CHP lideri çok haklıdır, demokrasilerde, aynı zamanda demokratik bir baskı grubu olan sivil toplum kuruluşlarının, demokrasiye ve laikliğe, demokrasinin ilke ve değerlerine sahip çıkmaları, bir yurt ve yurttaşlık görevi olup, asla siyaset yapmak değildir. Yeri geldiğinde, bu ülkenin vatandaşları olarak, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını dile getirerek, yargıyı eleştirmiyor muyuz, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı konusunda eleştiri ve muhalefet yapmak, yargıya müdahale ve yargının görevini üstlenerek yargısal faaliyette bulunmak mıdır?Tabii ki hayır.Öyleyse, demokrasiye ve laikliğe sahp çıkmak için görüş ve fikir beyan etmek ve bu değerleri yok etmeye çalışan siyasilere muhalefet etmek de, siyaset yapmak olarak değerlendirilemez.
KILIÇDAROĞLU'nun TOBB'u eleştiren konuşmalarını oturduğu yerden izleyen ve eleştiriler karşısında renkten renge giren ve sıkıntılı anlar yaşadığı açıkça gözlemlenebilen TOBB Başkanı HİSARCIKLIOĞLU; Sayın KLIÇDAROĞLU'nun eleştirilerine cevap vermiş ve "Geçmişte TOBB'un, antidemokratik girişimler içinde olmasını tasvip eden birisi değildim. Bu kapsamda '2002'de bütün siyasi partilere aynı yakınlıkta ve uzaklıkta duracağız' dedim. Sayın Kılıçdaroğlu bize muhalefet görevi yüklemek istiyor. Doğru, Türkiye'de bir anamuhalefet boşluğu var mı, var ama anamuhalefet boşluğunu doldurma görevi TOBB'un değil. Bizim böyle bir misyonumuz yok. Siyaset Meclis'te ve siyasi partilerde yapılır. Siyasetin yapılacağı yer burası (TOBB) değil. Burası ekonomik bir kuruluş. Böyle bakmak lazım. Siyasi boşluğu doldurma görevi bize ait değil, anamuhalefet partisine ait. Anamuhalefet partisinin görevini yapması lazım." diyerek, tamamen saçmalamış ve siyasi kimliğini ortaya koyarak, asıl siyaseti bu şekilde yapmıştır.
Ülkemizin en büyük sivil toplum kuruluşlarından olan TOBB'un başkanı bu zihniyette olur ve böyle saçmalarsa, ülkemizdeki demokrasinin bir adım ilerleyemediği gibi, her geçen gün daha da geriye gitmesinin çok doğal olduğunu, maalesef kabul etmek gerekiyor.
Bu ülkede tarafsız ve partilerüstü olması anayasal bir zorunluluk olan Cumhurbaşkanı dahi siyaset yapacak, siyasetin göbek taşına oturacak, siyaset yapan Cumhurbaşkanı suçlanmayacak ve normal karşılanacak, demokrasi ve laiklik büyük bir tehditle karşılaşınca, ülkenin en büyük sivil toplum kuruluşu olan TOBB, siyaset yapamayacağı bahanesiyle bu duruma sessiz kalacak, TOBB'un başkanı da, KILIÇDAROĞLU tarafından bu konuda kendilerine yöneltilen eleştirileri, TOBB ekonomik bir kuruluştur,siyasetin yapılacağı yer TOBB değil, meclis ve siyasi partilerdir, muhalefet yapma görevi bize ait değil, anamuhalefet partisine aittir diyerek demagoji yapıp topu taca atacak, utanmadan ve sıkılmadan, bir de KILIÇDAROĞLU'nu ve partisi CHP'yi, Türkiyede bir anamuhalefet boşluğu yaratmakla suçlayacak. İnsaf be kardeşim.
KILIÇDAROĞLU'nun ne demek istediğini dahi anlayamamış, demokrasi kültüründen yoksun bir başkandan daha fazlasını beklemek iyimserlik olurdu zaten.
KILIÇDAROĞLU; TOBB'a, anamuhalefet görevini benim yerime siz yapın demiyor ki, biz demokrasi ve laiklik karşıtlarına karşı muhalefet yapıp mücadele ederken, bize yardımcı olun, bize arka çıkın ve destekleyin, bizi yalnız bırakmayın, sesinizi çıkarın ve duyurun demek istiyor.Görev devri isteği falan yok.Nasıl ki, herşeyi devletten beklemek gerekmiyorsa, demokrasinin değerlerine ve laikliğe yönelik saldırılar karşısında da, anamuhalefet partisi olarak mücadele veren bizlere destek olun, herşeyi bizden beklemeyin,bize yardımcı olun demek istemiştir.
Demokrasinin değerlerine, laikliğe sahip çıkmak, bu değerlere zarar verenlere karşı muhalefet yapmak, asla siyaset yapmak olmadığı gibi, bir sivil toplum kuruluşu ve aynı zamanda demokratik bir baskı grubu olan TOBB'un olduğu kadar, tüm insanlarımızın da en doğal vatandaşlık hakkı ve görevidir.
12/05/2016
Güner YİĞİTBAŞI
Yorum Gönder