İstanbul Barosu “Mahmut Esat Bozkurt Hukuk Ödülü”, geçen hafta evinde yapılan alçakgönüllü bir törenle hukukçu Emin Değer’e verildi.
Emin Değer’in, 1970’li yılların sonuna doğru okuduğumuz “CIA, Kontrgerilla ve Türkiye” adlı kitabı, bilincimizin “bağımsızlık” bölümüne ayrı bir ayraç açmıştı. Yine aynı yıllarda Cumhuriyet’te polis-adliye muhabirliği yaparken tanışmıştık kendisiyle. Şiddete uğramış tüm demokratların davalarına hemen hemen eksiksiz girerdi. Duruşmalardaki tutumu, konuşma biçemi ile “savunman” nitelemesini en çok ona yakıştırırdık.
Petrolcü John D. Rockefeller’ın torunu Nelson Rockefeller’ın ABD Başkanı Eisenhower’a yazdığı mektupta Türkiye’yi “oltadaki balık” olarak değerlendirmesinden yola çıkarak yazdığı “Emperyalizmin Tuzaklarındaki Ülke ya da Oltadaki Balık” kitabı ise günümüze ışık tutuyor. Emin Değer, ta 1995’te yapmış şu saptamayı:
“12 Mart ve 12 Eylül, Türkiye’deki sosyal gelişmeyi önlemek, Amerikan çıkarlarına karşı çıkacak, düşünce ve eylemleri önlemek için gerçekleştirilmiştir. İçinde bulunduğumuz durum, Kemalist devrime karşı gerçekleştirilmiş karşıdevrim ortamıdır. Ve bu karşıdevrim kurumlaşmıştır. Şimdi oynanan oyun, etnik ve dini parçalanmayı sağlayarak, karmaşa ortamını sürekli hale getirmektir.”
Keşke içinden çıktığı TSK üyeleri, Emin Değer’in sözünü ettiğimiz her iki yapıtını da başucu kitabı yapsalardı. Onlara 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü yaptırıp halkına zulmettiren gücün, işine gelmediğinde yüzlercesini içeri attırabileceğini anlarlardı. Anlayamadılar.
Şimdi Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın tanıklığında ısrar ediyorlar. Oysa, Özkök ve Yalman istenen tanıklığı yapmışlar zaten.
Yine Vergi Kuşkusu
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın, Ankara Altındağ Hamamönü’nde “danışıklı yollara başvurarak kendi partisinden bir belediyenin imar çalışması yaptığı yerden, belediye bürokratları aracılığıyla, değeri kat kat artacağı bilinen tarihi gayrimenkulü yok pahasına edinmesi” TBMM’de gensoru konusu oldu.
Kılıç, AKP’li Altındağ Belediyesi’nin kentsel dönüşüm yaparak turistik konuma getirmek istediği Hamamönü’nden, dönüşümü yapan ve dönüşümden sorumlu belediye memurlarına vekalet vererek taşınmaz edinmişti. Konuyu Meclis’e taşıyan CHP’li Levent Gök’e göre, durum çok kuşku vericiydi:
“Suat Kılıç’ın taşınmazları 29 Nisan 2009’da aldığı, birinci taşınmazın ahşap ev olduğu ve tamamını, ikinci taşınmazın ise arsa ve üç ahşap evden oluştuğu, bu taşınmazdan da hisse satın aldığı anlaşılmıştır. Her iki taşınmaz da yan yana olup birinci taşınmazdan 16 metrekare arsa ikinci taşınmaza şuyulandırılmış, bu şekilde Suat Kılıç, üzerinde üç ahşap ev bulunan taşınmaza birinci evi almak suretiyle hissedar olmuştur. Suat Kılıç bu taşınmazlara 25 bin 500 lira bedel ödemiştir ve buna göre tapu harçları yatırmıştır.
Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Suat Kılıç’ın taşınmazları 76 bin liraya aldığını açıklamıştır. Suat Kılıç, belediye başkanının söylediği gibi taşınmazlara 25 bin 500 değil de 76 bin lira ödediyse tapuda harç yönünden ödenen bir kaçak vardır. Millet vergi verirken bir bakanın yaptığı işe bakın.”
Vergiden kurtulma, AKP’nin özel ilgi alanıdır. Daha önce çıkarılan vergi aflarından Başbakan da, Maliye Bakanı da yararlanmıştı!
Sapma
Recep Tayyip Erdoğan’ın, 23 Mart’ta Harp Akademileri’ndeki konuşması basına sızdı. Erdoğan, “Demokrasiden, hukuktan, laiklikten ve sosyal devlet ilkesinden sapmış bir Türkiye’nin çıkışı olamaz” demiş, başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere kurmay subaylar da bu sözleri paşa paşa dinlemişler.
Başta eski Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları olmak üzere 365 subay ve astsubay içeride. İstersen inanma; Türkiye’nin demokrasiden, hukuktan, laiklikten ve sosyal devlet ilkesinden sapmadığına...
Gerekçe
CHP’nin, Cumhurbaşkanı görev süresi ile ilgili yasaya karşı tavır değiştirip Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasının kulislerde dile getirilen gerekçesi:
“Önümüzdeki siyasi iklimi, Erdoğan-Gül çekişmesi belirleyecek. Anayasa Mahkemesi üyelerini büyük ölçüde Abdullah Gül belirledi. Bir iptal kararı, havayı birden değiştirir.”
4+4=8. Eder sana aşağı yukarı yeni elektrik zammı.
4+4=8. 8/4=2. 4+4+4=12. 12+8=20. 20-2=18. Eder sana aşağı yukarı yeni doğalgaz zammı.
Adamı, öyle değil, böyle formatlarlar işte!
Bir Kelime, Bir İşlem
Keşke
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, hukuk fakültelerindeki eğitimi sorguladı, siyasetin yargıyı kuşattığını söyledi.
İyi de...
Eski Ankara Baro Başkanı Hakkı Süha Okay’ın dediği gibi:
“Hukuk eğitimine önem verilmesini istiyor, kendisi hukukçu değil. Siyasetin yargıyı kuşattığını söylüyor, keşke hâkim ve savcı adaylarının belirlenmesi yöntemi, gizli tanıklık ve yargıyı kuşatan Anayasa değişiklikleri konusunda Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğumuzda da aynı çerçevede oy kullansaydı. Kullanmadı.”
Yorum Gönder