HDP Türkiye partisi olacağız yalanları ile halkı kandırdı.
Sazlı türkülü görüntüleri ile Selahattin Demirtaş büyük sempati topladı.
Sanki bir yıldız yaratıldı.
80 milletvekili ile meclise girince balonu patladı.
Gerisini biliyorsunuz anlatmaya gerek yok.
Kısa sürede Türkiye partisi değil PKK sözcüsü olduğu anlaşıldı.
"Kürt sorunu artık Türkiye'nin tek başına üstesinden geleceği bir mesele olmaktan çıkıp küresel bir sorun oldu” dedi.
Ülke dışında kapı kapı dolaşarak Türkiye’yi şikâyete başladı.
Türkler Doğuda katliam yapıyorlar dedi.
Konuşmaları zehir zemberekti adeta.
Van’da partisinin il kongresinde konuşurken, “Sizlere Hakkâri’den, bir Kürdistan şehrinden sesleniyorum ”deme cüretini gösterdi.
"Türkiye'de inanın ki, nerde bir bomba, nerde bir silah patlıyorsa bunun politik siyasi sorumlusu AKP'dir” diyor demesine de, sormak gerek, sadece AKP mi?
Bir kere Kürt vatandaşlarımızın hamiliğine soyunduklarını, onları temsil ettikleri külliyen yalandır.
Zira Amerika güdümünde BOP projesinin var olması için emperyalizmin postacısı ve kölesi olmuş Türkiye’yi bölmek için var gücü ile ajanlık yapan ve Kandil le işbirliği içerisinde olan bir kişidir Demirtaş.
Bölgede PKK’nın neler yaptıkları meydandadır.
Kürt kökenli vatandaşlarımızın anlattıklarını Ulusal Kanaldan izliyoruz.
CHP içinde bazıları izlememişler demek ki…
***
CHP sokağa çıkma yasağının kaldırılması üzerine 4 Mart’ta Şırnak’ın Cizre ilçesine
araştırma heyeti göndermiş.
Diyarbakır’ın Sur, Şırnak’ın Cizre Nusaybin ve İdil, Mardin’in Nusaybin ilçeleri, Hakkâri, Muş, Elâzığ ve Batman başta olmak üzere en az 22 ilçe hakkında rapor hazırlamışlar.
Valiliklerin hiçbir yasal dayanağı olmadan sokağa çıkma yasağı koydukları, bazı mahallelerde sivil vatandaşların yaşam alanlarının ağır silahlar, tanklar ve uçaksavarlar ile orantısız güç ile yerle bir edildiği yer almış…
***
Giden heyette Sezgin Tanrıkulu ismini görünce hazırlanan raporun nasıl olacağını tahmin etmem kolay oldu.
Tam da düşündüğüm gibi bir rapor hazırlanmış.
Raporda PKK adı hiç geçmiyor ve geçmediği gibi gerek Demirtaş’ın gerekse PKK’nın söylemleri aynen yer alıyor.
Oralarda katliam yapılıyormuş.
Kim yapıyormuş bu katliamı?
Haftanın 7 günü bombalara, keskin nişancılara hedef olan Mehmetçiklerimiz.
Bu raporda “orantısız güç ve tank” kullanıldı” sözleri ile TSK’nın hedef gösterilmesine
İnanın çok üzüldüm.
Bunun doğru olmadığına tüm kalbimle inanıyorum.
Raporda PKK’nın tonlarca bomba gömülerinden, evlerdeki vatandaşları kalkan olarak kullanmasından, kendilerine katılmayanları katlettiklerinden hiç bahsedilmemesi amacı saptırmış bence.
PKK’nın ağır silahlarla karakollara saldırmaları, evlere döşedikleri bomba düzeneklerinden neden söz edilmemiş?
Sokaklara kurulan barikatlar ve gömülen uzaktan kumandalı bombaların patlatılmasıyla kaç
şehit verdik, bombaların metrelerce açtıkları çukurlar rapora neden girmemiş?
O evleri cephaneliğe döndürdükleri neden yazılmamış?
Bir zamanlar PKK’nın avukatlığını yapan ve insan haklarından sorumlu olan Tanrıkulu için sadece PKK’lıların hakları mı var?
İnsan hakları savunucusumudur yoksa PKK koruyucusu mudur anlayamıyorum.
HDP’ lilerle bu kadar içli dışlı olmasını da hiç anlayamıyorum.
Nerede bir HDP eylemi var orada görünüyor.
Meclise verdiği önergelerin çoğu İmralı’daki caninin istekleridir!
Bu haliyle CHP’ye zarar vermektedir.
İktidar olmak isteyen bir CHP halka kulak vermelidir ve içerideki Truvalardan arınmalıdır.
***
Davutoğlu saray tarafından gözden çıkartıldı.
Tek adama direnemedi zira parti içinde gücü yoktu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu;
“Sayın Davutoğlu, üzülerek ifade edeyim ki 4 Mayıs saray darbesine boyun eğerek dikta yönetimine zemin hazırlamıştır.
Oysa demokrasi adına doğru olan, 23 milyon kişinin kendisine verdiği görevi savunmasıydı.
Milli iradeye sahip çıkmasıydı, ‘bu koltuğa beni halk getirdi ancak halk götürür’ demesiydi” diyor ama halkı dinleyen kim?
(Partilerde maalesef genel başkan sultası halen devam ediyor. Bunu unutuyor sanırım.)
Davutoğlu’nun helallik istemesine;
"Elbette ki helallik boynumuzun borcudur. Sayın Davutoğlu’na bütün haklarımızı helal ediyoruz. Bu konuda Sayın Davutoğlu’nun hiçbir endişesi olmasın “derken
Sezgin Tanrıkulu ise Twitter hesabından
"Kısa başbakanlık dönemine en çok ölüm sığdıran Başbakan olarak tarihe geçtin. Arkanda sana hakkını helal etmeyecek yüzlerce insan bıraktın" dedi (!)
Acaba hangi insanlardan bahsediyor dersiniz?
Ben kuşkuluyum…
Yorum Gönder