Depremsel Gelişmeler... - Cüneyt Arcayürek

Türkiye’yi sarsan iki olay yaşandı: 24 şehit, arkasından deprem!
Ne çare yaşam akıp gidiyor.

İki konu, terör ve yeni anayasa gündemden düşmüyor.
PKK’ye karşı yurtiçinde ve K. Irak’ta sürdürülen askersel operasyonlardan ne ölçüde sonuç alınacak? Yargıya varmak için henüz erken.
Ne var ki, kaygı verici gelişmeler izleniyor.
Askerin K. Irak’ta girdiği köylerde aylardır konuşlanan PKK’nin, buraları terk ederek Irak’ın güneyine kaçtığını bildiren haberler; “temizliğin” tam anlamıyla yapılamayacağına işaret ediyor.
Toplumu sarsan olaylar, dikkat çekici gelişmelerin hızını kesmedi.
AKP’den yeni anayasanın olası içeriğiyle ilgili hiçbir açıklama yok!
Şimdilik susuyor. Partilerdeki, parlamento dışı gelişmeleri izliyor. Bu gelişmelerden “amacına uygun” olanları, kullanmak için bir kenara koyuyor.
MHP fazla bir açıklama yapmıyor. BDP malum!
CHP’ye gelince; Cumhuriyet’in parlamento muhabirlerinin hazırladığı köşedeki “Sahi, kaç CHP var?” başlığı, parti içindeki, birbirine ters bakan -moda deyişle- açılımları akla getiriyor.
Nasıl mı? Örnekleyelim:
***
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun partinin görüşlerini savunmak, önermek için uzlaşma komisyonuna gönderdiği üç üyeden biri; anayasa profesörü Süheyl Batum.
Atatürkçü Düşünce Derneği’nin bir şubesinde yaptığı konuşmada yeni bir 12 Eylül Anayasası hazırlandığını, olası anayasanın “net bir diktatörlük, federasyon getireceğini” söylüyor.
Uzlaşma komisyonunun ilk toplantısında ya da Meclis kulisinden veya açıklamadığı kimi kaynaklardan, AKP’nin diktatörlüğe, federasyona yol açacak bir anayasa hazırlamayı amaçladığını ya öğrenmiş ya da sezmiş olacak ki Prof. Süheyl Batum; partiyi bağlayıcı bu kadar kesin içerikte açıklamalar yapıyor.
CHP Parti Meclisi’ne eski Diyarbakır Baro Başkanı, teröristlerin avukatı, ABD ödüllü Sezgin Tanrıkulu’nun hazırladığı, “anayasal vatandaşlık, anadilin öğretilmesi ve anadilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, köy koruculuğunun kaldırılması, seçim barajının indirilmesi” gibi temel öğeler içeren raporun birinci sayfası, “CHP’nin Vizyonu” başlığını taşıyor.
Bu başlık ve diğer sayfalardaki öneriler partiyi bağlayıcı nitelikte.
Diğer genel başkan yardımcıları raporun partiyi bağlamadığını, kişisel görüş olduğunu söylüyorlar ama; Kılıçdaroğlu, seçimden önce sorunun çözümünde Tanrıkulu’nu öncelikli kişilik diye tanımlayan yorumlara sessiz kaldı. Milletvekili seçtirdi. Sonra genel başkan yardımcılığına getirdi.
***
CHP’nin hazırladığı, seçimden önce Batum’un açıkladığı “Anayasa Vizyonu” metnindeki “yeni anayasada Türk halkı yerine, ‘Türkiye Cumhuriyeti halkı’ tanımından sonra; BDP+PKK koşutundaki Tanrıkulu raporunun” kamuoyunda güçlenen, parti içinde beliren kuşkuları ortadan kaldırma görevi genel merkeze, genel başkana düşüyor.
CHP’nin de Kürt sorunuyla bağlantılı açıklamaları terör örgütünün dayatmalarıyla koşut diyenlere; “Ya PKK doğruları söylüyorsa” diye yanıtlayan Tanrıkulu gibi düşündüğü iddialarının güçlenmesini, CHP Genel Merkezi’nin, genel başkanının önlemesi gerekiyor ama.
Dün Cumhuriyet-Parlamento Kulisi’nde okuduğumuza göre; “Milletvekilleri kapalı grup toplantılarında sorunu irdeliyor ama ‘Genel Başkan Kılıçdaroğlu bu kapalı bölüme katılıp milletvekillerini dinlemiyor’” ve…
...doğal olarak, “Kaç CHP var” sorusuna genel başkan “Hangi CHP’de” sorusu ekleniyor

Cüneyt Arcayürek/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget