Eskiden otolarda şambrelli lastikler vardı. Yolda giderken patlarsa, lastik anında dağılır ve kazalara sebep olurdu. Zamanla teknik gelişince, Tubeless(iç lastiksiz) lastikler piyasaya çıktı ve hala kullanılıyor. Bu lastikler, anında patlamıyor
40-50 km daha gidebiliyor. Şoför usta ise, lastiğin çivi aldığını, hava kaçırdığını anlayabiliyor ve bu sürede lastiği tamir ettirip hem kazayı önleyebiliyor, hem de maddi kaybı engelleyebiliyor. Fakat şoför bir türlü ustalaşamadı ise, lastiğin patladığının farkına varamaz, lastik paramparça olunca veya araba duvara çarpınca gerçeği anlar ama iş işten geçmiş olur..
Türkiyeli Başbakan Erdoğan’ın durumu da aynen yukarıdaki tubeless tekerlek gibi. Lastiğe bir sürü çivi batmış, usta farkında değil. Uyarmazsak, yakında ya cami duvarına çarpacak, ya da Suriye’de bir çukura düşecek…
Siyasetin gerçek ustalarının görebileceği çok sayıda işaretler var. “Çok alametler belirdi” ama gören gözler ve bilen kafalar için. Yakında film bitecek ve “SON” yazısını beraberce göreceğiz.
*İktidarların itibar katsayısı en iyi TOBB Genel Kurulunda belli olur.
AKP Genel Merkezinin ve Hisarcıklıoğlu’nun katkılarıyla salona doldurulan(ilk kez oluyor) bindirilmiş kıtaların alkış ve sloganlarının dışında, TOBB Delegeleri Erdoğan’ın konuşmasına ilgi göstermediler.
Ya sessizce dinler gibi yaptılar, ya da salonu terk edip, dışarıda sohbeti tercih ettiler. Hemen hepsi, işlerinin durgunluğundan, hükümetin iş bilmezliğinden şikayet ediyordu.
Bu tutum, Türkiyeli Başbakan Erdoğan’ın lastiğindeki büyükçe bir çivi idi. Kapkara saçları ve bıyıklarıyla gencecik TOBB Başkanının AKP İktidarını yağlayan konuşması bile civanım delikanlının karizmasının çizilmesini önleyemedi…
*Erdoğan’ın Fenerbahçe’yi ele geçirme operasyonu da duvara tosladı. Fenerbahçe kongre üyeleri, cezaevindeki başkanlarına %100 destekle sahip çıkarken ailenin kuyumcu kolu ile müteahhitlik kolu temsilcilerini de yönetim dışına attılar. Erdoğan’ın lastiğine giren Fener çivisi, Deniz Fenerinden fazla baş ağrıtacak gibi görünüyor…
*Geçen yıl Ortadoğu’da posterleri elden ele dolaşan Erdoğan şimdi aynı yerde “Çocuk Katili” diye tanınıyor ve Türk Bayrakları yakılıyor, çiğneniyor.
Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Erdoğan’a en ağır hakaretleri yapıyor ve bunu ısrarla sürdürüyor.
*İsrail, Kıbrıs Rum Kesimine 20 Bin Komanda yerleştirecek, İsrail Hava Kuvvetleri “Andreas Papandreou” hava üssünü kullanacak. Karşılığında İsrail- Güney Kıbrıs arasında petrol boru hattı döşenecek ve doğal gaz çevrim santraları İsrail tarafından inşa edilecek.
Kazan-kazan diye Kıbrıs konusunda Türk Milletini yıllarca avutan Erdoğan’ın, lastiğine bir çivi de Kıbrıs’tan battı…
*İnişe geçen Genel Başkanlar, sık-sık TBMM Grup toplantılarını ertelerler.
Yurt dışı gezilerini Salı gününe denk getirip, grup toplantılarından kaçarlar. Önce gruptan kaçışlar başlar, sonra milletten kaçış gelir. Tıpkı Erdoğan’ın yaptığı gibi…
Tüm bu saydıklarım karizmanın çizildiği, itibar kaybının başladığı, düşüşe geçildiğinin önemli işaretleridir.
En önemli işaret ise, Türk Milleti’nin 19 Mayıs’ta Erdoğan’ı salonda yalnız bırakıp, milyonların katıldığı şölenlerle bayramlarını kutlaması, Atatürk’e ve Cumhuriyete sahip çıkmasıyla verildi.
Bu işareti görmeyen, lastiğine kaçan çivileri fark etmeyen şoföre benzer.
İkisinin de sonu felakettir…
Not; Adam attığını vuruyormuş. Elinden uçan da, kaçan da kurtulamazmış.
Arkadaşları ile ava gitmişler. Oldukça uzakta bir geyik belirmiş. “Atma burası çok uzak, vuramazsın” demiş arkadaşları. Fakat adam nişan almış ve ateş etmiş.
Geyik kaçmaya başlamış. Arkadaşları; “Dedik sana, uzak diye. Bir de her attığımı vururum diyorsun” diye alay etmişler. Adam doğrulurken; “Geyik henüz vurulduğunun farkında değil, 50-60 metre sonra düşer kalır. Gidin alın” demiş…
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Mayıs 2012
Yorum Gönder