ABD’de Başkan Nixon‘un başını yiyen Watergate Skandalı‘ndan bir süre sonra dünya basınında başka bir demokrasi skandalı patlak verdi. NATO ülkelerinde ve bazı bağlantısız ülkelerde gizli bir örgüt kurulmuştu. Nedir o örgütün adı: Gladyo…Örgütün görünen görevi, Sovyetler Birliği’nin söz konusu ülkeleri işgal etmesi halinde düşman kuvvetlerine karşı gerilla savaşı vermekti. Bu nedenle ABD ve İngiltere‘nin hazırlık çalışmaları içinde olduğunu öğreniyorduk. O günlerde Türkiye’de NATO alehtarı sesler, özellikle NATO’yu yadsıyan girişimler, söylemler dikkati çekiyordu. Protestonun kaynağı CHP idi. Bu örgütün silahlı bazı ülkelerin belirli yerlerine saklanacak, bu işte görev alacak olanlar eğitilecekti. Hatta bu örgütte görev alanların bazen eski faşit ve Nazi örgütleri mensuplarından olduğu da ifade ediliyordu. (Onur Öymen, Demokrasi’den Dikatatörlüğe, s.241-242-243)
Gladyo nedir?
Onur Öymen‘in kitabında bu kelimenin manası şöyle anlatılıyor: “Gladyo ismi Latince’deki ‘gladius’tan geliyordu ve ‘kısa bıçak’ anlamında kullanılıyordu. Gladyo ismi başından beri İtalya’daki örgütün adı olarak kullanıldı. Diğer ülkelerdeki örgütler için de Gladyo sözünü kullananlar oldu. Oysa her ülkede örgütün başka bir adı vardı. Örneğin örgütün adı Belçika’da SDRA8, Danimarka’da Absalon, Norveç’te ROK, Portekiz’de Aginter, İsviçre’de P-26 ve P-27, İsveç’te AGAG, Avusturya’da ise OWSGV olarak biliniyor. Türkiye’dekinin adı ise Özel Harp Dairesi’ydi. Fransa, Finlandiya ve İspanya’daki kuruluşların adı bilinmiyor.” (age s.241)
Öymen, uzun süre NATO içinde çalıştığından bu konuyla ilgili kitabında önemli bilgiler vermekte.
Gladyo Faaliyetleri
Özellikle Batı basınında yer alan haber ve yorumlarda, 2.Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde en gizli tutulan ve demokratik ülkelerden en büyük zararı veren girişim olduğu savı giderek kuvvetlenmişti. Ancak anayasalara ve hukuk sistemine aykırı gizli amaçlar güden Gladyo’dan hiç kimse hesap sormamıştı. Gladyo ismiyle Türkiye’deki Özel Harp Dairesi‘nin gizli faaliyetlerini ilk yazan, 27 Mayıs devriminin öncülerinden o zaman yüzbaşı, sonradan albay olarak emekli olan Talat Turhan‘dı.
Ne yazık ki o sıralar benim çıkardığım Yedi Gün Dergisi’nde Sayın Turhan‘ın yaptığı açıklamalar demokratik bir ülke niteliği taşıyan Türkiye’de kimsenin dikkatini çekmemişti.
Şimdi görüyoruz ki Gladyo ve globalizmin asıl odağı olan uluslararası finansal kapital güç odaklarının işverenleri olduğu Gladyo, bir zamanlar ve belki de hala Gladyo’nun eylemlerine sahne olmakta. Hatırlarım ki rahmetli Ecevit, başbakanlığı sırasında -1973-74- o zamanlar kontgerilla denilen bu örgütü sorduğunda ve öğrendiğinde büyük bir hayret içine düşmüştü. Çoğu hükümetlerin ve diplomatların bilgi sahibi olmadıkları bir konu nasıl olup da NATO’da ele alınabilmişti?
Buna inanmak kolay değildir. Hükümet yetkilisi ve NATO toplantılarına katılan diplomatların en azından bu kadar deneyimsiz olmaları akıl alacak iş değildir.
Onur Öymen diyor ki: “Avrupalı birçok başbakan da kendi ülkelerinde Gladyo’nun yaptıkları hakkında bilgi sahibi değillerdi. Ama bilgi sahibi olanlar da vardı. Bunlardan biri İtalya’nın en kıdemli politikacılarından, eski Başbakan Andreotti’ydi. Andreotti, 1971′den itibaren böyle bir örgütün varlığını inkar ettikten sonra, 1990 yılında, tani tam soğuk savaşın bittiği yıl yaptığı açıklamada, Gladyo’nun varlığını kabul etti. Andreotti, 662 sivil İtalyan vatandaşın bu örgüte üye olduğunu ve örgüte ait 127 gizli silah deposunun bulunduğunu ve bunların kapatıldığını söyledi” (age s.224)
Yunanistan’ın eski savunma bakanlarından Yannis Varvitsiots ve Fransa’nın eski savunma bakanlarından Jean-Pierre Cehevenement de örgütün faaliyetleri hakkında, hatta onlarla çalışmak zorundaki hükümetler hakkında bilgi sahibiymiş. CIA, sorulan sorulara, bu konuda kayıtların bulunduğu veya bulunmadığı hakkında bir cevap vermekten çekinmiş.
Şimdi son yıllarda Türkiye’nin kazılan her yerinde ortaya çıkan ve TSK’nin bir darbe planı için bunları yer altında sakladığını iddia ederek Ergenekon davası içinde sivillerle beraer pek çok generalin her rütbeden subayın tutuklandığını görmek ve kendilerini demokrasiyi geliştirmekle görevli sayanların bu gerçekler karşısında vaziyet almaları gerekmez mi?
Gladyo hala görevde ve çok can yakıyor. Size tavsiyem, Onur Öymen‘in “Demokrasiden Diktatörlüğe” adlı kitabını bir kez daha ama özellikle demokrsiden diktatörlüğe giden yolun taşlarının nasıl döşendiğine dikkat ederek okumanız…
Kurtul Altuğ/AYDINLIK
Yorum Gönder