Benim okurken, yazarken tüylerim diken diken oluyor ve hâlâ Adli Tıp Kurumları’nda çalışanların, savcı ve hâkimlerin evlerine gittiklerinde kızlarının yüzüne nasıl bakabildiklerini düşünmekten vazgeçemiyorum.
Bu bir değil, iki değil, üç değil, her gün yeni bir çocuk istismarı davası ve iyi halden dolayı ceza indirimleri, “ruh sağlığı bozulmamıştır” yazılı Adli Tıp raporları.
Şimdi sıra Siirt’te, 4 genç kızın 2006’dan 2010’a kadar 36 kişi tarafından anal ve oral tecavüze uğradığı davada gene inanılmaz kararlar çıktı.
Önce bu tecavüzü gerçekleştiren erkeklerin meslek ve konumlarını belirtelim. Böylece kız-erkek çocuklarımızı adım adım izleyen tehlikenin boyutları daha iyi anlaşılacaktır.
Başlıyorum: “Okul müdür yardımcısı, aile dostu, Emniyet görevlisi, akraba, tuhafiyeci, kırtasiyeci, bakkal...”
Dayanabilirseniz devam etmek istiyorum. Kızlardan daha doğrusu çocuklardan ikisi kardeş, defalarca tecavüze uğruyor. Sanıklar, çocukları ailelerine söylemekle, kameraya çekip bunları yaymakla tehdit ediyor. Bakirelik bozulmasın diyerek anal ve oral seks yapıyorlar. Sanıkların büyük bölümü kardeşlerle diğer kardeşi ilişkiyi izlemeye zorlayarak birlikte oluyorlar. Burada dursam iyi olacak. Midem bulanıyor.
Adalet Bakanlığı’nın çocukların daha fazla mağdur edilmemesi için Siirt Devlet Hastanesi’nden alınan raporların da geçerli sayılabileceğine yönelik genelge ve açıklamasına rağmen, mahkeme Adli Tıp Kurumu’ndan da rapor istiyor.
Çocukların en küçüğü G. için hastanedeki psikiyatri uzmanlarının “Anksiyete, uyum bozukluğu, depresif duygu durumu, majör depresif bozukluğu” tanısı koymalarına rağmen Adli Tıp Kurumu, G. hakkında “beden ve ruh sağlığı bozulmamıştır” diye rapor veriyor. Mahkeme de Adli Tıp raporunu geçerli sayarak G’nin ruh sağlığının bozulmadığı sonucuna varıyor. TCK’ye göre ruh sağlığının bozulması hallerinde sanığa en az 15 yıl ceza verilmesi gerektiğinden, G’ye tecavüz edenler bu cezadan kurtuluyor ve basit cinsel istismardan ceza alıyorlar.
Örneğin G’nin okul müdür yardımcısı böylece yırttı.
Bütün bu can sıkıcı olayları neden anlatıyorum? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, çocuğun korunmasına yönelik mevzuatı baştan aşağı yeniledi. Bakanlığın Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yapmayı düşündüğü değişiklikler netleşti, bunların bir an önce hayata geçirilmesi gerek, bir an önce.
Yeni değişikliklerde kişinin rızası dışında gerçekleşen her eylem kişinin ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmamasına bakılmaksızın cezalandırılacak. Adli Tıp’tan sağlık raporu alınmasına son verilecek.
Bu da bir şeydir.
Ama bu korkunç çocuk istismarlarının ortadan kalkması için başka planlara ihtiyaç var.
Bunu hep birlikte düşünmeliyiz. Ve hâkimlerin, savcıların bir kat daha düşünmeleri gerekiyor. Bu çocuklar bu ülkenin geleceği ve onlar sadece çocuk.
Yorum Gönder