Dünyada örneği olmayan adım atıldı, seçmeli dersleri kanunla belirledik. Okullarda öteden beri seçmeli dersler bulunmasına rağmen, bu derslerin hiçbirisi kanunla belirlenmemiş, yörenin özellikleri de dikkate alınarak esneklik bile getirilmişti. Ancak, bazı dersler yasaya girince bu esneklik büyük ölçüde ortadan kaldırılmış oluyor.
Biz, yeni eğitim sistemini konuşurken, bu sistemin “rant” için yapıldığına odaklanırken, var olan bazı uygulamaları “olayın şikayetçisi” olmadığı için görmüyoruz, duymuyoruz. Siz hiç “al gülüm, ver gülüm” ihalesini duydunuz mu? Anlatalım bunun ne menem bir şey olduğunu…
Bakan imzalı seçilen kitaplar
Milli Eğitim Bakanlığı, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri için yaklaşık 80 milyon adet ders kitabını bu ay içinde ihaleyle alacak, bunun için yaklaşık 200 milyon lira harcama yapacak. Ders kitapları ihalesinin sadece adı ihale. Aslında buna “al gülüm, ver gülüm ihalesi” demek daha doğru olur.
Bakan Ömer Dinçer, 13 Ocak 2012’de gelecek öğretim yılında okutulacak ders kitaplarıyla ilgili genelge yayınladı. Buna göre, öğrencilere ders kitapları ücretsiz dağıtılacak, ancak özel okul öğrencilerinin ders kitaplarını ücret karşılığı alabileceklerini belirtiyor. İllerin, hangi ders kitabı için ne kadar ihtiyacı olduğunun zamanında bildirilmesini de genelgesinde kaydediyor.
Talim ve Terbiye, kitapları belirliyor
Milli Eğitim Bakanlığı'nın ders kitabı ihalesinden yayınevlerinin bir şikayeti yok. Ancak, “böyle ihale olmaz” diyen bürokratlar kısık bir sesle bazen yaşanan skandalları anlatırlar. Onların o kısık sesleri de duyulmaz…Bakanlıkta ki bu çarkı çok iyi bilen bir bürokrat, “Ne olur şu rezaleti yazın da insanlar kitap olayında nelerin olduğunu, Devletin nasıl zarara uğratıldığını, yayıncıların nasıl haksız kazanç elde ettiğini öğrensin” diyor.
Talim ve Terbiye Kurulu’ndan "ders kitabı olur" onayı alan bir yayınevinin o kitabı okullarda okutulmayı hak ediyor. Ancak, bunun basılması ve dağıtılması için yayıncı firmanın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen ders kitabı ihalesine katılması gerekiyor. Batı ülkelerinde olduğu gibi, belirlenen ders kitapları arasında öğretmenlerin ders kitabını seçme hakkı yok.
Ortak girişimle ihaleye katılıyorlar
Özel sektör tarafından bastırılan ders kitaplarının yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bastırılan ders kitapları de oluyor. Ancak, ağırlığın özel sektörde olduğunu da belirtelim.
Özel sektörden alınacak ders kitaplarının ihalesinde, yayınevleri kendi aralarında "ortak girişim"ler oluşturuyor. Örneğin, İlköğretim 1. Sınıf Türkçe kitabından ders kitabı olarak okutulma onayı almış 17 kitap var. O kitap için ihaleye giren firmalar, ortak fiyat veriyor ve kuruşluk farkla ihale bir firmada kalıyor. 2012-2013 öğretim yılında Türkçe -1 kitabından 1 milyon 200 bin adet bastırılacak. Bundan ne sonra ise olan şu:
İhaleyi kazanan ortak girişim grupları, ihaleyi anlaşmalı olarak kazanamayan firmalara paylarını veriyor. Bu yayınevleri de hiç kitap basmadan, dağıtımını yapmadan hissesine düşen payı alıyor. Eğer, aynı yayınevinin birden çok kitabı varsa o kitaplar ihaleyi kazanan kitap olmasa bile yayınevi payını da farklı alıyor. Yayınevlerinin kendi aralarındaki anlaşmalara da harfiyen uydukları ve sorun yaratılmasının kendi aleyhlerine olacağını bildikleri için sessizliklerini koruduğu da biliniyor.
İhalede yayınevi kazansın-kazanmasın, Talim ve Terbiye Kurulu’nun “ders kitabı olarak okutulabilir” listesinde kitabı olan yayınevi payını alıyor. Ortak girişimleri ve ihalede ortak hareket edilmesi yüzünden "rekabet şartları" oluşmuyor, kaybeden yine yüce Devletimiz oluyor.
Her yıl çöpe atılan kitaplar
Batı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de bir yazara ait ders kitabı 5 yıl okutuluyor. Ancak, batı ülkelerinden öğretim yılı sonunda bu kitaplar toplanıp alt sınıftan gelen öğrencilere veriliyor. Madem ders kitabının içeriği, programı değişmiyor, batı ülkelerindeki uygulama bizde niçin yapılmıyor? Her yıl milyonlarca kitap ikinci kez kullanılmadan çöpe atılıyor. Yazıktır, hiç değilse bunları toplayıp değerlendirin. Asla bunu yapmazlar…
Talim ve Terbiye Kurulu’ndan 90 ve üstünde puan alanlar ders kitabı olarak seçiliyor. Örneğin bu yıl İlköğretim Matematik-1 kitabı için 18 yayınevinin kitabı “ders kitabı olarak okutulma” onayı almış. Bunlar içinden 90 puan alan da, 99 hatta 100 puan alan arasında bir fark yok. Önemli olan kurulun onayını almak. Gerisi, gelsin 5 yıl boyunca paralar… Madem, daha iyi kitap ayrım olmayacaksa, Talim ve Terbiye Kurulu çalışanlarının bu kadar çaba ve emekleri niçin? Onlara da mı saygınız yok?
Yorum Gönder