Fenerbahçeliler sakin olun - Can Ataklı

Yaz kış demeden, yağmura çamura aldırmadan, kimi zaman yaşanan acı maç sonuçlarına aldırmadan takımını destekleyen için “şike” iddiası çok aşağılayıcı tabii ki.

Bir Fenerbahçeli olarak soruyorlar bana da “Fenerbahçe’nin şike yaptığına inanıyor musun?” diye. “İnanmak istemiyorum” diyorum önce heyecanla ve hatta öfkeyle.

Ama yapmış olabilir mi? Olabilir, ne bileyim. “Peki küme düşürülür mü?” diye soruyorlar o zaman. Ne diyeyim; yüreğime taş basıyorum; “Öyleyse tabii ki düşer. Şüphe altında onursuzca sürekli saldırıya uğramak yerine küme düşüp küllerimizden yeniden doğmak bana çok daha iyi gelir.”

Yine bir taraftar olarak Türkiye’nin en iyisi olduğuna inandığım takımımın, nedeni ne olursa olsun bir maçı bile önceden ayarlamış olmasını içime sindiremem. Aklım da almıyor, “Yahu Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı, Trabzon’u yenmişim, Sivas’tan niye korkayım ki?” diye haykırıyor yüreğim.

Peki bütün bu öfke, karamsarlık, çözüm mü?

Elbette değil. Bu nedenle kimi Fenerbahçeli taraftarların benimle aynı duyguları taşıdığına inandığım halde, işi şiddet boyutuna getirmelerini de anlayamıyorum.

Çünkü bunun hiçbir faydası yok. Gazetecileri dövseniz, stadı yaksanız, sokaklara dökülüp etrafı kırıp dökseniz ne değişecek?

Hiçbir şey.

Ne federasyon korkup lehte bir karar verecek, ne hakimler çekinip davayı düşürecekler.

Açıkçası olan yine Fenerbahçe’ye oluyor. Sporun kuralları resmi maç-özel maç dinlemiyor. İşte özel bir maçta binlerce kişi sahaya doluşunca en az “iki maç seyircisiz oynama” cezası da kapıya geliverdi.

Bunların tekrarlanması halinde cezalar da katlanarak büyüyecek. Bu mu isteniyor?

Fenerbahçe taraftarlarının aşırı tepki vermesini bizzat Yönetim Kurulu üyelerinin teşvik ettiği söylentilerini duyuyorum.

Sanmıyorum ama, eğer yöneticiler içinde böyle düşünenler ve seyircisi kışkırtanlar varsa, çok yanlış yapıyorlar.

Hepsi Türkiye’nin önemli ve tanınmış isimlerinden oluşan Yönetim Kurulu’nun, Fenerbahçe’nin 100 yıllık tarihine, onurlu geçmişine sahip çıkacaklarını, hukuk çerçevesinde olabilecek en güçlü tepkiyi koyacaklarını, Fenerbahçe’nin hakkını mutlaka en iyi şekilde savunacaklarını düşünüyorum.

Aksi zaten Fenerbahçe’ye de yakışmaz.

Tabii bu duygularımı söylediğimde “Ama sen daha işin başında Fenerbahçe küme düşürülemez” diye yazdın o yazıyı diyerek kafama kakıyorlar. O yazıyı şimdi de yazarım. Çünkü o yazı tamamen hukuka ve mantığa göre yazılmıştı.

Şimdi de ona inanıyorum; yargıya intikal etmiş bir olayda Federasyon kanaat adı altında bir veya birkaç takımı suçlayacak ve anında cezasını verecek kararlar almamalı. Bunun yaratacağı tahribatı kapatmamız çok uzun yıllar sürecektir çünkü.



*****


Tutuklu ziyareti bu kadar kolay mı?

Başta Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım olmak üzere tutuklu 22 kişinin yaptığı itirazlar reddedildi. Kaçma ve delil karartma tehlikesi olmadığına göre tutukluluklar neden hala sürer, anlamak çok zor. Galiba pekçok davada olduğu gibi bunda da bir tür “burun sürtme” veya “had bildirme” cezaları uygulanıyor.

Buna karşı, spor nedeniyle tutuklananlara da bir tür ayrıcalık tanınıyor. Neredeyse hergün tutukları ziyarete giden bir ünlünün haberini dinliyoruz TV’lerden, gazetelerde de okuyoruz.

Peki bu nasıl oluyor? Savcılık özel izin veriyormuş. Demek ki şu sıralar savcılar gün boyu “izin belgesi imzalamakla” meşguller. Çünkü o kadar çok ziyaretçi var ki.

Oysa başka davalarda bu asla yapılmıyor. Gazeteci dostlarımız hapiste, eğer ana-baba, kardeş, eş değilseniz görüşmeniz çok zor. Elbette yine izin veriliyor bazı durumlarda ama çok az.

Tutuklu sanıklarla mahkemede bile konuşamıyorsunuz, jandarma gelip hemen itip kakıyor.

Şike davası nedeniyle tutuklu olanlar hepimizin yakından tanıdığı insanlar, ama bu olayda çifte standart uygulanması da hiç hoş değil.



*****


Pazarın fıkraları

Yıldırım Tuna’nın fıkralarıyla keyifli bir pazar dilerim;

Uçak anonsları


Sayın Yolcularımız; Uçağımızdaki beklenmedik bir arıza sebebi ile okyanusa mecburi bir iniş yapmaktayız. Koltuk altındaki minderlerinizi okyanusta yüzmenize yardımcı olarak ve bulursanız bir kıyıya çıktıktan sonra da sazdan yapacağınız kulübede yastık olarak kullanabilirsiniz. Lütfen bu yastıkları Güney Yıldızı Havayolları’nın bir ikramı olarak kabul ediniz, artık size aittir iade etmeyip saklayabilirsiniz..

(Bir başka anons)

Sayın Yolcularımız.. Uçağımızdan ayrılırken yanınızda getirdiğiniz bütün şahsi eşyalarınızı almayı lütfen unutmayınız.. Buna eşiniz ve çocuklarınız da dahildir.. Çünkü depolarımızda yer kalmadı, geride kalan eşyaları personel olarak mecburen aramızda paylaşıyoruz, evlerimizde adamlardan, kadın ve çocuklardan geçilmiyor.. Her birimizde en az 8’er tane laptop var, şemsiye kazak falan da cabası.. Lütfen biraz dikkat yani..

Sersem

Barda akşam keyfi yapan adam bir ara tuvalete gitmiş, döndüğünde “Bir daha bu bara gelirsem ne olayım..!” demiş sinirden kıpkırmızı bir suratla..

“Problem nedir efendim?” diye sormuş barmen. “Ne olacak? Tuvalette eli silahlı, dev gibi bir adam vardı, içeride bana iğrenç bir şey teklif etti, kabul etmezsem öldüreceğini söyledi..” demiş adam çıldırmış bir vaziyette titreyerek. “Ee?.. Peki sonra?” diye sormuş barmen büyük bir merakla..

“Dır dır dır neyi sorup duruyorsun?” demiş adam dehşet içinde, “Silah sesi falan duydun mu sersem..!”

Paspas

Delikanlı süpermarkette işe başlamış, müdürü “Hoş geldin, hayırlı olsun” diyerek elini sıkmış, ona paspası uzatıp “Haydi başla bakalım, yerler pırıl pırıl olacak” demiş gülümseyerek. “A..Ama ben üniversite mezunuyum?” diye cevap vermiş delikanlı şaşırarak. “Oh.. Çok özür dilerim..” demiş müdür, “Unuttum, haklısın.. Paspası bana ver de sana nasıl yapılacağını bi göstereyim..!”

Can Ataklı/Vatan

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget