İş işten geçtikten sonra komik mesajlar - Emin Çölaşan

SEVGİLİ okuyucularım, Beytüşşebap baskını henüz olmamıştı. Birkaç gün önceydi. Tayyip yanına yine yandaş gazetecileri almış, ekranda ahkam kesmeye başlamıştı.
O manzarayı ekranda gördüğümde hep sürahinin karşısına dizili bardaklar aklıma gelir!
Herhalde malum olmuş, içine doğmuştu ki, Tayyip o programda yeni bir inci savurdu:
“Medyamız şehit haberlerini yok saymalı.
Bu haberleri tek sütun bile görmemek lazım.
Şehitler üzerinden reyting olmaz.”
Öncelikle belirteyim, bu gibi yandaş-yalaka ekiplerle ekranlara çıkıp ahkam kesmek dünyanın en kolay işidir. Zira özel davetli yandaşlar size ya çanak sorular sorarlar, ya da hiçbir şey sormazlar.
Zaten düzmece programa katılacak, ekipte yer alacak gazetecilerin isimleri kendisine daha önce bildirilir ve onayı alınır.
Beyefendi ya onay verir, veya “Şunu istemem, o gelsin” diye yeni bir yandaş ismi verir.
Böylece kendisine adam gibi bir tek soru sorulmaz, güllük gülistanlık bir program gerçekleşir!
Evet, Beytüşşebap baskını öncesinde aynen yukarıdaki sözleri söylemişti. O kafa, şehit haberlerinin milletten saklanmasını istiyordu.
Memleketin dört bir yanı baskına uğrayacak, pusular kurulacak, mayınlar ve bombalar patlayacak, Mehmet ’ler toprağa düşecek, ardından cenaze törenleri düzenlenecek ama medya “Tayyip böyle buyurdu” diyerek bu haberleri ya hiç vermeyecek, ya da küçük ve önemsiz gösterecek! (Nitekim Fetullah ’ın gazetesi ve Sabah başta olmak üzere yandaşların hemen hepsi, Beytüşşebap’taki 10 şehit haberini dün birinci sayfanın altlarında tek sütun olarak vermişti!)
Tayyip’in kafasındaki hesaplara bakın siz!
Olaylar birbiri ardına patlayacak, toplum bunu öğrenmeyecek!
Niçin?..
Çünkü Tayyip rahatsız olacak, acizliği ortaya çıkacak, cilası kazınacak ve rahatı bozulacak!
Türkiye senin oyuncağın değil, babanın tapulu mülkü değil. Eğer rahatsız olmak istemiyorsan önlemini önceden alacaksın bayım!
Sen eğer devletsen, sen eğer hükümetin başı isen, böyle sansür beklentilerine hiç girmeden gereğini yapacaksın.
Türkiye’de artık terör yok. İş terörü çoktaaan aştı, artık belli bölgelerde resmen savaş var, savaş.
Bombalar patlıyor, uçaklar ve helikopterler bomba yağdırıyor, roketatarlar havada uçuşuyor, toplar ve tanklar ateş ediyor, il ve ilçe merkezleri basılıyor, vatandaşlar kaçırılıyor ve her gün şehit cenazeleri kaldırılıyor.
Medyada görüntülü haberler çıkıyor:
“Mehmetçik uzun mücadele sonrasında teröristleri def etti, falanca dağa Türk Bayrağı çekmeyi başardı!”
Sanmayın ki bayrak çektiğimiz o dağ Irak ya da Suriye’dedir!
O dağ Güneydoğu Anadolu bölgesinde,
Türkiye Cumhuriyeti toprağıdır.
Allah rızası için söyleyin, bunun adı savaş değilse nedir?
Beytüşşebap baskını oldu, 10 askerimiz şehit düştü. Peki ama ülkenin başkenti olan Ankara’da neler oluyordu? Daha doğrusu bu soruyu şöyle sormak gerekir:
Bu baskınlar gerçekleştikçe, Ankara hangi önlemleri alıyor?
Bu sorunun yanıtı, işin acı gerçeklerini de karşımıza tek tek çıkarıyor. Bunları utanarak yazıyorum:
- Hemen aynı gün Başbakanlık’ta terör zirvesi (!) toplanıyor. Zirve olaylardan önce değil, her şey olup bittikten sonra toplanıyor!
Tayyip, Necdet Bey ve öteki ilgililer katılıyor.
Kameralar kapıya gelip çekim yapıyor ama içeride ne konuşulduğu bilinmiyor!

- Özel kalem müdürleri ve danışmanlar hemen patronları adına başsağlığı, kınama ve üzüntü mesajları yayınlıyor. Tayyip Necdet
Bey’e falan başsağlığı diliyor, bu mesajlar ajanslara gönderiliyor.

- Ötekiler de üzüntü bildirip kınama yapıyor!
İyi de, mesaj yayınlamakla hiçbir şey değişmiyor. Terörün bir sonraki katliamında aynı mesajlar otomatik olarak tekrar ediliyor:
“Kanları yerde kalmayacaktır!.. Hava destekli ve geniş kapsamlı operasyonlar başlatılmıştır… Şu kadar terörist etkisiz duruma getirilmiştir!..” (Öldürüldüğü iddia edilen teröristlerin sayısı beni hiç mi hiç ırgalamıyor.) O yüce mesajların elbette böyle olması gerekir! Şöyle diyecek halleri yok ya:
“Ölen ölür kalan sağlar bizimdir!.. Güvenlik güçlerimiz yeni bir saldırıya kadar kışlalarına
çekilmiştir!.. Teröristler tüymüştür!..” İşin bir adım sonrası da var! Cenazelerden biri Ankara veya İstanbul’dan kalkacaksa, tam kadro camiye gelip namaza duruyorlar. Bazen Anadolu illerinden birine Tayyip bir bakanını gönderiyor:
“Sen git orada namaza dur da, durumu kurtaralım!”Her olay sonrasında aynı güldürüyü yaşıyoruz. Beytüşşebap baskını sonrasında Ankara’da yayınladıkları mesajlara kısaca göz atalım:
Tayyip ’in yardımcısı Bekir Bozdağ:
“Terör örgütü her yerde hezimete uğradı ve psikolojisi bozuldu. Bu yüzden kamuoyunu etkileyecek eylemlere ağırlık verdiler. Bunlar terör örgütünün sıkıştığı ve çöküntü içinde olduğunun göstergesidir!” Şaka yapmıyor yani, bunları ciddi söylüyor!
Bay Abdullah Gül:
“Terörle mücadele topyekün bir anlayışla sürdürülecektir. Olaydan büyük üzüntü duydum. Sorumlular bunun hesabını mutlaka verecektir. Yapılan reformlara ve atılan demokratik adımlara (ve Habur’da piyasaya sürdüğümüz Kürt açılımı safsatasına rağmen!) rağmen şiddete başvurarak kirli emellerini gözler önüne sermişlerdir.”Ve Necdet Bey’e başsağlığı gönderen yüce
Tayyip:
“Terör örgütü hangi kalleşçe tahrike, hangi namert senaryoya sarılırsa sarılsın, millet olarak bu canilerin hedeflerine ulaşmalarına asla izin vermeyeceğiz. Hainlerin tuzağına asla düşmeyeceğiz.” Bıktık artık bu mesajlardan. Terörü Ankara’da özel kalem müdürlerine mesaj yazdırarak durduracağını zannedenlerden de bıktık. Onların bu anlamsız sözlerine karnımız tok. Dün Şemdinli, Gaziantep ve daha niceleri… Son olarak Beytüşşebap.
Bu kafayla daha çoook mesaj yayınlar bunlar, ama her seferinde iş işten geçtikten sonra!..
Olan Anadolu’nun fakir fukara çocuklarına olur. Subay, astsubay, polis, uzman çavuş, er…
Ve kara toprağa onlar girerken Ankara’dakilerin şatafatlı, lüks ve görkemli yaşamı sürüp gider.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget