Başbakan Erdoğan’ın şu ifadesindeki ironiye bakar mısınız: “Suriye’ye demokrasi getirmek için Çin dönüşünde Suudi Arabistan’a gideceğim.”
Demokrasi ve Suudi Arabistan bir arada telaffuz edilince ne yalan söyleyeyim gülümsedim!
Hayır, Tayyip Bey petrol dese anlayacağım da, yahu demokrasinin ne işi var Arabistan’da!
Pardon tabii ya, Başbakanımızın kastettiği elbette Amerika’ya göre demokrasisidir!
Peki, o ne midir?
Onun çıkarlarına hizmet ya da onun yörüngesine girmektir!
Bir başka çelişki:
Erdoğan keza çok değil bir yıl önce yüksük oynamak için bile sık sık evine misafir gittiği Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a şimdi kanlı diktatör diyor!
Günaydın diyelim ve soralım:
Sayın Başbakan Beşar Esad diktatör ve halkına zulüm yapan biri ise Sudan lideri El-Beşir ne o zaman?
Pek çok ülkede katliamcı diye hakkında tutuklama kararı bulunan El-Beşir’e kırmızı halıları seren ve defalarca Tükiye’de ağırlayan siz değil misiniz? Amacınız insanlar ölmesin ve demokrasi gelsin ise El-Beşir’i sahiplenmek niye?
Hikayeyi geçin, ne Erdoğan ne de avanesinin katliam ve demokrasi diye bir derdi yoktur ve hiç olmamıştır. Onların tek derdi ABD’nin kendilerini deliğe süpürmemesi için onun buyruklarını yerine getirmektir!
O tür zerre bir hassasiyetleri olsa Irak’ta yüz binlerce Müslümanın İncirlik’ten kalkan uçaklarla katledilmesine izin verirler miydi?
Bu vesile ile tekrar edelim.
Suriye Türkiye için zerre abartısız bataklıktır ve kazara müdahale ederse o bataklıkta boğulması kesindir!
Diyelim ki Suriye Ordusunu ciddiye almadınız ve Suriye’yi işgal ettiniz, peki ya sonrası?
Yeni cephe ya da düşman İran, Rusya ve Irak olmayacak mı?
Esad giderse yerine kim gelecek, Suriye kaç parça olacak bunu hesap ettiler mi?
Suriye bölünürse Türkiye bir arada tutulabilir mi, bunu düşündüler mi?
Iğdır’dan Hatay’a Kürdistan sınırı!
Adı: Selahattin Demirtaş!
Kravatlı PKK’nın pardon BDP’nin Eşbaşkanı!
Taraf Gazetesinden Neşe Tüzel’e şunları söylüyor: “Irak ve Suriye bölünürse Iğdır’dan Hatay’a Türkiye’nin tüm güney sınırları resmen Kürdistan olacak.”
Bu ifadelere siz de benim gibi kızıp köpürebilirsiniz ama adam doğruyu söylüyor!
Evet, Irak ve Suriye bölünürse -ki AKP bunun için seferberdir- Türkiye’nin güney ve doğu sınırını muhafaza etmek mümkün olmayacaktır!
Dolayısı ile Türkiye’ye ne yapıp edip Irak’ı ve Suriye’yi bir ve bütün tutmalıdır. Buradan hareketle Beşar Esad’ın düşmesi için çırpınmak yerine kalması için çabalamalı zira Esad Suriye’nin tutkalıdır. Saddam gitti Irak’ın durumu ortada, Esad giderse Suriye Irak’tan yüz kere beter olacak!
Bu arada AKP iktidarının Kürdistan peşinde olan PKK belası ile uğraşmak yerine bize hiçbir zararı olmayan Suriye için savaş çığırtkanlıkları yapması gaflet ve delalet ötesidir!
Hani İsrail’e savaş gemileri gönderecektin!
Malum ya adama sormuşlar!
Adın ne?
Mülayım!
Cevap: Sert olsan ne yazar!
Türkiye’nin dışarıdaki itibarı Tayyip Erdoğan sayesinde maalesef budur!
Yağmayı bilmeyip sürekli gürlerseniz bu duruma düşersiniz!
Ya da ses bombaları ile politika yaparsanız gün gelir gerçek bombalarınızı bile kimse umursamaz!
Hatırlayın Başbakanımız Gazze yolunda 9 vatandaşımızın katli sonrasında nasıl asıp kesmişti?
Yurt gezilerine çıkıp ne hamasetler yapmış ve ne tehditler savurmuştu!
Donanmamız İsrail’in kapısına olacak demişti!
Aradan yıllar geçti ne oldu peki?
Bırakın donanma göndermeyi, İsrail ile ticari ilişkilerimiz bile kesilmedi. Dahası barışmak için el altından çabalar bile sergilendi!
Kuru tehdit sadece İsrail ile sınırlı olsa iyi, işte Kıbrıslı Rumların Akdeniz’de petrol ve doğal gaz arama olayı ortada!
Yine hatırlayın nasıl gürlemişti Erdoğan?
Peki sonra?
Obama’nın telefonu ile tıssss!
Bütün bu tablonun sorumlusu olan Erdoğan şimdi de Suriye’ye posta atıyor!
Yemiyorlar Sayın Erdoğan, takmıyorlar seni!
Türkiye’yi bu hale getirmeye yani ayağa düşürmeye ne hakkın var söylesene!
ABD - İhvan - F Tipi Cemaatin Sünni kuşak hattı
Arap Baharı Pax Americana’nın Sünni İslam kuşağını oluşturma projesidir.
Açın bakın arşivlere İhvan yani Müslüman Kardeşler Teşkilatının önderini yakın geçmişte Washington’daki Demokrasi ve İnsan Hakları Etüt Merkezinde ağırlayanın ABD derin devletinin ünlü ismi Senatör Mc Cain olduğuna tanıklık ederseniz!
Buradan hareketle Tunus’ta uç verip bütün Arap coğrafyasına sıçrayan hareketin bağımsız bir halk isyanı gibi değerlendirmek gerçeği yansıtmaz!
ABD’nin yeni bölge planlamasındaki temel dinamik İslam’ın Sünni-Şia eksenli olarak ikiye bölünmesi ve bunun üzerinden dengelerin kurulmasıdır.
İhvan, Taliban, El-Cezire ve Hamas’a Katar gibi ABD’nin uydusu olan bir yerde üs verilmesi bu tezimizin en somut işaretidir.
Türkiye’de seçilen partner ise zannedilenin aksine AKP’den ziyade F tipi Cemaattir ki bu durum o camia mensuplarının ABD’ye iman noktasında olmaları ve hadiselere yaklaşımları ile sabittir
Yorum Gönder