Clinton: Doğru Yoldasınız - Utku Çakırözer

ABD’den yeni Kürt planına destek
Kürt sorununu PKK yerine, şiddete bulaşmayan sivil siyasetçilerle müzakere ederek çözülmesini öngören ‘Hükümetin Yeni Kürt Planı’ geçen hafta Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile yaptıkları görüşmelerde ele alınmış. Yani henüz kamuoyuna resmen açıklanmayan hatta kabine üyelerinin varlığı konusunda şüphe duyduğu strateji, ABD yönetiminin 2 numaralı ismi ile müzakere edilmiş bile...
‘Çok olumlu bulduk’
Geçen hafta sonu “Suriye’nin Dostları” toplantısına katılmak için İstanbul’a gelen ABD Dışişleri Bakanı’nın Erdoğan ve Davutoğlu ile görüşmeleri hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, Clinton’un terörle mücadele konusunda bilinen destek mesajlarını yineledikten sonra, “Türk hükümetinin, sorunu Kürt siyasi hareketinin şiddete bulaşmamış sivil kanadıyla müzakere ile çözme yönünde ilan ettiği yeni stratejiyi ‘çok olumlu’ bulduklarını ve ‘doğru yönde atılmış bir adım’ olarak değerlendirdikleri” mesajı verdiğini belirtiyor.
ABD yönetiminin sorunun siyaseten çözümü konusunda attığı ilk adım değil bu elbette. Clinton’un geçen yıl yaptığı Türkiye ziyaretinde BDP’ye “Terörle aralarına mesafe koymaları gerektiği ve ancak bu şekilde soruna İrlanda’dakine benzer çözüm bulunabileceği” mesajını yine Cumhuriyet’te duyurmuştuk.
Barzani’ye ‘destekle’ mesajı
Yeni planda BDP gibi sivil Kürt partileri kadar Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi’nin Başkanı Mesut Barzani’ye de umut bağlanıyor. Barzani’nin özellikle Kuzey Irak’taki PKK unsurlarının siyasi çözümü engellememesi ve silahsızlandırılması noktasında yardımı bekleniyor. ABD yönetiminin de süreçte “Erbil-Ankara diyaloğunun” önemine işaret ettiği öğrenildi. Washington’da geçen hafta ağırladıkları Barzani’ye “Yeni stratejinin desteklenmesi için elinden geleni yapması” telkininde bulundukları öğrenildi.
Amerikan tarafı Barzani’nin Türkiye-Kürtler diyaloğunda yapıcı rol oynayacağına inanıyor olsa da son dönemde Suriye ile ilgili gelişmeler, bu konuda ihtiyatı elden bırakmamak gerektiğini hissettiriyor. Esad karşıtı Suriye Ulusal Konseyi tüm muhalifleri aynı çatı altında bir araya getirmek isteyince buna direnen tek grup Suriyeli Kürtler oldu. Kürtler “otonomi” dışında her türlü öneriyi reddederek masadan çekildi. Suriyeli Kürtlerin bu uzlaşmaz ve “maksimalist” tutumunun ardında kısa süre önce onları Erbil’de bir araya getiren Barzani’nin olduğu şeklinde genel kabul gören bir algı var.
Yıllarca verdiği mücadele sonunda Irak’ta kendi “özerk” bölgelerinin başkanı konumuna gelen; şimdi de Suriye’deki Kürtlerin “özerklik dayatmasının” arkasında yer alan Barzani, Türkiye’deki Kürt sorununun çözümüne yardımcı olur mu? Olursa hangi koşulla?

Göç dalgası müdahale getirebilir

Suriye lideri Esad’ın, Annan planında istendiği gibi ayaklanma yaşanan bölgelerden askerlerini çekmesi Türkiye’yi çok zor bir kararla baş başa bırakabilir. Esad kuvvetlerinin çekilmesi, o bölgelerde yaşayan halkın Türkiye’ye kaçışını hızlandırıyor. Türkiye, Ürdün ve Lübnan’a göçen Suriyeli sayısında yaşanan olağanüstü artış bunun işareti. Türkiye’nin beklentisi, yaşanan göç dalgası sonrasında BM Güvenlik Konseyi’nden Suriye aleyhinde bir karar çıkması. Rusya ve Çin vetosu aşılamazsa, Ankara’nın gündeminde BM şartında da yer alan ‘Koruma Sorumluluğu’ maddesini hayata geçirerek Suriye sınırı içine bir tampon bölge ya da insani yardım koridoru kurma planının olduğu ileri sürülüyor. Geçmişte Balkanlar ve Afrika’daki bazı insani müdahalelerde gündeme gelen uygulamanın tek bir riski var: Suriye topraklarına ‘askeri müdahale’ gerektirmesi!
Uzun tutukluluk için adım istedi

Türkiye’de yargılama usul ve esasları ile ifade özgürlüğü konusunda yaşanan sıkıntılar, liderler seviyesinde ABD tarafınca pek dillendirilmiyor. Erdoğan-Obama görüşmelerinin gündemine bile girmiyor bu konular. Bunun küçük bir istisnası Clinton’un görüşmelerinde yaşanmış. Geçen gelişinde hapisteki gazeteciler konusundaki rahatsızlığını sadece basına aktarmakla yetinen Clinton, bu kez ikili görüşmelerde “uzun tutukluluk sürelerinin sona erdirilmesi” ve “ifade özgürlüğünün genişletilmesi” alanında daha fazla adım görmekten duyacakları memnuniyeti çok nazik biçimde ifade etmiş.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget