Başbakan’ın şaşırtıcı bir mantığı var.
Parlamentonun CHP’siz ve BDP’siz çalışabileceğini kanıtlamak için “ortak akılda buluşarak” MHP ile yeni anayasayı yapabileceklerini söylüyor.
Ama tutuklu milletvekilleri sorununu çözümlemek için ortak aklı harekete geçirmeyi asla düşünmüyor.
Düşünmek istemediği, CHP’ye gözdağı vermeyi yeğlediği o kadar açık ki, ant içilmediği sürece Meclis’e gelmenin yasama çalışmalarına katılmak anlamına gelmeyeceğini ve… üst üste bir ay içinde genel kurula 5 kez katılmayan bir vekilin, vekilliğinin düşeceğini öne sürebiliyor.
RTE’nin tek hedefi CHP’nin ant içmesini sağlamak!
Parlamento krizinin sona ermesi bir umuda bağlı. Yeni başkan Cemil Çiçek’e!
Ana muhalefet, hatta MHP, Çiçek’in tutuklu milletvekilleri sorununu çözümleyecek kabul edilebilir “bir formül veya formüller” üretmesini bekliyor.
***
“Deneyimli bir siyaset” adamı olması ve seçildikten sonra, çözümün adresi TBMM diye özetlenebilecek bir konuşma yapması muhalefetin Çiçek’e umut bağlamasına neden oldu...
Gerçi Çiçek’in dediği gibi, parlamentoyu “çözümün en meşru zemin ve adresi haline getirmek” gerekiyor ama Çiçek’in yasal veya hukuksal açılardan bulacağı formüllerin uygulamaya geçebilmesi kimi koşullara bağlı.
Meclis Başkanı’nın önerilerine muhalefetin olumlu bakması da yeterli değil.
İki olasılık gündemde.
Önce ikinci olasılıktan söz edelim. Aksi ne kadar iddia edilirse edilsin Çiçek, çözüm önerilerini RTE onayını aldıktan sonra yaşama geçirebilir.
İkinci olasılığın gerçekleşmesi ise öncelikli bir koşula bağlı.
RTE’nin sürekli öne çıkardığı, direndiği koşula:
Önce CHP’nin ant içmesi koşuluna!
***
Bizdeki siyasetin, özellikle AKP dünyasının kuralları bu koşula bağlı bir başka gerçeğe değinmeyi zorunlu kılıyor.
Cemil Çiçek, her partiye eşit davranmak zorunda olan Meclis Başkanı’dır ve fakat AKP’lidir.
Üstelik şu gerçek unutulabilir mi: Kuşku yok RTE, hemen her konuda mutabık kalacağına veya parti politikalarına aykırı davranmayacağına inandığı için Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’i Meclis Başkanlığı’na aday gösterdi.
Yıllarca RTE’nin yanı başında hükümette görev yapmış bir siyasetçidir Çiçek ve RTE’ye karşı durması, RTE’nin onaylamadığı bir görüşü, öneriyi savunması olası değildir.
Cemil Çiçek’in olası girişimlerine bu açıdan bakılmalı.
***
Gerçekçi olalım.
Bugüne dek izlenen gelişmeler, RTE’nin Çiçek’in çözüm önerilerini kabul etmesi için öncelikle CHP’nin ant içmesini dayatabileceğini gösteriyor.
Çiçek’in de AKP’den onay alabilmek için CHP’nin ant içme boykotundan vazgeçmesini sağlaması gerekiyor.
CHP, hangi koşullarda ant içme boykotuna son verebilir?
Sorunun püf noktası bu sorunun yanıtında.
CHP, RTE’nin çözüm önerilerine yeşil ışık yaktığına ilişkin bir güvence almadıkça demokratik direnme kararından vazgeçebilir mi?
Çiçek’in bulduğu veya bulacağı söylenen çözüm önerilerini RTE onayladığını açıklamadıkça veya başka yollardan bu yolda güvence vermedikçe CHP’nin ant içeceğini sanmak fazla safdillik olmaz mı?
Üstelik bu olasılıklar göz önünde tutulurken Çiçek’in de CHP’nin ant içerek Meclis çalışmalarına fiilen katılmasını ya doğrudan ya da dolaylı biçimde dile getirdiği unutulmamalı.
***
Önümüzdeki günler sorunun çözümünde engeller aşılarak ya düz yola girilecek ya da son umut Çiçek’in girişimleri de bir yerde (RTE katında) tıkanıp kalacak!
İyimserliği bırakmayalım.
Burası Türkiye. Bir de bakarsınız olmazlar oluverir! Bakarsınız RTE ant içme inadıyla yatar, sabah yataktan inadından vazgeçerek kalkar!
Bakarsınız mahkemelerin tutuklu milletvekillerinin tahliyesine karar vermesi olanağı sağlanır ve…. bir anda kriz çözülüverir!
Yeter ki iktidara (RTE’ye) biraz sağduyu, ulusal iradeye biraz saygı, siyasal ve partisel çıkarlardan biraz olsun uzak durabilme egemen olsun!
Yorum Gönder