Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün aydın Türkiye Cumhuriyetinin, uçurumun karanlıklarına doğru sürüklenmesine üzülüyorum…
Parlamenter sistemin, tek adam diktasına dönüştürülmesine üzülüyorum…
Çağdaş laik eğitimin, medrese eğitimine dönüştürme çabalarına üzülüyorum…
Geleceğin kindar ve dindar gençliğini yetiştirmek için Anaokulu çocuklarının taze beyinlerinin kaldıramayacağı, “Anne ölmek istiyorum. Ölüm çok güzelmiş. Günahsız olunca cennete gidiyormuşsun” gibi düşüncelerle doldurulmasına ve toplumun bunu olağan sayacak duruma getirilmesine üzülüyorum…
Kumpaslarla, iftiralarla şanlı Türk Ordusunun çökertilerek, Atatürkçü çizgiden uzaklaştırılmasına üzülüyorum…
Mevcut uygulamalarla, ülkemin uçuruma doğru sürüklenmesini görmeyenlerin sayısının %49,5 çıkmasına üzülüyorum…
Güzel ülkemin birliğinin, din ve ırk ayırımı gözetilerek ayrıştırılmasına üzülüyorum…
Milletvekili dokunulmazlıkları gündeme gelince CHP Genel Başkanının, “teklif anayasaya aykırıdır, ama evet oyu vereceğiz” diyerek, hukuka aykırı bir söylemde bulunmasını, hukukun üstünlüğün savunucusu ve güvencesi olması gereken CHP’ye yakıştırmıyor ve üzülüyorum…
Teröre destek veren, terör propagandası yapan Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması olanaklı iken, iktidar partisinin toptancı anlayışının peşine takılan CHP’nin 20 milletvekili ile destek vererek, Anayasa değişikliğinin halkoylamasına gerek görülmeden kabul edilmesine üzülüyorum…
Cumhuriyeti kuran CHP, gurur duyması gereken sol çizgisini, emek, işçi, köylü, dar gelirlilerin partisi olduğunu göğsü kabararak yüksek sesle dile getirmesi gerekirken, “o ne der, bu ne der” algısından çekinerek bunu yapmamasına ve tabanını kahredecek sağdan adam devşirmesine üzülüyorum…
Gençliğin bir bölümünün internet kahvelerinde, bilgisayar ve cep telefonu başında değerli zamanlarını harcayıp laik cumhuriyete, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmayarak geleceklerinin nasıl karartılmak istendiğinin farkına varmamalarına üzülüyorum…
Laik, sosyal ve demokratik hukuk devletini, siyasilerin ve yurttaşların bir bölümünün, siyasi geleceklerine ve kişisel çıkarlarına kurban ettiklerini gördüğüm için üzülüyorum…
Yargı bağımsızlığı, bu iktidar döneminde yok edilirken, Yüksek Yargı Başkanlarının (Yargıtay, Danıştay, Sayıştay), “Ben partinin kurucu Genel Başkanıyım” diyerek siyaseten tarafsız olmadığını ve partisi ile ilişiğini kesmediği anlaşılan Cumhurbaşkanının peşine takılarak Rize’de çay toplama partisine katılmalarına ve yargının vereceği kararlara gölge düşürmelerine sadece üzülmüyor, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını içselleştirmiş bir yargı mensubu olarak kahroluyorum…
Ata’ma “ayyaş” ve “Atatürk heykelleri puttur”, laik Cumhuriyetime, “doksan yıllık reklam arası”, Kurtuluş Savaşının kahramanlarından İsmet İnönü’ye “Bizans dostu kahpe İsmet İnönü”, “Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır”, denildiğinde, yasal haklarını kullanıp protesto etmeyen toplumun suskunluğuna üzülüyorum…
Dahası da var. Bu kadarla yetinmek istiyorum…
Siz bunlara ne diyorsunuz?
Bana neci misiniz?
Yoksa üzülüyor musunuz?
25.05.2016
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder