Cumhuriyet yazarı Mümtaz Soysal,ın 26 Mart 2012 köşe yazısı:
Bitmeyen Bitiş
SON zamanlarda çoğaldılar yine.
Kimler? Elbet, herkesten önce, iktidardakiler, yardakçıları, yandaşları, içte ve dışta Cumhuriyet Türkiyesi’ni kendi özlemlerine ve hesaplarına uygun duruma sokmak üzere yarım yüzyılı aşkın bir süredir çaba göstermiş ve göstermeye devam etmekte olanlar.
Onlara göre, Kemalizmin defteri çoktan dürülmüş, dünya tarihinin en uzun süreli Jakobenizm deneyimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır. O bakış açısı, tek partiyle başlatılıp laik ve çağdaş demokrasilerle yarışmak üzere kurulan devletin artık emperyalist hesaplara hizmet edecek bir “ılımlı İslam cumhuriyeti”ne dönüşebilecek kıvama getirildiğine inanır. Kısacası, devrim yenilmiştir
Devrimciler, daha doğrusu kendilerini devrimci sayanlar, bu gidişi geri döndürebileceklerine inanmaz durumdalar. Melez bir rol, yani bir ayaklarıyla Batı’ya adım atmış olmak ve bir ayaklarıyla da İslam dünyasında ilericilik modeli olarak geçinmek onlara yetiyor gibi.
Eğer, “devrimcilik ya da cumhuriyetçilik bitti” deniyorsa, bilmek gerekir ki her ne kadar başlamış olsa da bitiş bitmemiştir. Kötümserliğe kapılanlar hiç mi yakın tarih okumaz? Bugünkü durum 1919’un Mayıs ayındaki durumdan daha mı kötüdür? Şimdi Atatürk’ün yok edilmek istenen Hitabe’sinden medet umacak kadar da aciz duruma mı düştük?
Kalelerin bazıları düşmüş de olsa hepsi mi zapt edilmiştir?
Ordu zayıflatılmış da olsa büsbütün mü dağıtılmıştır?
Ülkenin bazı kurumları sinsice “bilfiil” işgal edilmiş olsa da her köşesi mi işgal edilmiştir?
İktidar sahiplerinin bir kısmı en hafifi gafletle başlayan bir yığın yanlışa kapılmış olsalar ve şahsi çıkarlarını dıştakilerin siyasi emelleriyle bütünleştirmiş gözükseler de ülkede aklı başında ve yüreği pek hiç mi insan kalmamıştır?
Çok şükür, böylesine ufuksuz ve umutsuz bir tabloyla karşı karşıya değiliz. İyi yetişmiş bir yığın insanımız, işletilmeyi bekleyen bir dolu kaynağımız var. Belleklerimiz geçmişin şanını ve şerefini unutacak kadar zayıflamadı.
Dolayısıyla, bitiş henüz bitmemişken bütün bu sayılanları bir araya getirerek Cumhuriyeti karamsarlıktan çıkarıp yeni bir dirilişin atılımını yaratmak mümkündür. Yeter ki buna inanılsın. Böyle bir atılım için aynı düşüncede olanların bir araya gelmeleri, yeniden ileriye dönüşü sağlayacak karar mekanizmasını ve gereken süreci başlatmaları için vakit henüz tükenmemiştir.
Tabii, bu olanakları görmüyor ve uyuşuklukla vurdumduymazlığı sürdürmek istiyorsanız o başka.
Yorum Gönder