4+4+4=28/02: Hiçbir kitapta yeri olmayan bir hesaptır. Tıpkı dün komisyonda, okula başlama yaşının 6’ya indirilmesi hesabı gibi.. 6 yaş, “5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı” diye tanımlanıyor! Bu çocuğu 5 yaşında ilkokula başlatmak demektir! Bir çocuk, bir insan bitirdiği yaştadır. “Girdiği yaş” diye bir hesap olsaydı.. Her bebeğin doğar doğmaz
1 yaşında sayılması gerekirdi. Hele de eylülden önce doğmuş ise. Bu hesaplar kesintisiz 8 yıllık eğitimi delmenin şeytani formülleridir!
Numaralı Hesaplaşma!
Bu iktidarda numara da bitmez.
İnce hesap da....
Aniden 4+4+4 diye ortaya fırlamasının nedeni bir taşla iki kuş:
1 - 28 Şubat’la hesaplaşmak!
2- “Dindar nesil” altyapısını hazırlamak....
***
Aslında 28 Şubat’ın hesabı, Silivri’ye gönderilen komutanların dürülen defteriyle çoktan görüldü.***
Adı “Ak” diye attığı her adım, ak...Simgesi “ampul” diye de yöneldiği her hedef aydınlık olacak değil?
Ama bu seferki hesaplaşma, 9 yılda yapılan her şeye tüy dikecek cinsten.
***
Hadi “kin” sözüne kulak tıkamış olalım...Ama Başbakan’ın ses tonu bile sürekli bir rövanş peşinde olduklarının kanıtı...
19 Mayıs’la...
30 Ağustos’la...
29 Ekim’le hesaplaşmaya yöneldikten sonra...
28 Şubat cengi açmakta geç bile kaldılar!
Buna bir tür “öç alan” siyaseti de demek mümkün!
Geriye Doğru İleri
28 Şubat’ın “andıç” gibi çirkin münasebetsizliklerini elbette unutmak mümkün değil.
“Bin yıl sürecek!” diyenlerin izansız ve tabansız çıktıkları da malum. Hukuksuzluk, elbette kimsenin yanına kâr kalamaz; bu da kabul. Ama bu hesaplaşmayı 4+4+4 numarasıyla çocuklar üzerinden yapmaya yönelmek ayıbın da, günahın da en büyüğü…
4+4+4 gelecek kuşaklar üzerine kumar oynama girişimidir.
Bunu bu iktidar da bildiği için sorumluluktan kaçıyor.
Yasayı, Bakanlar Kurulu’nun imzası yerine belirledikleri birkaç değnekçi milletvekilinin üstünden geçirmeleri de bunun kanıtı. Her sözün ucunu “dindarlığa” bağlıyorlar. Dindarlıkta kumar yok.
Hatta domuz eti yemek kadar haram!
Bu iktidar, Milli Piyango biletinden Maliye Bakanı’nın imzasını çıkartacak kadar, ince hesaplı bir siyasi geleneğin uzantısıdır…
Herkes farkında ki o 4’lü sıralamanın esin kaynağı futboldaki 4-2-4’tür!
4-2-4 taktiği ile oynamak demek...
Orta sahada top çevirir gibi yapmak…
Fırsat çıkınca da hem savunmada hem de hücumda gözünü karartmaktır.
AKP artık gözünü karartmıştır.
Çocuklar üzerinden uygulamaya hazırlandığı dört dörtlük bir stratejidir.
Önce “dindar nesil” beyanatı...
Ardından da son on beş yılın en büyük kazanımı olan kesintisiz eğitimi dilim dilim etme hesabı…
Bu hesap Meclis’te düzeltilmezse...
“İleri demokrasi”nin Türkiye’yi hızla geriye ilerleteceği kanıtlanmıştır!
TÜSİAD- Milli Eğitim
Bu sinsi ve çarpık hesaba karşı...
Sesini yükseltmeye çabalayan TÜSİAD’ın…
Tinerci çocuk azarlar gibi, azarlanması boşuna değil... Aslına bakarsanız, bu hak edilmiş bir azardır.
Çünkü bu “dernek” günahları bakımından da bir “Zenginler Kulübü”dür. TÜSİAD madem eğitimle bu kadar ilgiliydi…
İki yılda bir Milli Eğitim Bakanı değiştirilmesine niye hiç ses çıkartmadı?
Çünkü hepsinin bir hesabı vardı.
Bu nedenle, yolgeçen hanına dönen bakanlığı da.. yazbozcu –yapbozcu uygulamalarını sadece seyrettiler...
Geçmiş bakanlardan en cerbezelisi, görevi devrederken, “Ben zaten, her şeyi otomatik pilota bağladım!” demişti.
Kadın bakan, “eksik etek” muamelesini sineye çekmiş, ağzını açıp bir şey söylememişti.
Eşitlikçi - kadın haklarına duyarlı bir kadın girişimcisi de çıkıp bu konuda iki çift laf etmemişti. Avukat da olan o hanım bakan bari çıkıp, “Hani otomatik pilot?” dese...
Diyemez.
Kaptan pilot kumandayı ele aldı!
Hedefe 3 Adım
4+4+4 yasası, aslında futbolcu Başbakan’ın gençliğinden beri çok iyi bildiği 4- 2- 4 taktiğiyle Cumhuriyeti dönüştürme projesidir. “Hedef 2023” sloganı boşuna değildir!
19 Mayıs’ların sahalardan uzak kutlanmasından Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini karalamaya kadar...
4’erli adımlarla ve hızla 2023’e yaklaşıyoruz. Önümüzde brüt 4+4+4 kadar süre var.
Özetle ilk “dindar kuşak”…
29 Ekim 2023 gününe yetiştirilmiş olacaktır!
O kuşağın ilk temsilcileri de aynı gün Çankaya Köşkü’nde 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilecek...
Topluca 1. Cumhuriyetin ruhuna Fatiha okunacaktır.
Tuzlu hançer!..
CHP lideri Kılıçdaroğlu, kurultayda kalktı, Başbakan’ın yarasına tuz bastı:
“Erbakan’ı arkasından hançerleyen sen değil misin?” Hemen ertesi gün, Meclis’te bir yasa teklifi alt komisyona sevk edildi:
- Konya Üniversitesi adının “Erbakan Üniversitesi” olarak değiştirilmesi...
Şimdi bu üniversiteyi kime borçluyuz?
Hançerleyene mi?
Vicdan yarasına tuz basana mı?
Bizce ikisine de.
Ayrıca Erbakan ailesinin, Kemal Kılıçdaroğlu’na da bir teşekkür borcu var.
O olmasaydı…
Üzerinden 10 yıldan fazla süre geçen hançerlemenin tazminatını Tayyip Bey’in ödeyeceği yoktu?
Yorum Gönder