Gereksiz Yokluklar... - Hikmet Çetinkaya

Bir kentin evlerinin damları ışıldarken güneşten, bir kıyı kasabasını düşünürüm...
Kanat çırpan kuşları.
Birkaç balıkçı sandalını.
Morlar içinde sessizce soluk alıp vermeden duran dağları.
O saatlerde insanların yüzünde ıslak bir parıltı, bir sevinç ve biraz da hüzün.
Çocuksu yakarışlar, kaçışlar, beklenmedik olaylar, tutkuların altüst olduğu düşsel yolculuklar.
Miklos Radnotinin İspanya... İspanya...şiiri, bizi kırbaçlayan kara kanatlı savaş, gereksiz yokluklar ve gecenin sönüp gittiği yerler.
Özgürlük! Senin geleceğine inliyor insanlık!
Bu akşam vaktinde, sana ulaştırdılar şarkılarını.
Ağır sözler ve ıslanmış bir yüzle
Yoksulluğu Parisin söyledi bana bunları.”
Bir kumsalda, ağaç gölgesinde, siyasetten uzak kalabilir mi insan!
Susabilir mi? Gerçeklerin karşısında duygularına düşebilir mi bir gazeteci?
***
Irkçılığı solculuk sanan zibidiler, yurtseverliğin farkında olmayan cehalet simsarları....
Ne kadar çokmuş benim ülkemde...
Hopa’da savcılık sanık avına çıkmış, emekli solcu öğretmen Metin Lokumcunun cenaze törenine ilişkin görüntü ve fotoğrafları istemeye başlamış.
Savcı bir de şöyle demiş:
Vermeyen kurumlara dava açarım!
İleri demokrasi dediğimiz budur işte...
İster beğenin, ister beğenmeyin!
AKP yüzde 50yle tek başına iktidara gelmedi mi?
Demek ki yurdumun insanı AKP iktidarından hoşnut... Ne aç ne de açıkta... Demek ki Benim adım Kemalsloganı tutmadı...
2011 yılının ilk üç ayında yüzde 11le büyüyen Türkiye, Arjantin ve Çini bile sollayıp dünya rekorukırmış...
Oysa yüzde 7 büyüme bekleniyormuş...
İşler tıkırında ama hangi işadamıyla konuştuysam aynen şöyle diyor:
Vallahi bizim ceplerimiz boş!”
***
Olsun varsın... Birileri cebini, kasasını dolduruyor...
Yandaşlar köşeyi dönüyor Türkiye’de ekonomi canlanırken!
Ben geceleri gökyüzüne bakmayı severim...
Hele bir kıyı kasabasındaysam, denizden esinti geliyorsa, kendi düşlerimi toplarım yıldızlara bakarken...
O sırada bir şiir gelir aklıma, bir kitap adı, yıllar önce izlediğim bir film...
Bu arada yurdumun insanını düşünürüm... Açlığın ve yoksulluğun kol gezdiği yaşadığım coğrafyayı, temel hak ve özgürlükleri, evrensel hukuku...
Ve kendi kendime sorarım:
Türkiye gerçekten bir hukuk devleti midir?
Türkiye yasalarla yönetilen bir ülke... Adalette eşitlik yok... Tutukluluk hali hükümlülüğe dönüştü...
Nerede evrensel hukuk?
***
AKP kendi ideolojisini devletin tüm kurum ve kuruluşlarına iyice yerleştirdi...
Bunları hep yazıp çizdik!
Şimdi ortada karışık bir durum var... YSK’ninevetdediği, CHP’li, MHP’li ve BDP destekli bağımsız milletvekili adayları, halkın oyuyla milletin vekilioldu, Hatip Diclenin 80 bin oyu ise gaspedildi.
BDP Meclis’in açılışını boykot etti, CHP genel kurula geldi ama yemin etmedi...
Eylemlerinde haklıydılar...
Peki bu eylem ne kadar sürecek?
Yeni Meclis’ten çağdaş bir anayasa bekliyoruz... Özellikle CHP’nin temel hak ve özgürlüklerle ve Kürt sorunuyla ilgili önemli çalışmaları var... Anayasa taslağı var...
CHP’lileri, kimi ırkçıları kızdıracağım ama söyleyeyim:
CHP ikinci oturumda yemin etmeli, halkımıza verdiği sözleri yerine getirmeli...
***
Herbert Melzigin Kemal Atatürk / Osmanlının Çöküşü Türkiyenin Dirilişi (Türkçeye çeviren: Ahmet Arpad - Alfa Yayınları) okunması gereken bir kitap...
Anadolu’nun binlerce yıllık derinliklerinden doğan bir kahramanın öyküsü CHP’lilere başucu kitabı olabilir, Kenan Evren modeli sözde Atatürkçülere de...
Okuyup aydınlansınlar... Aydınlanma Devrimi’nin ne olduğunu anlasınlar..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget