CHP Kurultayı - Değerlendirme - Alev Coşkun

CHP’yi CHP yapan temel unsur, onun “laik cumhuriyetçiliğidir”, onun yarattığı “ulus devlettir”, “onun çağdaşlığıdır”.

Cumhuriyet yazarı Alev Coşkun,un 2 Mart 2012 yazısı :

CHP’yi CHP yapan temel unsur, onun “laik cumhuriyetçiliğidir”, onun yarattığı “ulus devlettir”, “onun çağdaşlığıdır”. Bugün 4 seçmenden 2’si AKP’ye oy veriyor, amma 4 seçmenden birisi de CHP’ye oy veriyor. Neden? CHP Cumhuriyetçi, Atatürkçü, sosyal demokrat, sosyal adaletçi olduğu, hukukun üstünlüğünü koruduğu için… Kılıçdaroğlu bu temel damarı hiçbir zaman unutmamalı, hiçbir zaman bu temel damarı darıltmamalıdır.
CHP iki kurultayını başarıyla tamamladı. Böylece, Kılıçdaroğlu, CHP’nin genel başkanı olduğu 22 aylık süre içinde, üç olağanüstü, bir olağan olmak üzere 4 kurultay geçirmiş oluyor. Artık bu konuda deneyim sahibi olduğunu kesin olarak belirtmek durumundayız.
Bu iki kurultay toplantısının nasıl geliştiğini biliyoruz. Kısaca tarihe not düşmekte yarar var…
Bundan önceki antidemokratik tüzük aslında Deniz Baykal-Önder Sav zamanında kabul edilmişti. Kılıçdaroğlu genel başkan olunca, bu tüzüğü değiştirmek için söz verdi. Arkasından seçimler, bu tüzük var onu uygulayalım diyerek merkez yönetim kurulu dört kez değiştirildi. Aslında antidemokratik tüzük Kılıçdaroğlu ve ekibinin de işine yarıyordu, söz verildiği halde yeni tüzük yapmayı ağırdan alıyordu.
Neden imza toplandı
Kılıçdaroğlu’na parti içi iktidarı sağlayan Önder Sav ekibi, son genel seçimde politika dışı kalınca, bunu içlerine sindiremediler. İlçelerde kongre hazırlıkları başlamıştı. Daha fazla güç yitirme kaçınılmaz görünüyordu. Buldukları mekanizma tüzük kurultayı oldu… İmza toplamak yoluyla genel seçimler nedeniyle küskün olanlar birleştirilmeliydi… Sanki tüzüğü kendileri bu hale getirmemişler gibi… Her zaman olduğu gibi, sessiz ve derinden Deniz Baykal da bu girişime arkadan destek veriyordu.
Bu durum karşısında Kılıçdaroğlu, kendi tüzük tasarısı için bir kurultay günü, muhaliflerin önerileri için bir başka kurultay tarihi ilan etti. Sav ekibinden itirazlar yükseldi…
Sav ekibinin itirazları karşısında, biz de 11 Şubat 2012’de şöyle yazdık: “Önemli olan CHP’ye yakışır bir tüzüğün yapılmasıdır. İmzacı içtenlikli ise 26 Şubat günü yapılacak olan Genel Tüzük Kurultayı’na gitmeli ve ciddi katkıda bulunmalıdırlar.”
Ama Sav ve ekibi bu demokratik cesareti ve içtenlikli davranışı gösteremediler. Kurultaya katılmadılar, otel lobisinde basın toplantısı yaptılar.
Kurultaya katılıp, asıl biz tüzüğün demok-ratikleşmesini istiyoruz, katkıda bulunacağız deselerdi, büyük puan toplarlardı. Ama Sayın Sav, otelde kızgın tavırlarla basın toplantısı yapmayı yeğledi, önemli bir siyasal bir hata yaptı.
Basında Anıtkabir’e gideceklerdi, gitmediler, otelde basın toplantısı yaptılar biçiminde eleştiriler yapılıyor. İyi ki, otelde kaldılar… ve Anıtkabir’e gitmediler…
Anıtkabir’e gidiş
Anıtkabir’e gidip CHP’nin kurucusu Atatürk’e ne diyeceklerdi? Atam, antidemokratik tüzüğün değişmesi için öneri getirdik, bizi aşarak bütün tüzüğü demokratikleştiriyorlar, onlardan şikâyetçiyiz mi diyeceklerdi…
Deniz Baykal, her iki kurultayı evinde izledi. Onu da eleştirdiler. Bu eleştiriler de yersiz. Kanımca Baykal doğrusunu yaptı. İyi ki kurultaya gitmedi. Onu kurultayda görenler kürsüye çıkıp, ey eski genel başkan antidemokratik tüzük senin eserindir, bugün, bu antidemokratik tüzüğü sana rağmen düzeltiyoruz deselerdi, daha mı iyi olurdu?
Sonuçlar
CHP, bu kurultaylardan başarılı sonuçlar almıştır. Şöyleki:
1. Muhalefet grubunun imza toplaması yararlı oldu, tüzük kurultayının bir an önce toplanmasını ve iyi bir tüzüğün yapılmasını sağladı. Onların bu girişimine teşekkür edilmelidir.
2. Sav’ın başını çektiği muhalefet grubu yanlış politikalar ve tavırlar nedeniyle, Kılıçdaroğlu’nu güçlendirdiler, kendileri de politikadan dışlandılar. Bu hava ile Kılıçdaroğlu ve ekibi, bütün ilçe ve il kongrelerini kazanır ve bu yıl yapılacak olan seçimli kurultaydan çok daha güçlü ve başarılı çıkar.
3. Yandaş basında çıkan “CHP-Kurultaylar Partisi” gibi temelsiz eleştiriler siyaset bilimi açısından geçersizdir. Doğal olan sosyal demokrat CHP’nin kurultay yapmasıdır, katılımcı demokratik yöntemle, özgürce konuşmak, partinin gerçek bir sosyal demokrat parti olmasını sağlamak esastır. Ama bu eleştiriyi yapanlar, merkez sağdaki kurultaysız, muhalefetsiz, tek adama dayalı particiliği yeğliyorlar. Oysa böylesi particilik, demokratik değildir.
4. CHP tüzüğünde demokratik yönde çok önemli değişiklikler yapıldı: Örneğin kadın kotasının yüzde 33’e çıkarılması, gençlere kota tanınması, Kadın Kolları ve Gençlik Kolları Genel Başkanları’nın Merkez Yönetim Kurulu’nun doğal üyeliğine kabulü, partinin devletten aldığı ödeneğin yüzde 40’ının örgüte dağıtılması; genel başkan, ilçe ve il başkanı adaylığı için imza sayısının düşürülmesi gibi… Bunlar alkışlanacak noktalardır.
5. Tüzükte, CHP’nin amacı çağdaş bir sosyal demokrat partiye yaraşır şekle sokulmuştur.
“CHP’nin amacı, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne, laik, çağdaş, katılımcı ve çoğulcu demokrasiye dayanan hakça düzen oluşturmaktır” denilmiştir.
Böylece CHP gerçek ve çağdaş bir sosyal demokrat amaç maddesine kavuşmuştur. Adeta, Ecevit dönemindeki “insanca-hakça bir düzen” gibi.
Ayrıca, “insan haklarına”, “hukukun üstünlüğüne”, “laik, çağdaş, katılımcı ve çoğulcu demokrasiye” vurgu yapılması önemsenecek bir gelişmedir.
Örgüt memnun
6. Bu kurultaydan imzacılar hariç, tüm delegeler, tüm örgüt onur duydular…. Delegeler, güven tazeleyerek, “partimle onur duyuyorum” diyerek Anadolu’ya döndüler. Bu büyük bir “sinerji” sağlayacaktır.
7. Genel Başkan Kılıçdaroğlu, kazandığı bu kurultay zaferiyle “başarı sarhoşu” olmamalıdır. CHP’nin tabanını, temel felsefesini iyi anlamalı. Basındaki liberallerin ve özellikle kendisinin milletvekili yaptığı kimi ikinci cumhuriyetçilerin “telkin” ve “gaz vermelerini” sağduyu ile değerlendirmelidir. Çok sıkışırsa Dersim’in bir köyüne gitsin, oradaki eski bir CHP delegesiyle konuşsun, gerçek yörüngeyi bulacaktır.
Mustafa Kemal-Atatürk
Evet Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal de demeli, Gazi Mustafa Kemal de demeli, Atatürk de demelidir… Atatürk, Kuvayı Milliyecidir, Kuvayı Milliyeci Mustafa Kemal, daha sonra laik cumhuriyeti kurarak Atatürk olmuştur.
Kimi ikinci cumhuriyetçilerin yaptıkları “Mustafa Kemal” – “Atatürk” ayrımcılığı safsatasına kanmamalıdır.
Ayrıca, CHP’yi CHP yapan temel unsur onun “laik cumhuriyetçiliğidir”, onun yarattığı “ulus devlettir”, “onun çağdaşlığıdır”.
Bugün 4 seçmenden 2’si AKP’ye oy veriyor, amma 4 seçmenden birisi de CHP’ye oy veriyor. Neden? CHP Cumhuriyetçi, CHP sosyal demokrat, sosyal adaletçi olduğu hukukun üstünlüğünü koruduğu için…
Kılıçdaroğlu bu temel damarı hiçbir zaman unutmamalı, hiçbir zaman bu temel damarı darıltmamalıdır. Fantazi olsun diye, liberallerden alkış almak için CHP’nin temel felsefesine aykırı ve CHP’yi suçlayan tavırlar almamalıdır. Bugün Türkiye Cumhuriyeti 90 yıllık yaşamının en zor döneminden geçiyor. Cumhuriyetin kazanımları birer birer törpüleniyor, kemiriliyor.
CHP, Atatürk’ün kurduğu devrimci, ama 21. yüzyılın çağdaş değerlerine yer veren bir parti olma yolunda çalışmalarını sürdürmelidir…

 Alev Coşkun/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget