, sonraları yeni bir taktik geliştirdi!.. Belediyeler üzerinden yürütülen bu stratejinin hedefi şuydu; yap-işlet-sat!..
Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bu taktiği maşallah çok iyi uyguluyor!..
İBB bünyesinde kurulan ve “Belediye İktisadi Teşekkülleri” (BİT) olarak adlandırılan şirketler önce iyice büyütülüyor sonra da çok ucuza birilerinin kucağına atılıyor!..
Ranta kim park edecek?..
En son biliyorsunuz İGDAŞ’ın ardından İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) A.Ş. de, 8 Nisan 2011’de, 861 milyon dolar bedelle Tepe İnşaat- Akfen Holding- Souter Investments LLP-Sera Gayrimenkul Yatırım Ortak Girişim Grubu’na satıldı!..
Bu kuruluşlar, İDO’yu alır almaz akıllarına her geldiğinde feribot ve deniz otobüslerine zam yapmaya devam ediyorlar!..
İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın 20 Ekim 2010’da gazetelere yansıyan açıklamasına bakılırsa, sırada İSPARK da varmış. Topbaş o dönemde, İSPARK’ı da satacaklarını belirtirken şöyle demişti:
“İSPARK, İDO ve İGDAŞ’tan sonra devreye girecek diye düşündüğümüz şirketlerden bir tanesi. Özellikle İSPARK’a marina ve helikopter hizmetini de eklediğimiz zaman daha fazla değer alacağı için onu da birlikte oluşturmak istiyoruz.”

İSPARK’ın rantına kimlerin park edeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz!..

Ancak biz otomobil parkını bir tarafa bırakıp başka parklara bakalım!.. Yani yeşil alanlar, çocuk oyun sahaları, koşu yolları ve bisiklet güzergahlarının tam ortasına kondurulan muhteşem ranta!..
Belediyenin BİT’lerinden biri olan BELTUR’un sessiz sedasız yarattığı rant, onlar istemese de köstebek çukuru gibi adım başı dikkat çekiyor!..

Ekmeğe yağ sürmek!..

BELTUR yani “Büyük İstanbul Eğitim Turizm ve Sağlık Yatırımları İşletme ve Tic. A.Ş” 1 Ocak 1997’de faaliyete geçirilmiş.
1999 yılında mevcut işletmelerine Çamlıca Köşkleri’ni de ekleyerek kafeterya hizmeti sunmaya başlayan şirket, Topkapı, Sofa ve Cihannüma Köşkleri’nden sonra Üsküdar Fethi Paşa Korusu ve Boğaz kıyısındaki Paşa Limanı Kafeterya’yı da hizmete sokmuş!..
BELTUR; Hidiv Kasrı, Yıldız Parkı, Emirgan Korusu ve Feshane’deki çok sayıda tesiste de, limonata, şerbet ticareti yapıyor!..
Vapur iskelelerinde 23 büfesi bulunan BELTUR, anlaşılıyor ki buralarla yetinmeyip yeni rant alanları yaratmak için var gücüyle çalışıyor.
Şirket İstanbul’un en güzel mekanlarından sonra gözünü halkın kullanımına sunulan yeşil alanlara da dikmiş!..
İşte tam da burada sormak gerekiyor; İstanbullular sabahları sahillerdeki yeşilliklerde koşarken adeta gecekondu gibi ya da köstek yığıntısı gibi birkaç gün içinde ortaya çıkan kafelerin farkında mı acaba?..
Kimileri bayağı farkında!.. Çünkü dolaşırken görüyorum, onlar da o tesislerde oturarak, sahil şeritlerinde oluşturulan rantın ekmeğine yağ sürüyorlar!..

Hadiii soğuk ayran!..

İBB’nin BELTUR şirketi, son dönemde özellikle Anadolu yakasında yani Caddebostan’dan Pendik’e kadar giden sahil şeridi üzerinde oluşturduğu rant alanını genişletmek için var gücüyle çalışıyor!..
Gün geçmiyor ki bu rantın yeni unsurları yeşilliklerin üzerine dikilmesin!..
Sahil boyunda neredeyse bin metre arayla kurulan Beltur Kafe’lerin sayısı giderek artıyor. Bu tesisler, halka açık yeşil alanlarda büyük arsaları işgal ederek büyüyor...
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyetinde olanlar sahil boyundaki o tesisleri sıradan görebilirler!.. Ancak BELTUR zihniyetinin öyle halkın ayağına su ve ayran servisi yapmak olmadığını anlamak için sihirbaz olmaya da gerek yok!..
BİT’lerin yap-işlet-sat zihniyetinde üretildiğini İGDAŞ ve İDO’da kanıtlayan Kadir Topbaş, belli ki uçsuz bucaksız sahil şeridine belki yüzlerce tesis kurdurarak bir lokantalar zinciri de oluşturmaya çalışıyor...
Kadir Topbaş, önümüzdeki süreçte İstanbul’un sokaklarını, caddelerini hatta yurttaşın kapısının önünü de rant uğruna işgal eden İSPARK’tan sonra BELTUR tesislerini de iyice büyütüp birilerine yok pahasına satarsa kimse şaşmasın!..
Merak ediyorum, hadi diyelim ki sahillerde spor amacıyla yürüyüş ve koşu yapan ya da mehtabı seyreden sıradan yurttaşlar, yeşilliklerde rant koşusuna çıkan BİT’lerin farkında değil!.
Peki, nerede mimarlar odası?.. Nerede kitle örgütleri, çevre dernekleri?..
Nerede o sahillerde sabah koşusu yapan kör ve sağır medya temsilcileri?..
Nerede yalnızca sahillere sıkışan CHP?.. Nerede özellikle Anadolu Yakası’nda sahili olan Kadıköy, Kartal ve Maltepe belediyelerinin başkanları?..
Onlar her zamanki gibi diyecekler ki, “İBB yapıyor karışamayız!..”
Peki madem öyle; o zaman hep beraber sahile gidelim, ayran içerek BİT yarışı izleyelim!..

Mehmet Faraç/AYDINLIK

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget