İstanbul’da mimar ve şehirci odalarının hukuk mücadelesiyle durdurdukları “Galataport” projesinde asıl “günah” özetle şuydu:
“Kruvaziyer” gemilerinin yanaşacağı limanda satılık “leb-i derya” rezidans ve o-
fislerin yanı sıra “otel” ve “AVM”lerin de yer alması; yolcu hizmetlerinden çok daha fazla alana yayılan bu mekânlarla, “liman” adına Boğaziçi kıyısında ayrıcalıklı “emlak rantı” rekoru kırılması...
Bunlardan, özellikle AVM ise “milyarder” turistlerin, paralarını doğrudan kentte değil, “liman”da harcamalarını hedefliyordu.
Neyse ki yüksek yargı bu planlamanın “şehircilik” yerine “soygunculuk” olduğunu vurgulayan mimar ve şehircileri haklı buldu; Özelleştirme İdaresi’ne dedi ki: “Liman adı altında deniz kıyısını ayrıcalıklı rant yapılaşmasına pazarlayamazsınız.”
Şimdi idare bu uyarıyı gözeten yeni plan hazırlıyor. Ranttan yoksun kaldığı için de yıllar geçiyor, bitirilemiyor...
Esnaf da ‘muhalif’
İstanbul’da bu deneyim yaşanırken “aynı” durumun İzmir’de de gündeme gelmesi hazin değil midir? “Alsancak Kruvaziyer Limanı”nın düzenlemesinde dev bir AVM’ye yer verilmesine bu kez de İzmirli mimar ve şehirciler itiraz ediyorlar.
Gemiyle gelen turistleri AVM’nin karşılayacağını, “kent esnafı”nınsa bu turizmden ekmek yiyemeyeceğini belirten meslek odaları, ayrıca ‘Alsancak trafiği’nde de daha fazla tıkanmalar yaşanacağını belirtiyorlar.
İzmir’deki bu muhalefetin İstanbul’dan “daha ileri” yanı ise mimar ve şehircilerin tepkilerinde “yalnız” kalmamaları... Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Emin Bağcı diyor ki: “Yolcular sabah indirilecek, akşam götürülecek... Sadece limanda alışveriş yapanların İzmir’e, İzmirliye ne faydası bulunacak? Fabrika kapatıp AVM yapmak artık sona ermeli.” (Cumhuriyet Ege-6 Ağustos)
İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Zekeriya Mutlu da ekliyor: “Limanın geliştirilmesine değil, AVM eklenmesine karşıyız. Turistler kente dağılıp gezmeli, dolaşarak alışveriş etmeli...”
Kordon’dan faytonla..
Arkadaşımız Emre Döker’in haberini okuyunca gözümün önüne “Kemeraltı” ve hatta “Agora” geldi. Yıllardır turistlerin yolunu gözleyen; büyükşehir ve Konak belediyelerinin “yaşatılarak korunması” için plan üzerine plan, proje üzerine proje ürettikleri; kentin şairlerinin şiirleriyle, ressamlarının resimleriyle kucakladıkları; sayısız öyküye, romana ilham vermiş; destansı sevgilerin, efsanevi aşkların, nice kavga ve dostlukların yaşandığı tarihi Kemeraltı ile daha da tarihi antik Agora’sı...
Alsancak limanını pazarlayan Özelleştirme İdaresi’ni yönetenler, kruvaziyer turistlerinin, örneğin Kordonboyu’ndan faytonlarla Kemeraltı’na gitmelerini neden düşlemez; neden bunu da planlamazlar?
Çarşıdaki tarihi mekânlar ve sokakların turistlerle dolup taşmasını neden hayal etmezler? Onları Agora ile tanıştırıp binlerce yaşındaki bir kenti ziyaret ettiklerini göstermeyi neden önemsemezler?
Elbette ki aynı sorularım, sözde İzmirli olup da AVM’yi destekleyen ya da “sessiz kalan” kimi iş ve sanayi çevreleri, medyacılar, hatta yöneticiler ve kendilerini “kentli” sayanlar için de geçerli... Söyler misiniz İzmir için mi, yoksa -belki de sahibi belli- AVM soygunu için mi varsınız?
AVM’li Alsancak Limanı ihalesi bugünlerde yapılacakmış... Bu soygun projesi engellenemezse, “rant balyozu” sadece esnafa değil, İzmir’in gururu olan çağdaş “kent kültürü”ne de inecek.
Yorum Gönder