Cumhuriyet yazarı Orhan Birgit, in 2 Mart 2012 yazısı :
Parlamento içindeki muhalefeti, içtüzük değişiklikleri ve çoğunluğu oluşturan partinin lider vekillerinin oyları ile engellemek mümkündür.
Ama ya toplumsal muhalefet dediğimiz halkın sesi? Şiddet yöntemleri kullanmaya kalkışmak bile, özellikle çağımızda gölü mayalamaktan farksız bir çaba olur. O yüzden iktidarlar, mutfaklarında ocak üstündeki tencerelere koydukları suyun kaynama derecesine dikkat eden ev kadınları gibi toplumdaki bugün için yetersiz sanılan sivil toplum örgütlerinin, demokratik örgütlenme haklarını kullanarak bir araya gelip seslerini duyurmak için yurttaşların sözcüsü olabileceklerini de göz ardı etmemelidirler.
Yeter ki, sokaklardan caddelere, oradan da alanlara doğru yürüyenlerin eylemleri şiddet içermesin ve tahrikçilere fırsat tanınmasın...
Gazetelere baskı yaparak, yazarlarını yasadışı örgüt üyesi; hatta yöneticisi olduğu iddiaları ile tutuklayıp yıllarca tecrite koymak da mümkündür.
Ama bakın, demokrasiye, Aydınlanmaya, doğaya, emeğe ve sanata yönelik baskı ve saldırılara karşı durmak için “Sanatçılar Girişimi” adı altında bir araya gelen sanatçıları da “Bağımsız düşüncenin demir parmaklıklar arkasında olduğunu, halkın haber alma özgürlüğünün gasp edildiğini Cumhuriyetin kazanımlarının yok edildiğini” söylüyor.
Birer ikişer başlayan bu tepki seslerinin iktidarın başı için sinir bozucu olduğu biliniyor.
4+4+4 eğitim için düzenleme yapan hükümet icraatını eleştiren TÜSİAD’ı paylamaya kalkışacak kadar kendisinden geçen Sayın Başbakan, bir sabah bu tür seslerin sadece işveren kuruluşlarından, işçi sendikalarından değil; toplumun tüm kesimlerinden geldiğini görecektir.
TÜSİAD, yani açılmış adı ile Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği bir tarihte dönemin Başbakanı Ecevit aleyhine gazete ilanları yolu ile savaş açarak iktidarı bırakmasını istemişti. Sanayiciler ve işadamları o dönemde temel tüketim maddelerinin yokluğundan, bu sıkıntılar nedeniyle işyerlerinin kapanma tehlikesinden söz ediyordu.
Günümüzde bu kuruluşun en küçük eleştirisi karşısında sert tepkiler gösteren Başbakan’ın, Sanatçılar Girişimi’nin kaygılarını nasıl yanıtlayacağını merak edenler arasındayım.
Onu korkutarak, ötekini yandaş yaparak, berikinin dosyalarına yasadışı bir örgütün üyeliği suçlamasını yakıştırarak sindirme amaçlı davranışlarda bulunabilirsiniz!..
Bir sabah kalktığınızda o bireysel tepkilerin kitle eylemlerine dönüştüğünü görmek istemiyorsanız sokağın sesine kulak veriniz, sokağın sesini dinleyiniz...
Yorum Gönder