Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, Yüce Divan’da yargılanması gerektiği hukukçular tarafından belirtiliyordu. Anayasa’nın aynı hükmü, şu an tutuklu olan kuvvet komutanları için de geçerli. Bakalım, nasıl bir sonuç çıkacak…
Anneye, oğlunun cezaevinde oluşuna sevindi!
Mehmet Haberal ve diğer tutuklu-hükümlülerin, durumu ağır olan birinci derecede yakınlarını ziyaret edebilmelerine olanak sağlayan yasa çıkarılıyor. Haberal, babası Ali Haberal’ın cenazesine tutuklu olduğu için katılamamıştı. Bakın o günlerde neler oldu:
92 yaşındaki anne Medine Haberal’a, oğlunun tutuklandığı söylenmiyor. Anne, hemen her gün kendisini arayan oğlunun, günler geçmesine rağmen bir türlü aramamasından şüpheleniyor, “Mehmedim, oğlum nerede, başına bir şeyler mi geldi?” diye soruyor.
Anneye, Amerika’da gittiği söylense de ana yüreği “pır pır” ediyor..
Sonunda anneye olup biteni anlatmaya karar veriyorlar. “Oğlun terör örgütü üyesi diye tutuklandı” denilmesiyle uğrayacağı şoku da dikkate alıyorlar. Anneye “Oğlun Mehmet’i tutukladılar” dediklerinde annenin tepkisi şöyle oluyor:
“Ohh… çok şükür oğlum hayattaymış. Ben başına daha kötü bir şey geldi sanmıştım. Çok şükür oğlum hayattaymış”.
İşte o anne, bin gündür göremediği oğlunu bekliyor…
Bakana şikayetten hemen sonra
Tutuklu emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın, eşi Nilgül Doğan, geçen 22 Aralık’ta Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından kabul edildi. Doğan, Kaşif Kozinoğlu’nun vefatından sonra sağlık hizmetleri konusundaki yetersizliklerden yakındı. Kanser tedavisi gören eski rektör Fatih Hilmioğlu’nun, her ay tetkikleri için üniversiteye sevk edilmesi gerekirken bunun yerine getirilmediğini belirtti.
Asıl önemli sorunlardan birisi de ziyaretçilerle ilgili yeni uygulamaydı. Tutuklunun birinci derecede yakınları ile isimlerini yazdırdığı üç kişi ziyaret günleri cezaevine alınıyor. Ancak, C.Savcısının onayı halinde, isimleri olmayanların da tutukluları ziyaretine izin veriliyor. İşte, sorun burada başlıyor. Nilgül Hanım, “sadece Balyoz ve Ergenekon’dan tutuklu olanlar için son iki haftadır Savcılık, Jandarma yetkilileriyle aralarındaki bir sorundan dolayı ziyaret izni vermiyor” dedi.
Adalet Bakanı Ergin, Nilgül hanımı dinledi, bazı sorunların çözümü için zaman kaybetmeden hemen telefonla talimatlar verdi, uygulamalar hakkında bilgiler aldı, Nilgül Hanımın şikayetçi olduğu bazı uygulamalarla ilgili bilgiler aktardı. Ergin’in yaklaşımı son derece sıcaktı…
Ziyaret saatinde, Savcılıkta olacak
Bakanı ziyaretin üzerinden birkaç gün geçmişti. Nilgül Hanım, o gün eşiyle açık görüşteydi. Kendisine, “Çıkışta Savcılığın bir tebligatı var. Onu vereceğiz” dediler. Merak ettiler. Tebligat getirildiğinde 4 Ocak Çarşamba ya da 11 Ocak Çarşamba günü saat 14.00-1600 arasında Silivri C.Savcılığı’nda ifade için hazır olması isteniyordu.
Niçin Çarşamba günü hem de 14.00-16.00 saatleri arası. Nilgül Hanım, “Çünkü Çarşamba günü 14.00-16.00 saatleri arası eşimi ziyaret saatidir. Ben her Çarşamba ona temiz çamaşır götürürüm. Yani ifadeye gittiğim gün eşime çamaşır götüremeyecek ve ziyaret de edemeyeceğim” diyor. İfade için özellikle Çarşamba’nın, özellikle 14.00-16.00 saatlerinin seçildiğini öne sürüyor.
Komutan eşleri hakkında davalar
Emekli Korgeneral Nevin Alan da, şu günlerde Adliyeye çağrıldı. Eşi ve diğer tutukluların i tahliye talebinin reddedilmesi üzerine yargı mensuplarına beddua ettiği kamera kayıtlarının incelenmesiyle anlaşılmış. Tutuklu MHP Milletvekili Alan’ın eşi Nevin Alan da, talimatla Ankara Adliyesinde “memura, görevinden dolayı hakaretten” ifade verecek. Dava açılırsa, istenen ceza ise 5 yıl olacak .
Nilgül Hanım da, mahkeme salonunda ki dinleme aygıtlarıyla konuşmasının dinlenmesinden ve bunun suç olarak değerlendirilmesinden dolayı soruşturma açıldığını düşündü. Oysa, öğrendiğinde 8 ay önce Silivri’de üzerlerine sürülen jandarma aracına vurmaları ve sürücüye tepki göstermelerinden dolayı ifadeye çağrılmış.
Nilgül Hanım, yarın eşini göremeyecek, çamaşır götüremeyecek. Çünkü, görüş saatinde ifade veriyor olacak…Aynı saatlerde Nevin Alan da Ankara’da Adliyesinde. Bu durum “komutanlardan sonra sıra eşlerinde mi?”yi akla getiriyor…
Saygı Öztürk/SÖZCÜ
Yorum Gönder