Temiz ayaklar - Melih Aşık

Başlatılan temiz ayaklar operasyonu futbolun temizlenmesi için milat olur mu? Dileyelim olsun...
Bu arada bizim spor basınının ve taraftarın da bu konuda kendine çeki düzen vermesi gerekiyor.
Bir örnek olay; 90’larda Süper Lig’de şampiyonluğa ilerleyen bir büyük kulüp son maçlarından birinde rakip kaleciye para teklif etti. Kaleci parayı kabul etmediği gibi kulüp başkanını durumdan haberdar etti. Kulüp başkanı da bir basın toplantısıyla hangi kulübün kendi kalecilerine kaç para teklif ettiğini, teslimatın yerini ve tanıklarını da belirterek açıkladı.
Ne oldu biliyor musunuz?
Ertesi gün hiçbir gazete bu habere yer vermedi.
Daha sonra bu konu canlandı... Biz sütunumuzda kulübün adını ve olayın ayrıntılarını yazdık. Yine basından hiç kimse ilgi göstermedi.
Sadece fanatik taraftarlardan küfür mektupları aldık. Aldığımızla kaldık.
Geldik bugüne... Geçen nisan ayında çıkarılan yeni yasa hayli sert... Bakınız ne diyor:
“Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır...”
Futbol Disiplin Talimatı  da yasayla ahenkli... 55. maddeyi okuyalım:
“Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. Bu hükmü ihlal eden kişiler, bir yıldan üç yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düşürme cezasıyla cezalandırılır...”
Mahkemeler uzayacağı için Federasyon’un kanıtları savcılıktan isteyip sportif kararları en kısa zamanda vereceği belirtiliyor...


Murat Belge, “Artık bu hükümetten beklentim kalmadı” demiş.
Eh, o zaman artık yeniden solculuğa dönüş yaparsınız herhalde!
F. Fidan
* * *
Erdoğan: “MHP ile anlaşırsak yeni anayasayı yaparız” demiş.
Anayasa’dan “Türk” ve “Türk milleti” deyimlerini çıkarmak onlara nasip olacak demek...
H. Ertem


Dinleme kartı...
Bir devlet dairesinde görevli memurun bina giriş kartını personel birimi istemiş, yerine yenisini vermiş.
Memur bey mesai arkadaşlarına giriş kartlarının neden toplandığını sormuş...
Başka kimsenin giriş kartının yenilenmediği ortaya çıkmış...
Peki o memurun giriş kartı neden yenilenmiş?
Arkadaşları yarı şaka yarı ciddi şu görüşü aktarmışlar:
- Senin giriş kartına dinleme cihazı yerleştirilmiş olmalı...
Böyle bir şey mümkün mü? Bilemeyiz. O memur da bilmiyor. Ne var ki bu olay kendisini hayli etkilemiş. Diyor ki gönderdiği notta: “Böyle bir şeyin doğru olup olmaması bir yana. Düşüncesinin insanı etkilemesi bile başlı başına bir korku toplumunda yaşadığımızın göstergesi değil mi?”


Bitmez kakofoni!
CHP anlaşılıyor ki yemin etmemenin sonuçlarını hiç hesaplamamış...
Uzun süre hukukçuları bile: “Yemin etmeyen milletvekili yemin edenlerle aynı haklara sahiptir” diye konuştu... Dün yemin etmeden yasama çalışmalarına katılamayacaklarını kabullendiler.
CHP’li geçici Başkan Oktay Ekşi, yemin etmedikleri gerekçesiyle Başkanlık seçiminde CHP’li milletvekillerine, isimlerini okumayarak oy kullandırtmadı...
Çoğu CHP’li yeni bir şaşkınlık yaşadı...
CHP’nin önünü görmek için bir yol haritası oluşturması bu kadar mı zor?
Yapılacak iş basit... Mesela bir hukuk komitesi oluşturacaksınız...
Önde gelen 5 - 6 hukukçunuz baş başa verip hukuki konularda ortak görüş ortaya çıkartacak. Bir yol haritası belirlenecek.
Seri grup toplantılarıyla milletvekilleri bu ortak görüşte birleştirilecek... Her üye ne diyeceğini, ne yapacağını bilecek...
Böyle giderse bu dağınıklık yakında kopmaları da beraberinde getirebilir.
CHP’yi yönetenler temsil ettikleri binlerce oyun sorumluluğunu taşımak ve ciddi olmak zorundalar. 


Adalet düşüncesi
SBF’den genç bir öğretim üyesi, Armağan Öztürk her hafta Radikal 2’de güzel analizler yapıyor... Bu haftaki yazısından bir bölüm:
“... Hukuk özünde siyaset tarafından yaratılan bir olgu olduğu ve dolayısıyla hukukun sınırları siyaset tarafından çizildiği için bizlerin hukuk krizi olarak duyumsadığımız şey aslında genel olarak siyasetin, özel olarak da AKP’nin hukuk siyasetinin krizidir...”


Sivas’ta saygı...
Sivas’ta anma törenine izin verilmemesinden de vahim olay hangisidir?
Otelin girişindeki anı köşesine yakılarak öldürülen kişilerle birlikte saldırganlar arasında yer alan ve olayda ölen iki kişinin adlarının da yerleştirilmesi... Üstelik adlar alfabetik sırayla yazıldığı için en üstte o iki kişiden birinin, Ahmet Alan’ın adı yer alıyor...
Sivas’ta yakılarak öldürülenlerin anısına ancak bu kadar büyük bir saygısızlık yapılabilirdi.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget