Futbol dünyamızı altüst eden şike operasyonu tüm hızıyla sürüyor. Bu yazının yazıldığı dün öğle saatlerine kadar gözaltına alınanların sayısı 60’a dayanmıştı. Aradan geçen süre içinde bunlardan kaçı tutuklandı, kaçı salıverildi, bilmiyorum. Öte yandan bu sayılar olayın özü açısından pek önemli de değil, çünkü bu arada medyaya sızan/sızdırılan bilgiler, belgeler, teknik dinleme tutanakları olayın vahametini ortaya koyuyor.
***
Bir futbol sevdalısı olarak olayın bende asıl merak uyandıran yönü, en az beş profesyonel lig kulübünü kapsadığı söylenen bu çok boyutlu operasyonun toplumun oldukça geniş bir kesimini hiç şaşırtmaması. İnsanlar böyle bir olayı beklermişçesine ortak davranışlar sergiliyorlar. Kendimin de onlara dahil olduğumu burada içtenlikle belirtiyorum.
Durum böyle olunca kendimi, bu olaya ilişkin olarak kendimle yüzleşmek, kendimi sorgulamak zorunda hissediyorum. İnsan hiç ülkesindeki futbol dünyasının kirlenmiş/kirletilmiş olduğunu bilerek futbol yayın kuruluşuna onca para öder, stadyum yollarını teper, pazar ve pazartesi günleri gazetelerini okumaya spor sayfalarından başlar mıydı?
“Ahmaklık etmişiz!” deyip geçiştirilemeyecek bir durumla karşı karşıyayız. Öyle ya, bu nasıl bir “ahmaklıktır” ki bulaşıcı bir virüs gibi toplumda milyonlarca insanı pençesine almış olsun, diye sormamız gerekmiyor mu?
***
Futbol dünyamızın kirlenmişliğinin vardığı nokta, bugün görüldüğü kadarıyla bile bile toplumumuzu sarmalayan kitlesel ahlaksızlığın hangi boyutlara vardığını gösteriyor.
Kitlesel ahlaksızlık, toplumun bünyesine sinsi kanser hücreleri gibi yerleşip onu yavaş yavaş yok edene kadar kemiren bir hastalıktır.
Ahlaksızlığın bir türü olan “futbolda şike” de toplumda yaygınlaşarak kitleselleşen “ahlaksızlıklar bütününün” yalnızca bir parçasıdır. Bu toplumun “kaçak yapılaşmak”, “vergi kaçırmak”, “ihale yolsuzluğu”, “kaçak içki üretmek” gibi her türden ahlaksızlığa alışmış/alıştırılmış, hatta bir parçası olmuş bireylerinin “futbolda şike” karşısında şaşkınlık duymamaları doğal değil midir?
***
Kaçak yapılaşmadan futbolda şikeye kadar toplumumuzdaki her türden ahlaksızlığın temelinde “ekonomi” yatmaktadır. Bizimki gibi ilkellikten henüz kurtulamamış kapitalist ekonomiler, ahlaksızlıklara elverişli zeminler oluşturmaktadır.
İtalya’da ünlü Juventus kulübünün bir alt lige düşürülmesiyle sonuçlanan şike olayının da kapitalizmin ilkel yüzü olan, her türden yolsuzluğun ayyuka çıktığı Berlusconi iktidarı döneminde ortaya çıkması da bir rastlantı değildir.
Bir toplum yozlaşıyor, kirleniyorsa bu, tek bir alanda değil, birçok alanda gerçekleşir. Türkiye ekonomisi hızla büyürken, aynı zamanda yine aynı hızla yozlaşmakta, kirlenmektedir.
Futbol ekonomisinin hacmi ülkemizde 1 milyar dolara ulaşmıştır. Bu paranın iştahlarını kabarttığı çok sayıda insan bu ekonominin içinde yer almak için birbiriyle yarışmaktadır. Bu yarışı kazanmak, o ekonomi içinde kazanmak, erk sahibi olmak için her yola başvurmakta beis görmemektedirler.
***
Şike operasyonu hangi noktada durur? Sonuçları ne olur? Bu soruların yanıtlarını bugünden veremiyoruz. Fakat bundan böyle futbolseverlerin tuttukları takımların karşılaşmalarını başka bir gözle izleyeceklerini söyleyebiliriz.
Türkiye kapitalizminin ilkelliği sürdükçe hayatın her alanında olduğu gibi futbola da kuşkulu bakışımız ne yazık ki sürecektir.
Yorum Gönder